Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/14289 Esas 2022/16177 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/14289
Karar No: 2022/16177
Karar Tarihi: 12.10.2022

Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/14289 Esas 2022/16177 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, dolandırıcılık, görevi kötüye kullanma ve resmi belgede sahtecilik suçlarından hüküm giyen sanık hakkında yapılan temyiz başvurusunu değerlendirdi. Sanığın resmi belgede sahtecilik suçundan hükümlü olduğu kararı onayladı ve adli para cezasının uygulanması gerektiğini belirtti. Ancak dolandırıcılık suçundan hüküm giyen sanık için temyiz kabul edildi. Mahkemenin ceza miktarını belirlemede hatalı işlem yapması sebebiyle karar bozuldu ve sanığın cezasının yeniden belirlenmesi gerektiği açıklandı. Görevi kötüye kullanma suçundan beraat hükmü verilen sanıkların davası ise zaman aşımı sebebiyle düşürüldü. Kanun maddeleri ise şöyle: 5275 sayılı Kanun’un 106/3. maddesi, 6545 sayılı Kanun’un 81. maddesi, 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesi, 5320 sayılı Kanun'un 8/1 maddesi, 1412 sayılı CMUK’nin 321. ve 322. maddeleri, 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi.
11. Ceza Dairesi         2021/14289 E.  ,  2022/16177 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇLAR : Dolandırıcılık, görevi kötüye kullanma, resmi belgede sahtecilik
    ...
    ...
    ...


    1)Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik katılan vekili ve sanık müdafisinin temyizinin incelenmesinde;
    Dosyada fotokopisi bulunan ve kamu kurumu olan Alaşehir Başsavcılığı tarafından düzenlenmiş suça konu belgeler üzerinde heyetimizce yapılan gözlemde, belgenin aldatma niteliğinin bulunduğunun tespit edilmesi karşısında, CMK'nin 217. maddesi uyarınca delilleri değerlendirerek suçun subut bulduğu yönünde kanaate ulaşan Mahkemenin takdir ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki 3 nolu bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiş; Dairemizce de benimsenen, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 23.01.2018 tarihli, 2017/463 Esas ve 2018/20 Karar sayılı, 23.01.2018 tarihli, 2015/962 Esas ve 2018/16 Karar sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere; hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi halinde uygulanacak olan 5275 sayılı Kanun’un 106/3. maddesinde, 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 6545 sayılı Kanun’un 81. maddesiyle yapılan değişikliğin ve 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulamasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
    Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiilin sanık tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı, tüm dosya kapsamından anlaşılmakla katılan vekili ve sanık müdafisinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA,
    2)Sanık ... hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik katılan vekili ve sanık müdafisinin temyizlerinin incelenmesinde;
    Dairemizce de benimsenen, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 23.01.2018 tarihli, 2017/463 Esas ve 2018/20 Karar sayılı, 23.01.2018 tarihli, 2015/962 Esas ve 2018/16 Karar sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere; hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi halinde uygulanacak olan 5275 sayılı Kanun’un 106/3. maddesinde, 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 6545 sayılı Kanun’un 81. maddesiyle yapılan değişikliğin ve 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulamasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanık müdafii ve katılan vekilinin diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
    5237 sayılı TCK'nin 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f), (j), (k) ve (l) bentlerinde belirtilen nitelikli hallerde suçtan elde edilen haksız menfaat miktarı belli ise, TCK'nin 52. maddesi hükmü de gözetilmek suretiyle haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde temel adli para cezası aynı Kanun'un 61. maddesi uyarınca gün olarak belirlenerek artırım ve indirimler gün üzerinden yapıldıktan sonra, ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı Kanun'un 52/2 madde hükmü gereğince 20-100 TL arasında takdir edilecek miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerekirken, temel ceza önce 100 gün belirlenip daha sonra menfaatin iki katı esas alınarak karışıklığa neden olunması,
    Yasaya aykırı, sanık müdafisi ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun'un 8/1 maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun'un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, nitelikli dolandırıcılık suçu açısından kurulan hüküm fıkrasından “”100 tam gün adli para cezası" ibaresinin çıkartılarak yerine ''2556 tam gün adli para cezası” ibaresinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    3)Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...,... ve ... hakkında görevi kötüye kullanma suçundan kurulan beraat hükümlerine yönelik katılan vekilinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
    Sanıklara yüklenen “görevi kötüye kullanma” suçunun Kanundaki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e maddesinde öngörülen olağan dava zamanaşımının, kesen son sebep olan sanıkların sorgularının yapıldığı 02.05.2014 ve 14.05.2014 tarihlerinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği ve bu itibarla katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanıklar hakkındaki kamu davalarının gerçekleşen olağan dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE, 12.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.








    Hemen Ara