Esas No: 2012/4767
Karar No: 2012/6791
Karar Tarihi: 20.11.2012
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/4767 Esas 2012/6791 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasında görülen kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davası sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 23.05.2012 gün ve 2012/1339 Esas 2012/3549 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
- KARAR -
Davacı vekili, müvekkilinin parasal yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle 18.02.2005 tarih 63 sayılı yönetim kurulu kararı ile ihraç edildiğini, ihraç kararına konu edilen borcun ödendiğini, müvekkilinin başkaca bir borcunun bulunmadığını ileri sürerek, ihraç kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı kooperatif vekili, davacının aidatlarını ödemediğini, ihtarnamelerde belirtilen miktarda müvekkili kooperatife borçlu bulunduğunu, ihraç kararının usulüne uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, Yargıtay 16. Hukuk Dairesi"nin 2008/5466 Esas, 2009/5386 Karar sayılı bozma ilamı doğrultusunda alınan 31.10.2011 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, ihraç kararına dayanak yapılan ihtarnamelerin usulüne uygun olduğu, ihtarnamelerde istenen borç miktarı ile davacının kooperatife olan gerçek borç miktarı arasındaki farkın fahiş ve davacının ödemesini engelleyecek boyutta olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 23.05.2012 tarih ve 2012/1339 Esas, 2012/ 3549 Karar sayılı ilamı ile onanmıştır.
Bu kez, davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1) Dava, ihraç kararının iptali istemine ilişkindir. Dairemizce temyiz incelemesi yapıldıktan sonra karar düzeltme aşamasında; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu yürürlüğe girmiş olup, Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 Sayılı Kanunu"nun 7. maddesinde, "Türk Borçlar Kanunu"nun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76., faize ilişkin 88., temerrüt faizine ilişkin 120. ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138. maddesi görülmekte olan davalarda da uygulanır. " hükmüne yer verilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 88. maddesinin, "Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamaz." hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde de; "Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık
temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur." düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olay bakımından, davalı kooperatifin genel kurullarında belirlenen ve kooperatifçe keşide edilen ihtarnamelerdeki faiz oranlarının anılan yasal düzenlemedeki yerine gelince; para borçları açısından borçlu temerrüdüne bağlanan sonuçlardan birisi, temerrüt faizi ödeme yükümlülüğüdür. Temerrüt faizi borçlunun, para borcunu zamanında ödememesi ve temerrüde düşmesi üzerine kanun gereği kendiliğinden işlemeye başlayan ve temerrüdün devamı müddetince varlığını sürdüren bir karşılık olması itibariyle, zamanında ifa etmeme olgusuyla doğrudan bir bağlantı içindedir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 42. maddesine göre genel kurul, bütün üyeleri temsil eden en yetkili organ olup, kanun veya anasözleşme ile genel kurula tanınmış olan konular hakkında karar verme yetkisini haizdir. Konut Yapı Kooperatifi Tip Anasözleşmesi"nin 23/1. maddesinin 6. bendi uyarınca ortaklardan tahsil edilecek taksit miktarı ve ödeme şartları ile gecikme halinde uygulanacak esasları tespit etmek genel kurulun yetkisi dahilindedir.
Genel kurulca, ödeme günü belirlenerek, (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup) aidatın süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın kesinleşmesi halinde, bu kararın tüm ortakları bağlayacağı açıktır. Genel kurul kararları, üyeler ile kooperatif arasında yapılmış bir sözleşme niteliğinde olup, kooperatif ve üyeler arasında ayrıca faiz oranları ile ilgili sözleşme yapılmasına gerek yoktur. Ayrıca genel kurullarda kararlaştırılan faiz oranları daha sonraki yıllarda değiştirilmediği ve iptal edilmediği sürece genel kurula katılmasa dahi tüm üyeleri bağlar. Bu durumda, genel kurulun belirlediği tarih, 818 sayılı BK’nın 101/2. ( 6098 sayılı TBK’nın 117. ) maddesi hükmü karşısında, kesin vade olup, üyenin bir ihtarla ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek kalmadan, borcun ifasının istenebileceği kuşkusuzdur. Anapara faizi ise borçlunun henüz temerrüde düşmeden ödemesi gereken sözleşmeyle kararlaştırılan faizdir. Bu durumda, kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranı, TBK"nın 88. maddesinde düzenlenen anapara faizi olmayıp, 120. maddede düzenlenen temerrüt faizine ilişkindir. Kooperatif ile üyesi arasında ticari ilişki bulunmadığından yasal oranda temerrüt faizi uygulanmalıdır. 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun" un 2/1. maddesi gereğince, bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1. maddede belirlenen yasal faiz oranına göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur. Maddenin açık ifadesinden de anlaşılacağı üzere temerrüt faizinin, yasal faiz oranından fazla alınması taraflarca kararlaştırılabilir. Anılan maddeler birlikte değerlendirildiğinde kooperatif genel kurulunca belirlenen aidatların ödenmesinde gecikme durumunda alınacak temerrüt faizinin yasal temerrüt faiz oranından daha fazla miktarda kararlaştırılabileceği anlamı çıkmaktadır. Ancak taraflar, uygulanacak faizi oranını belirlerken, 6098 sayılı TBK’nın 120/2. maddesinde öngörülmüş olan sınırlamayı dikkate almak zorundadır.
Somut olayda, davaya konu ihraç kararına esas teşkil eden ihtarnamelerde, "aylık % 10 faizi ile birlikte toplam 18.748,75 TL"nin" ihtarnamede belirtilen süre içerisinde ödenmesi talep edilmektedir. Davacının dava konusu ettiği ihraç kararına esas teşkil eden ihtarnamelerde yer alan ve genel kurulca kararlaştırılması gereken temerrüt faizi, 6098 sayılı
TBK’nın 120/2. maddesindeki sınırlamaya tabi olup, davalı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun"un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacaktır.
Öte yandan, mahkemece bozma ilamına uyulmasından sonra geçmişe etkili yeni bir kanunun yürürlüğe girmesi halinde, bozma ilamına uyulmakla oluşan usuli kazanılmış hak, hukuki değer taşımayacaktır. (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK ile YHGK"nun 07.03.2012 tarih ve 2011/19-799 E, 2012/128 K. sayılı ilamı bu yöndedir.)
Bu durumda, mahkemece, karar düzeltme aşamasında yürürlüğe giren anılan yasal düzenleme, bu açıklamalar çerçevesinde somut olay bakımından değerlendirilerek, ihtarnamelerde belirtilen borç miktarının hesaplanmasına esas alınması gereken temerrüt faizi oranı bakımından gerektiğinde bilirkişiden denetime elverişli bir rapor alınmak ve sonucuna göre bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektiğinden, davacı vekilinin karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemiz"in 23.05.2012 tarih ve 2012/1339 Esas, 2012/3549 Karar sayılı onama ilamı ortadan kaldırılarak yerel mahkeme kararının anılan nedenlerle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
2) Bozma nedenine göre, davacı vekilinin diğer karar düzeltme itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemiz"in 23.05.2012 tarih ve 2012/1339Esas, 2012/3549 Karar sayılı onama ilamının ortadan kaldırılarak yerel mahkeme kararının davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer karar düzeltme itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, evvelce alınan onama harcı ile karar düzeltme harcının istek halinde iadesine, 20.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.