Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/2422 Esas 2022/16092 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/2422
Karar No: 2022/16092
Karar Tarihi: 12.10.2022

Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/2422 Esas 2022/16092 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanıkların vergi usul kanununa aykırılık suçundan açılan davada, sanıkların suçlamayı kabul etmediği ve matrahlı beyanname verdiği tespit edildiği ancak faturaların şartlarının taşımadığından dolayı beraat kararı verildiği belirtilmiştir. Bu nedenle maddi gerçeğin tespiti için suça konu faturaların yazı ve imzalarının sanıklara ait olup olmadığının tespiti için bilirkişi incelemesi gerektiği, faturaları kullanan mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenmesi ve tanıkların dinlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, suçun sübut halinde ise Kanun değişiklikleri göz önüne alınarak yeniden değerlendirme yapılması gerektiği ve mahkumiyet hükümleri yönünden Anayasa Mahkemesi kararı ile zincirleme suç oluştuğunun dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 360. maddesi
- 3568 sayılı Muhasebecilik, Serbest Muhasebecilik, Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu
- 7394 sayılı Kanun'un 4 ve 5. maddeleriyle değişik 213 sayılı Kanun'un 359. maddesi
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 7/2. maddesi
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesi
- Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı
11. Ceza Dairesi         2021/2422 E.  ,  2022/16092 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Vergi Usul Kanunu'na aykırılık
    ...
    ...
    ...

    Katılan vekilinin tüm beraat hükümlerine yönelik, sanık ... müdafisi ile sanık ...’ün ise mahkumiyet hükümlerine yönelik temyizlerinin incelenmesinde;
    Sanıklar ... ve ... hakkında, 2010 ve 2011 yıllarında sahte fatura düzenleme, sanık ... hakkında ise bu suçlara iştirak etme suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanık ...’ün savunmasında suçun işlendiği tarihlerde İzmir’de olmadığını ve ...,... ’ün işleri yürütüğünü, imza ve yazı incelemesi yapılabileceğini, sanık ... ...’ın savunmasında 3 ay kadar şirketle bağı olduğunu, hissesini devrettikten sonra ilgisinin kalmadığını, yine muhasebeci olan sanık ...’nün sadece gönderilen faturaları kaydettiğini, sahte olduğunu bilemeyeceğini beyan ederek atılı suçlamayı kabul etmedikleri, sanık ... ’ın hissesini 27.12.2010 da devrettiğine dair karar alınsa da bu kararın 31.01.2011 tarihinde ticaret sicilinde yayınlandığı, yapılan sorgulamada mükellef kurumun kapasitesi ile uyuşmayan boyutta çok yüksek matrahlı beyanname verdiği, her iki sanığın da aynı zamnada başka ortaklık ve yöneticilik sıfatlarının bulunduğu, vergi incelemesi sırasında faturaları alan şirket yetkililerinin dinlendiği ancak mahkemede dinlenmediği, 2010 takvim yılındaki eylemle ilgili olarak faturaların şartları taşımadığınndan bahisle beraat kararı verildiğinin anlaşılması karşısında; maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından;
    1) Suça konu faturalar temin edilerek her iki sanığa gösterilerek üzerindeki yazı ve imzaların kendilerine ait olup olmadığının ve faturaları kime verdiklerinin tespit edilmesi, isimlerin bildirilmesi halinde bu kişilerin kişinin açık kimlik ve adres bilgilerinin tespiti ile tanık olarak çağrılması, duruşmada çekinme hakkı hatırlatıldıktan sonra faturalar gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, temin edilecek yazı ve imza örnekleri ile faturalardaki yazı ve imzaların sanıklara ve adı bildirilmesi halinde bu kişilere ait olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması,
    2) Faturalardaki yazı ve imzaların sanıklara ya da ismi bildirilen kişiye ait olmadığının anlaşılması halinde ise;

    a) Faturaları kullanan mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorulması, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,
    b) Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması, dava açılmış ise dosyalarının getirtilip incelenerek ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosyaya alınması,
    c) Vergi incelmesi sırasında dinlenen faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin tanık sıfatıyla duruşmaya çağrılarak CMK'nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatıldıktan sonra sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları, sanıkları tanıyıp tanımadıkları ve faturaların düzenlenmesi konusunda sanıkların bir iştiraki bulunup bulunmadığının sorulması,
    d) Ayrıca 3568 sayılı ... Muhasebecilik, ... Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu uyarınca muhasebecilik mesleği gereği olarak verilen hizmet kapsamında sanık ...'nün mükellef şirketin beyannamelerini vermek dışında ne şekilde sahte belge düzenlemek suçuna iştirak ettiği VUK'nin 360. maddesi uyarınca suçtan maddi menfaat elde edip etmediği araştırılıp karar yerinde açıklanıp tartışılmak suretiyle hüküm kurulması gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile sanıklar hakkında hükümler kurulması,
    3) Suçun sübutu halinde; Hükümden sonra 15.04.2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 7394 sayılı Kanun’un 4 ve 5. maddeleriyle değişik 213 sayılı Kanun’un 359. maddesinin 3, 4, 5 ve 6. fıkra hükümleri uyarınca 5237 sayılı TCK’nin 7/2. maddesi de gözetilerek öncelikle lehe Kanun'un tespit edilip uygulama yapılması ve her iki Kanunla ilgili uygulamanın gerekçeleriyle birlikte denetime olanak verecek şekilde ayrıntılı olarak kararda gösterilmesi suretiyle sanıkların hukuki durumlarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    4)Kabule göre de;
    a)Kurulan mahkumiyet hükümleri yönünden, 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    b) Aynı takvim yılı içinde birden fazla sahte fatura düzenleme fiillerinin zincirleme suç oluşturduğu ve sanıklar hakkında TCK'nin 43. maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
    Yasaya aykırı, katılan vekili, sanık ... müdafisi ve sanık ...’ün temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 12.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.








    Hemen Ara