Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/5593 Esas 2022/2831 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/5593
Karar No: 2022/2831
Karar Tarihi: 05.04.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/5593 Esas 2022/2831 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, hisse satış sözleşmesinin gereğinin yerine getirilmediği, şirketin usulsüz borçlandırıldığı ve içi boşaltıldığı iddiasıyla sözleşmenin feshedilmesi ve hisselerin tekrar adına kaydedilmesi ile tazminat talebiyle dava açmıştır. İlk derece mahkemesi davanın reddine karar vermiş, istinaf başvurusu da reddedilmiştir. Ancak temyiz davası sonucu, hisse bedelinin tamamının peşin ödenmediği ve bakiye hisse devir bedelinin devir tarihinde ödenmediği kabul edilerek, karar bozulmuş ve dava dosyası ilk derece mahkemesine geri gönderilmiştir. Davanın esasına ilişkin kanun maddeleri ise Türk Borçlar Kanunu'nun 106. maddesi ve Türk Ticaret Kanunu'nun 520. maddesidir.
11. Hukuk Dairesi         2020/5593 E.  ,  2022/2831 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Manavgat 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 11.12.2018 tarih ve 2011/533 E- 2018/387 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nce verilen 25.02.2020 tarih ve 2019/1073 E- 2020/294 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 05.04.2022 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı ... vekili Av. ... ile davalı Manavgat Sevgi Özel Sağlık Hiz. Turzm. İnş. ve Tic. Ltd. Şti. vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davacının Manavgat Sevgi Özel Hiz. Tur. İnş. ve Tic. Ltd. Şti'ndeki hisselerini, 01/09/2010 tarihli protokol, aynı tarihli ortaklar kurul kararı ve 02.09.2010 tarihinde Noter'de yapılan Hisse Devir Sözleşmesi ile davalıya devrettiğini, davalının hisse devir sözleşmesinin gereğini yerine getirmediği gibi şirketi usulsüz borçlandırdığını, hukuka uygun olmayan yöntemlerle şirketin içini boşalttığını, bu nedenle devir sözleşmesinin TBK'nın 106. maddesine uygun olarak feshedildiğini ileri sürerek, hisse satış sözleşmesinin feshedildiğinin tespitine, feshedilen satış sözleşmesi nedeni ile 4.327 adet hissenin tekrar ticaret sicilinde ve ortaklar pay defterinde adına kaydına, hisse satış sözleşmesindeki edimini ifa etmeyerek sözleşmenin geçersizliğine sebep olan davalıların şimdilik, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak şartıyla 10.000,00 TL tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekili, davacı ile davalı ... arasında imzalanan hisse devir sözleşmesinin TTK'nın 520. maddesi uyarınca geçerli olduğunu, hisse devir sözleşmesinin tek taraflı feshedilemeyeceğini, hisse devir bedelinin nakden ve peşin olrak ödendiğinin resmi belge ile sabit olduğunu, 01.09.2010 tarihli protokolde çek verileceği yazılı olsa da, 02/09/2010 tarihinde devir bedelinin nakit olarak ödendiğini, davacı dahil eski ortakların sermaye koyma borcunu yerine getirmedikleri için ortaklıktan çıkarıldıklarını, şirket üzerindeki haciz riskinden dolayı şirket borçlarının ...'ın şahsi hesaplarından yapıldığını, ayrıca müvekkili tarafından şahsen 228.035,00 TL paranın şirket işlerinin devamı için şirkete konulduğunu, tazminat talebinin mesnedinin olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesince, davaya konu 01.09.2010 tarihli protokolde satıcı olarak davacı dışında dört ortağın daha bulunduğu, sözleşmeden sonra 02.09.2010 tarihinde Noter'de yapılan sözleşmeyle hisse devrinin gerçekleştiği, şirket tarafından devire onay verildiği, Noter'de yapılan hisse devir sözleşmelerinde devir bedelinin peşin olarak ödendiğinin belirtildiği, hisse devirlerinin ticaret sicilince tescil ve ilan edildiği, Noter'de yapılan sözleşmenin sahteliği veya geçersizliği ileri sürülmediği, resmi şekilde yapılmış ve aksi iddia ve ispat edilemeyen Noter sözleşmesi karşısında bakiye borcun ödenmediğine ilişkin iddianın usulünce ispatlanamadığı gerekçeleriyle, davanın reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı, davacı vekili, istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, davacının protokolde belirlenen ileriye yönelik ödemelerin yerine getirilmediği iddiasının yerinde olmadığı, dava dışı ortaklardan ...tarafından, aynı gerekçelerle aynı protokole dayanarak açtığı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2014/1125 Esas sayılı davanın reddi kararının Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği ve kesinleşen dava dosyasının, işbu dava dosyası yönünden güçlü delil teşkil ettiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Davacı vekili, kararı temyiz etmiştir.
    1-Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına hisse devir sözleşmesinin feshi sebebinin bulunmamasına davacının hem hisse devir bedeli, hem de devrin iptali ile tazminat talebinde bulunamayacak olmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından davacının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-Dava, davalı ...’a satışına ilişkin 02.09.2010 tarihli limitet şirket hisse devir sözleşmesinin feshedildiğinin tespiti ve hisselerin davacı adına tescili kayyum tayini, ödenmeyen hisse devir bedelinin faiziyle tahsili ile tazminat talebine ilişkindir.
    Davacı ve dava dışı diğer şirket ortaklarının hisselerinin davalıya devri nedeniyle davalının hisse bedeli borcunun kapsam ve miktarı 01.09.2010 tarihli protokol ile düzenlenmiş olup buna göre toplam devir bedelinin 2.500.000.-TL olduğu, 1.000.000.-TL’sinin peşin ödendiği, bakiye kalan 1.500.000.-TL için Ocak 2011 tarihinden başlamak üzere 8 adet sıralı çek verileceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
    Taraflar arasında protokol ve hisse devrinin sahteliği ve geçersizliğinden söz edilmemiş olup, davacı tarafça hisse devri karşılığı alınan 1.000.000.-TL peşinat dışında bakiye 1.500.000.-TL devir bedeli için verilmesi gerekli 8 adet çekin davalı tarafından teslim edilmediği iddia edilmiştir. Davacı dosyada mevcut 02.11.2010 tarihli ...’a hitaben gönderdiği ihtarname ile de çeklerin teslim edilmesini istemiş, davalı ... tarafından gönderilen 08.11.2010 tarihli cevabi ihtarnamede yer alan “Satış protokolünde gösterilmeyen borçlarınızı özellikle de sizin döneme ait borçların çıkması nedeniyle ihtar konusu edilen çeklerde olası işbu borçlarınızı kapatmak üzere kullanılacaktır. Netice itibariyle ödenilmeyen borçlar sizin dönemin keyfi ve muvazaalı işlemlerine ve satış protokolünde ödemeyi taahhüt edip ödemediğiniz hisseleriniz nedeniyle ödenilemediğini ihtaren beyan ederim” şeklindeki beyandan çeklerin teslim edilmediği ve bakiye hisse devir bedelinin devir tarihinde davalı tarafından davacıya ödenmediğinin kabulü gerekirken, mahkemece hatalı değerlendirmeyle davanın reddine karar verilmesi davacı ile davalı ... arasındaki hisse devir sözleşme bedelinin bakiye çekler bakımından ihtarnamedeki bu beyan ve çek bedelinin hisse devri anında peşin ödendiğine dair ibare de bulunmadığı nazara alınarak her dosyanın ayrı değerlendirilmesi gerekirken emsal karar nazara alınarak eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacının sair temyiz isteminin reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalı ...'tan alınarak davacıya verilmesine, 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı şirkete verilmesine, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 05/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara