Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7374 Esas 2022/2844 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/7374
Karar No: 2022/2844
Karar Tarihi: 05.04.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7374 Esas 2022/2844 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, inşaat projesinde kırılan kazık makinesinin orijinalini taktırmak zorunda kaldıklarını ve sigorta şirketinin parça bedelinin tamamını karşılamadığını iddia ederek, davalı sigorta şirketinin takibine itirazın iptal edilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi davalı sigorta şirketinin eksik sigorta hükümleri uygulamadığını belirterek davacının talebini kısmen kabul etmiştir. İstinaf Mahkemesi de bu kararı onamıştır. Ancak Yargıtay, mahkemenin gerekçe ve hüküm oluşturmadığı gerekçesiyle kararı bozmuştur.
HMK'nın 388/1-3. ve 6100 sayılı HMK'nın 297/1-c. maddelerine göre bir mahkeme hükmünde tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin birer birer, açık ve anlaşılır bir şekilde gösterilmesi gerekmektedir. Yargıtay ayrıca, davacı vekilinin sair temyiz itirazları ile davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmemesine karar vermiştir.
11. Hukuk Dairesi         2020/7374 E.  ,  2022/2844 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ


    Taraflar arasında görülen davada Samsun Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 13.02.2020 tarih ve 2018/865 E- 2020/143 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nce verilen 15.09.2020 tarih ve 2020/615 E- 2020/1005 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, 24/10/2017 tarihinde Cengiz İnş. Maçka Zigana yol ve tünel yapım işi projesinde kazık makinesinin kelly borusunun kırılması nedeniyle davalı şirkete hasar tespiti için başvuru yapıldığını, davacı şirketin teklif veren firmaların orijinal parça kullanmayacağından haberdar olmadığından dolayı iki firma dışında hasarın giderilmesi amacıyla Lıebherr Makine Tic Servis Ltd. Şti. ile anlaşarak parçaların orijinalini taktırmak zorunda kaldığını, Outer Kelly marka 1 adet orijinal parça nedeniyle 21/11/2017 tarihinde 180.949,22 TL tutarındaki parçalar nedeniyle 187.973,29 TL'nın bir kısmının Allianz Sigorta Şirketi tarafından karşılanmadığını, bunun üzerine Samsun İcra Müdürlüğü'nün 2018/123961 Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalının süresinde takibe itiraz ettiğini ileri sürerek davalının takibe yapmış olduğu itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesine talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, hem aktif husumet yokluğu hem pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, davanın Yapı Kredi Finansal Kiralama A.O'ye ihbar edilmesi gerektiğini, davaya konu olay sebebiyle Yapı Kredi Finansal Kiralama A.O'ye 58.005,25 TL ödeme yapıldığını, davacının elinde bulunan araca orjinal parça takma zorunluluğunun olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    İlk derece mahkemesi, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacı ile dava dışı Yapı Kredi Finansal Kiralama A.Ş. arasında hasara konu edilen iş makinesi için finansal kiralama sözleşmesi akdedildiği, Yapı Kredi Finansal Kiralama A.Ş. ile davalı sigorta şirketi arasında makine kırılması sigortası poliçesi tanzim edildiği, davalının Makine Kırılması Sigorta Poliçesi ile teminat altına aldığı ve davacının finansal kiracısı bulunduğu Liebherr marka fore kazık makinesinin teminat tarihleri arasında hasarlandığı, davalı tarafından yaptırılan sigorta eksper incelemesi ile de onarımın mümkün olmadığı ve parçanın yenisi ile değişiminin gerekli olduğunun anlaşıldığı, davalı tarafından parçanın Türk üretimi muadili ile değişimi bedelinin poliçedeki muafiyet uygulanarak ve eksik sigorta hükümleri uygulanmaksızın ödendiği, davacının ise parçanın yabancı üretimi olan orjinal parça bedelini talep ettiği, makine kırılması poliçe genel şartları 14. maddeye göre kısmi hasar halinde hasardan evvelki hal ve şartlara göre bedel ödenmesi gerektiği, alınan bilirkişi raporu ile hasar gören parçanın hasarlanmadan önce orjinal parça olduğu, onarımının mümkün olmadığı ve orjinali ile değişiminin gerektiği, yine hasarlanan parçanın ve iş makinesinin niteliği gereği orijinalinin kullanılmaması halinde 1mm ölçü farkı veya malzeme kalitesinden kaynaklı kayıplar yaşanacağının belirtildiği, bu durumda gerek poliçe genel şartlarında yer alan düzenleme gerek somut iş makinesinin niteliği gereği hasar gören parçanın orijinali ile değişiminin ve buna göre orijinal parça bedelinin ödenmesi gerektiği, davalı tarafından eksik sigorta hükümleri uygulanmadığından yapılan hesaplamada da dikkate alınmaksızın ve uygulanan %10 muafiyet hükümleri dikkate alınarak, parçanın sovtaj değeri ile sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme mahsup edilerek bilirkişi raporu ile hesaplanan bakiye 97.460,83 TL'yi davacının talep edebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalının Samsun İcra Müdürlüğünün 2018/123961 sayılı icra dosyasına vaki itirazının 97.460,83 TL üzerinden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %14 oranını geçmemek üzere avans faizi uygulanmasına, fazla istemin reddine, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine, davalının kötü niyet tazminatı ödenmesi talebinin reddine karar verilmiştir.
    Karar, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
    İstinaf Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, makine kırılması sigortası genel şart hükümleri, poliçe ve kırılan makinenin özellikleri göz önüne alındığında, mahkemece orijinal parça ile değişim üzerinden tespit edilen bedele karar verilmesinin yerinde olduğu, hüküm kurmaya elverişli ve denetime açık bilirkişi raporuna göre sovtaj değerinin de yerinde olduğu, davalının eksik sigortaya ilişkin savunmasının bulunmadığı, hükmedilen miktarın yargılama sonucunda tespit edilmesi nedeniyle kötü niyet tazminatı şartları oluşmadığından talebin reddine karar verilmesinde de usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Karar, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dava, makine kırılması sigorta poliçesine dayalı sigorta tazminatı alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
    T.C. Anayasası'nın 141/3 maddesi gereğince bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 388/1-3. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/1-c. maddesi, bir mahkeme hükmünün kapsamının ne şekilde olması gerektiğini açıklamıştır. Bir mahkeme hükmünde, tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin birer birer, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde hükümde gösterilmesi gereklidir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
    Somut olayda; Bölge Adliye Mahkemesince; sadece davalı tarafın istinaf başvurusunun değerlendirildiği, davacı tarafın istinaf istemi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği; hal böyle olunca Bölge Adliye Mahkemesince, taraf vekillerinin istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 359. maddesine ve yukardaki açıklamalara uygun bir gerekçe ve hüküm oluşturulmadığı; anlaşılmakta olup davacı vekilinin temyiz itirazının HMK'nın 371/1ç maddesi uyarınca kabulüyle Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın yeniden hüküm kurulmak üzere bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    2-Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazları ile davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, 2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HMK'nın 371/1-ç maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden taraflara iadesine, 05/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara