Esas No: 2020/10583
Karar No: 2022/10371
Karar Tarihi: 17.10.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/10583 Esas 2022/10371 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2020/10583 E. , 2022/10371 K.Özet:
İzmir 18. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davada sanık, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan mahkum edilmiştir. Ancak, Ceza Dairesi kararı incelerken şu hususlar dikkat çekmiştir:
1) Hükmün gerekçesinde, kanıtların tartışılarak değerlendirilmesi ve sanığın suçunun nitelendirilmesinin yapılması gerektiği halde yetersiz ve dosyaya uymayan bir gerekçeyle hüküm kurulmuştur.
2) Sanık hakkında daha önce işlediği bir suçla ilgili olarak verilen \"kamu davasının açılmasının ertelenmesi\" kararı nedeniyle yapılan kovuşturma sonuçlanmamıştır. Bu nedenle, her iki suça ilişkin davaların birleştirilmesi ve delillerin tartışılması gerektiği halde, eksik araştırma ile hüküm kurulmuştur.
3) Sanığın infazda olan başka bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının olup olmadığı araştırılmadan hüküm kurulmuştur. Bu nedenle, 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrası uyarınca, ikinci suçtan açılan davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, davanın düşmesine ve tedavi/denetimli serbestlik uygulanmasına karar verilmesi gerektiği belirtilmektedir.
4) Anayasa Mahkemesi'nin kararı ve kanun değişikliği nedeniyle, sanığın durumunun yeniden belirlenmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Detaylı Kanun Maddeleri:
- Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 141/3 maddesi
- CMK'nın 34. ve 230. maddeleri
- TCK'nın 191. maddesi (5. fıkrası)
- CMK'nın 223. maddesi (8. fıkrası)
- 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi
- 523
"İçtihat Metni"
Mahkeme : İZMİR 18. Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Aralarındaki bağlantı nedeniyle Dairemizin 2021/3003 esas sayılı dosyası ile birlikte incelenmiştir.
1- Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 141/3, CMK'nın 34. ve 230. maddeleri uyarınca hükmün gerekçesinde, iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin yazılması, kanıtların tartışılarak değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen kanıtlar ile mahkemece ulaşılan kanaatin, sanığın suç oluşturduğu veya oluşturmadığı sabit görülen fiilinin belirtilmesi ve bu fiilin nitelendirilmesinin yapılması suretiyle hüküm kurulması gerekirken, yetersiz ve "... dosyada bulunan kamu davasının ertelenmesine dair karar ve bu karar ile infaz değerlendirme komisyon kararları nedeniyle yapılan tebliğ parçaları dikkate alındığında, sanığın erteleme süre içerisinde yüklenen yükümlülüklere ve uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmadığı yönünde mahkememizde olumlu kanaat oluştuğundan..." şeklinde dosya kapsamına uymayan gerekçe ile hüküm kurulması,
2- İddianame içeriğinde, sanık hakkında daha önce işlediği aynı suçtan dolayı verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının ihlal nedeniyle kaldırılarak iddianame ile kamu davası açıldığından bahisle, 04/03/2015 tarihli bu suç nedeniyle doğrudan kamu davası açıldığının belirtildiği; ancak daha önce işlediği 16.07.2014 tarihli suçla ilgili olarak Mahkemesince mahkûmiyet kararı verildiği ve dosyanın Dairemizin 17.10.2022 tarihli kararı ile bozulduğu ve henüz kesinleşmediği anlaşılmakla,
Sanık hakkında daha önce, aynı nitelikteki başka bir suç nedeniyle 6545 sayılı Kanun'la değişik TCK'nın 191. maddesinin 2. fıkrası uyarınca verilmiş bir "kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı varsa ve kovuşturması devam ediyorsa, verilecek hüküm inceleme konusu davada verilecek kararı da etkileyeceğinden, her iki suça ilişkin davaların birlikte incelenen 16.07.2014 tarihli suça ilişkin dosyada birleştirilmesi ve delillerin tartışılması, sonuçlanmış ve hüküm kesinleşmiş ise dosyasının getirtilerek bu dosya içine konulması gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
3- Suç tarihinden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrasının
olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tespiti açısından; sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı, bu suç tarihinden önce açılmış başka bir dava veya soruşturma olup olmadığının, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında veya 6545 sayılı Kanun yürürlüğe girdikten sonra verilmiş olan bir kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının erteleme süresi zarfında işleyip işlemediğinin ve önceki dava sonucunun araştırılması, gerektiğinde Cumhuriyet Başsavcılığından ve Denetimli Serbestlik Müdürlüğünden suç tarihinde sanığın infazda olan başka bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının bulunup bulunmadığı sorulup belirlendikten sonra;
Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında veya 6545 sayılı Kanun'la değişik TCK'nın 191/2. maddesi uyarınca verilmiş bir "kamu davasının açılmasının ertelenmesi'' kararının erteleme süresi zarfında işlemişse; 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz" hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK'nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca "davanın düşmesine" ve tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararı veren ilgili mahkemeye ya da kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı veren ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulunulmasına karar verilmesi; aksi halde 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değişik 5237 sayılı TCK'nın 191. maddesi uyarınca, yargılamaya devam olunarak, hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
Kabule göre;
4- Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesinde yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 17.10.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.