Esas No: 2021/995
Karar No: 2022/2826
Karar Tarihi: 05.04.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/995 Esas 2022/2826 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/995 E. , 2022/2826 K.Özet:
Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülen dava, iş sözleşmesi uyarınca voleybol öğrencilerinin antrenörlüğünü yaptığı sırada davacının zararına haksız rekabet yoluyla müşteri potansiyelini ele geçirmeye çalıştığı iddiasıyla açılmıştır. Mahkeme, davalının rekabet yasağına aykırı davranışı nedeniyle cezai şartın tahsiline karar vermiş, ancak hüküm fıkrasına yanlışlıkla \"haksız rekabetin tespitine\" ibaresini eklemiştir. Bu nedenle, Yargıtay, kararı bozmuş ve hüküm fıkrasından \"haksız rekabetin tespitine\" ibaresinin çıkarılması, yerine \"cezai şartın\" ibaresinin eklenmesini istemiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 444 ve devamı maddeleri işçinin rekabet yasağına aykırı davranışı nedeniyle cezai şart istemine ilişkin hükümleri düzenlerken, haksız rekabet ile ilgili hükümler ise 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 54 ve devamındaki maddelerinde yer almaktadır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 16.12.2020 tarih ve 2020/424 E. - 2020/893 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, 15/09/2013 tarihli iş sözleşmesi uyarınca davalının davacıya bağlı olarak voleybol öğrencilerinin antrenörlüğünü yaptığını, davalı ile imzalanan sözleşmede antrenörlerin rekabet yasağına aykırı davranmalarını önlemek için cezai şart konulduğunu, davalının 23/09/2014 günü işten ayrıldığını, davalının öğrencilerin velileri ve öğrencilerle irtibata geçerek davacıyı karalayıp müşteri potansiyelini ele geçirmeye çalıştığını ileri sürerek, sözleşmede belirtilen 15.000.- TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının yasaya aykırı faaliyetine son verilmesine, müvekkilinin zararlarının bilirkişi marifetiyle tespit edilerek davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davacıyla davalı arasındaki ilişkinin işçi-işveren ilişkisi olduğunu, davanın iş mahkemesinde açılması gerektiğini, davacı şirkette voleybol antrenörü olarak işe başladığını, davacı şirketin kendisini teşvik etmesi sonucu işyerinde şube koordinatörlüğü görevine getirildiğini, işe girdikten sonra davacının psikolojik baskı uyguladığını, görev yaptığı dönem içerisinde aldığı paranın hakkını vermeye çalıştığını, ancak yapılan baskılar sonunda işten ayrıldığını, işsiz kalmamak için önce başka bir spor kulübünde gönüllü antrenör olarak çalıştığını, davacının öğrencileri ve velileri ile irtibata geçip onları kandırdığı yönündeki iddiaların doğru olmadığını, herhangi bir haksız rekabette bulunmadığını, sadece çalışmak zorunda olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamada, taraflar arasında 15/09/2013 tarihli Şube Koordinatörlük Sözleşmesi imzalandığı, davalının şube koordinatörü-temsilcisi olarak hizmet verdiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 4.7.c maddesinin 1 yıl süre ile rakip bir işyerinde faaliyete bulunma (rekabet) yasağı öngördüğü, davalının 23/08/2014 tarihinde istifa ederek 1 yıllık rekabet yasağına aykırılık teşkil edecek şekilde rakip spor salonunda çalışmaya başladığı, davalının koordinatörlük/şube temcilcilik görevi gereği davacı işverenin
müşteri bilgilerinin yanısıra yaptığı işlerle ilgili bilgi edinme imkanına da sahip olduğu ve bu bilgileri yeni iş yerinde kullanma ihtimali bulunduğu, davacının önemli nitelikte zararına sebebiyet verebileceği, bunun için davalının davacıya ait işyerinden ayrıldıktan sonra rakip bir işyerinde faaliyete başlamasının yeterli olduğu, ayrıca fiili bir zarar olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılmasına gerek olmadığından davanın kabulüne, haksız rekabetin tespitine, rekabet yasağına konu süre, sözleşmenin 4.6 maddesi ile davacıya tek taraflı sözleşmeyi sonlandırma yetkisi tanınması, davalının çalıştığı yaklaşık 1 yıllık süre, davacının yüklendiği edim, davalının geliri dikkate alınarak TBK’nın 444, 445/2. maddesi uyarınca cezai şartta takdiren 1/2 oranında indirim yapılmak sureti ile 7.500.- TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinde öngörülen işçinin rekabet yasağına aykırı davranışı nedeniyle cezai şartın tahsili istemine ilişkin olup, haksız rekabet ile herhangi bir ilgisi bulunmamaktadır. İşçinin rekabet yasağına aykırı davranışı nedeniyle cezai şart istemine ilişkin hükümler 6098 sayılı TBK'nın 444. ve devamı maddelerinde, haksız rekabete ilişkin hükümler ise 6102 sayılı TTK'nın 54. ve devamındaki maddelerinde düzenlenmiştir. Bu bakımdan, mahkemece, hüküm fıkrasının 2. satırına “Haksız rekabetin tespitine,” ibaresinin yazılması doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiş ise de, anılan bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm fıkrasının 2. satırında yer alan “Haksız rekabetin tespitine,” ibaresinin hükümden çıkartılarak, hüküm fıkrasının 2. satırında yer alan “7.500 TL” ibaresinden sonra gelmek kaydıyla “cezai şartın” ibaresi eklenmek suretiyle HUMK 438/7 maddesi uyarınca kararın re’sen düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün 2. satırında yer alan “Haksız rekabetin tespitine,” ibaresinin hükümden çıkartılarak, hüküm fıkrasının 2. satırında yer alan “7.500 TL” ibaresinden sonra gelmek kaydıyla “cezai şartın” ibaresi eklenmek suretiyle kararın bu şekli ile re’sen DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 05/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.