Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/16313 Esas 2022/10466 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/16313
Karar No: 2022/10466
Karar Tarihi: 18.10.2022

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/16313 Esas 2022/10466 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık hakkında ailesine karşı tehdit, yaralama eylemi ve uyuşturucu madde kullanması nedeniyle şikayet başvurusunda bulunulmuş, sonrasında ise uyuşturucu madde kullanması suçundan hakkında kamu davası açılmıştır. Ancak mahkeme, sanığın üzerine atılı suçtan beraatına karar vermiştir. Ancak kararın içerisinde yanlış yazım ve uygulama hataları bulunmuştur. Kamu davası açılmasının ertelenmesi kararında suç tarihi yanlış yazılmış ve sanığın kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etmesi şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle beraat kararı verilemeyeceği belirtilmiştir. Bu durumda, kamu davasının durdurulması kararı verilerek tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanması gerektiği ve bu kararın infazının sonucunun beklenilmesi, sanığın yükümlülüklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi durumunda yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri ise şöyledir: 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/8-2. cümlesi ve 223/1. maddesi.
10. Ceza Dairesi         2020/16313 E.  ,  2022/10466 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
    Hüküm : Beraat

    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    Aile bireylerine karşı tehdit, yaralama eylemi ve uyuşturucu madde kullanması nedeniyle sanık hakkında 29/04/2014 tarihinde sanığın babası, annesi ve kardeşi tarafından şikayetçi olunduğu, ancak sanığın 12/11/2014 tarihinde Siirt Sulh Ceza Hakimliğinin 2014/586 Değişik İş sayılı kararı ile CMK 'nın 75. maddesi gereğince idrar örneklerinin alınmasına karar verildiği, 13/11/2014 tarihinde idrar örneklerinin alındığı ve 14/11/2014 tarihli rapor ile uyuşturucu madde kullandığının tespit edilerek suçun sübut bulduğu, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık hakkında 21/11/2014 tarihinde kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verildiği, erteleme ile birlikte verilen tedbirin infazında sanığın kendisine yüklenen yükümlülükleri ihlal ettiği gerekçesiyle yapılan yargılamada mahkemece, "sanık adına çıkartılan davetiyenin usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen yasal 10 günlük süre içerisinde müdürlüğe başvurmaması üzerine Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce 2. kez uyarılı ihtarat yapılmaması nedeniyle sanığın denetime uymamada ısrar ettiğinden söz edilemeyeceği, somut olayda sanığın ısrarı olmadığı ve sanığın üzerine atılı fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması" nedeniyle sanığın üzerine atılı suçtan CMK 223/2-a gereği beraatine karar verildiği anlaşılmakla,
    1- Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ve gerekçeli kararda suç tarihinin "13/11/2014" yerine "29/04/2014" olarak yanlış yazılması,
    2- 5721 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/1. maddesinde; “Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.” ve aynı maddenin 8. fıkrasında "Türk Ceza Kanunu'nda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." şeklinde düzenlemenin yer aldığı, tüm bu düzenlemeler karşısında somut olayda; sanığın kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etmesi şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle beraaat kararı
    verilemeyeceğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8-2. cümlesi uyarınca kamu davası hakkında durma kararı verildikten sonra, tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri ugulanmasına ilişkin kararın infazının sonucunun beklenilmesi, sanığın kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi hâlinde, yargılamaya devamla işin esasına girilerek hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 18/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Hemen Ara