Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1026 Esas 2022/2819 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1026
Karar No: 2022/2819
Karar Tarihi: 05.04.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1026 Esas 2022/2819 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülen asıl ve birleşen davada, davacı acentelik sözleşmesinin davalı tarafından haksız feshedildiğini belirterek denkleştirme (portföy) tazminatının ödenmesini talep etmişti. Mahkeme, bilirkişi raporları doğrultusunda davacının talep ettiği tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verdi. Ancak, her iki davanın birleştirilmesine rağmen ayrı dava olarak düşünülmesi gerektiği ve hüküm kurulurken yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin her dava için ayrı ayrı belirlenmesi gerektiği hatırlatıldı. Bu nedenle mahkeme kararı bozuldu. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 23. maddesinin 16. bendine göre sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra sigorta acentesinin portföyü sayesinde önemli menfaatler elde etmesi durumunda sigorta acentesinin sigorta şirketinden tazminat talep edebileceği belirtildi.
11. Hukuk Dairesi         2021/1026 E.  ,  2022/2819 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
    ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA
    ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA
    BİRLEŞEN DAVA : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ'NİN 2015/709 ESAS


    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 07.10.2020 tarih ve 2015/519 E. - 2020/551 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Asıl davada davacı vekili, davacı ile davalı şirket arasında 02.04.2002 tarihinde imzalanan acentelik sözleşmesinin davalı tarafın 06.09.2010 tarihli haksız feshi ile sona erdiğini, davalı şirketin davacı acentenin oluşturmuş olduğu müşteri çevresinden herhangi bir karşılık ödemeden yararlanmış olması nedeniyle denkleştirme (portföy) tazminatı ödemekle yükümlü olduğunu, sözleşmenin feshinden sonra davacı tarafından davalı şirkete bu yönde yapılan sözlü talebin davalı tarafça kabul edildiğini, ancak ödeme yapılmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL denkleştirme tazminatının sözleşmenin feshi tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Asıl davada davalı vekili, TTK'nın 122/4. maddesi hükmüne göre dava konusu tazminatın sözleşme ilişkisinin sona ermesinden itibaren bir yıl içinde talep edilmesinin gerektiği, ancak sözleşmesinin 06.09.2010 tarihinde sona ermiş olmasına rağmen davanın 08.10.2013 tarihinde açılmış olduğunu, bu nedenle davanın zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, davacı tarafça denkleştirme tazminatına yönelik sözlü talepte bulunulmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
    Birleşen davada davacı vekili, davacı ile davalı şirket arasında 02.04.2002 tarihinde imzalanan acentelik sözleşmesinin davalı tarafın 06.09.2010 tarihli haksız feshi ile sona erdiğini, davalı şirketin davacı acentenin oluşturmuş olduğu müşteri çevresinden herhangi bir karşılık ödemeden yararlanmış olması nedeniyle denkleştirme (portföy) tazminatı ödemekle yükümlü olduğunu, asıl dava konusu ile konusu aynı olan, bu davanın ek dava niteliğinde olduğunu, dosyaların birleştirilmesi gerektiğini ileri sürerek 79.000.- TL portföy alacağının sözleşmenin fesih tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Birleşen davada dava dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilmemiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya ve benimsenen bilirkişi raporlarına göre; 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 23. maddesinin 16. bendi gereğince sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra sigorta acentesinin portföyü sayesinde önemli menfaatler elde ediyor ve hakkaniyet gerektiriyor ise sigorta acentesinin sigorta şirketinden tazminat talep edebileceği, bu nedenle bilirkişilerce hesaplanan iki yıllık mevcut komisyon belgelerine göre davacının 56.466,05 TL denkleştirme tazminatı talep edebileceği gerekçesiyle 2015/519 Esas ve birleşen dava dosyası olan 2015/709 Esas sayılı dosyalar yönünden davanın kısmen kabulü ile 56.466,05 TL yıllık denkleştirme tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fesih tarihi olan 06/09/2010 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizle birlikte tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı, asıl ve birleşen davada taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    1- Asıl dava ve birleşen dava, taraflar arasındaki Acentelik Sözleşmesinin davalı tarafından feshi nedeni ile davacı tarafından talep edilen portföy tazminatı istemine ilişkin olup mahkemece yukarıda özetlenen şekilde hüküm kurulmuştur.
    Ancak, HMK m. 166 vd. uyarınca aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir ise de, bu durum asıl ve birleşen davanın ayrı dava olma niteliğini değiştirmez. Birleştirme kararı sonrasında her dava bağımsız karakterini koruduğu ve davaların birbirlerinin içerisinde erimesi, tek bir davaya dönüşmesi gibi bir durum söz konusu olmadığından, yalnızca birleşen davaların tahkikat safhaları müşterek cereyan ettirilerek her bir dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmalı, yargılama giderleri ve vekalet ücreti de her dava için ayrı ayrı belirlenmelidir. Bu itibarla, mahkemece davaların birbirinden bağımsız olması anlamına gelen ''davaların istiklali prensibi'' uyarınca asıl ve birleşen davalar yönünden ayrı ayrı değerlendirme yapılıp, hüküm kurmak gerekirken mahkemece asıl dava ve birleşen dava yönünden ayrı ayrı hüküm kurulmaması, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de her dava için ayrı ayrı belirlenmemesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
    2- Bozma sebep ve şekline göre, asıl ve birleşen davada taraf vekillerinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın re'sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davada taraf vekillerinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden taraflara iadesine, 05/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara