Esas No: 2020/7821
Karar No: 2022/2849
Karar Tarihi: 06.04.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7821 Esas 2022/2849 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/7821 E. , 2022/2849 K.Özet:
Davacı, \"Piazza\" ve \"Plazza\" ifadeleri içeren birçok tescilli markaya sahip olduğunu ve bu ifadelerden seri markalar oluşturduğunu ileri sürerek, TPMK YİDK'nın 23.02.2017 tarih ve 2017-M-1144 sayılı kararının iptalini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi, davacının marka başvurusundan çıkartılan perakendecilik hizmeti içinde bulunan ürünlerin tamamının davalı marka kapsamında olduğuna karar vermiştir. Bölge Adliye Mahkemesi, tarafların markaları arasında mal ve hizmet kapsamlarının aynı/aynı tür olma şartlarının sağlandığını ve davalı markası ile başvuru konusu işaretin bütün olarak benzer olduğunu belirterek, davacının istinaf başvurusunu reddetmiştir. Kanun maddeleri ise şöyledir: 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 13.12.2018 tarih ve 2017/140 E. - 2018/280 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 17.09.2020 tarih ve 2019/382 E. - 2020/710 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 2015/103407 sayı ile “piazza alışveriş ve yaşam merkezi” ibareli markasının 35, 36, 37, 39, 41 ve 43. sınıflarda başvurusunu gerçekleştirdiğini, başvurunun resen 37 ve 43. sınıfların tamamı ve 35. sınıfın bir kısmı için reddedildiğini, davalı şirketin ilgili marka başvurusuna “piazza” esas unsurlu markalarını mesnet göstererek itiraz ettiğini ve diğer davalı olan TPMK’nın başvurunun kısmi reddine karar verdiğini, müvekkilinin kısmi ret kararına itirazının YİDK tarafından nihai olarak reddedildiğini, oysa redde mesnet 2006/51784 tescil sayılı markanın açılan dava sonucunda iptal ve hükümsüzlüğüne karar verildiğini, 2014/19560 ve 2015/05400 tescil sayılı markalar için hükümsüzlük davasının devam ettiğini, 2015/05478 tescil sayılı markanın 6. sınıfta tescilli olduğu ve müvekkilinin marka başvurusu ile sınıfsal benzerlik teşkil etmediğini, müvekkilinin “Piazza” ve “Plazza” ifadeleri içeren bir çok tescilli markaya sahip olduğu ve bu ifadelerden seri markalar oluşturduğunu ileri sürerek TPMK YİDK’nın 23.02.2017 tarih ve 2017-M-1144 sayılı kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkilinin redde mesnet olan tüm markalarının halen tescilli ve geçerli olduğunu, tüm markalarının esas unsurunun “piazza” ibaresi olduğunu, davacının müvekkilin markalarını aleyhine henüz sonuçlanmamış davalar açmasının 2015/103407 başvuru numaralı “piazza alışveriş ve yaşam merkezi” ibareli markanın reddine mesnet gösterilmesine engel olmadığını, TPMK YİDK kararının hukuka aykırı bir yanı olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı marka başvurusundan çıkartılan 35/06 gruptaki perakendecilik hizmeti içinde bulunan ürünlerin tamamının davalı marka kapsamında olduğu ve mal ve hizmet kapsamlarının aynı aynı tür olduğu, mal ve hizmet kapsamları da göz önünde bulundurulduğunda markanın hitap ettiği tüketici kitlesi yönünden bir bütün olarak değerlendirildiğinde davalı markası ile başvuru konusu işaretin bütün olarak bıraktığı izlenimin benzer olduğu, her ne kadar; davalıya ait 2006/51784, 2014/19560, 2015/5400, 2011/85858 ve 2014/19582 sayılı markalarının hükümsüzlüğü ile ilgili olarak çeşitli mahkemelerde hükümsüzlük davası açtıklarını bildirmiş ise de, görülmekte olan davanın konusunun YİDK iptal davası olması bu tür davalarda YİDK'nın verildiği tarihteki mevcut durum ve delillere göre inceleme yapılıp karar verileceğinden, YİDK karar tarihi itibariyle sonuçlanmış ve kesinleşmiş bir hükümsüzlük kararı bulunmadığından daha sonra alınacak bir hükümsüzlük kararı YİDK kararının iptali davasında etkili olamayacağı, somut olayda dava konusu marka başvurusunun 15/12/2015 tarihinde olduğu ve bu tarih itibariyle müktesep hakka dayanak markaların başvuru tarihinden biraz önce tescil edilmiş olduğu ve henüz çekişme konusu olmaktan çıkmadığı, uzun süreli birlikte eş zamanlı kullanım koşulunun gerçekleşmediği, bu nedenle müktesep hak iddiasının yerinde olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, tarafların markaları arasında 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesinde aranan mal ve hizmet kapsamlarının aynı/aynı tür olma şartlarının sağlanmış olduğu, mal ve hizmet kapsamları da göz önünde bulundurulduğunda markanın hitap ettiği tüketici kitlesi yönünden bir bütün olarak değerlendirildiğinde davalı markası ile başvuru konusu işaretin bütün olarak bıraktığı izlenimin benzer olduğu, davalı markası ile davacı başvurusunun işitsel görsel kavramsal olarak ve genel izlenim olarak karıştırılma riski bulunacak düzeyde benzer olduğu, YİDK kararının yerinde olup olmadığının, YİDK kararının alındığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmesi gerektiği, uzun süreli birlikte eş zamanlı kullanım koşulunun gerçekleşmemiş olması nedeniyle de müktesep hak iddiasının yerinde bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 06/04/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.