Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1570 Esas 2022/2867 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1570
Karar No: 2022/2867
Karar Tarihi: 06.04.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1570 Esas 2022/2867 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, taşıma sözleşmesine dayanarak uyuşmazlığın çözümü için hakem heyetine başvurduğunu ancak İngiliz Hukukunun uygulanmadığını ileri sürerek, hakem kararının iptal edilmesi ve haksız kararın iptal edilmesi talebiyle dava açtı. İlk derece mahkemesi, hakem heyeti kararının usulüne uygun olduğunu ve iptal koşullarının oluşmadığını belirterek davayı reddetti. Davacı vekili bu kararı temyiz etti ancak Yargıtay, kararın usul ve kanuna uygun olduğunu belirterek tüm temyiz itirazlarını reddetti. Kararda HMK'nın 427, 439/2.e, 439/2.f, 444 ve 316/1-f maddeleri yer aldı. HMK'nın 427. maddesi tahkim süresinin belirlenmesine, HMK'nın 439/2.e maddesi İngiliz Hukuku'nun uygulanması durumunu düzenlerken, HMK'nın 439/2.f maddesi hakem kararının feshini düzenlemektedir. HMK'nın 444. maddesi ise hakem yargılamasında mahkemelerin rolünü sınırlandırmaktadır. HMK'nın 316/1-f maddesi ise dava konusu hakem heyeti kararının iptal talebinin reddini öngörmektedir.
11. Hukuk Dairesi         2021/1570 E.  ,  2022/2867 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ(İLK DERECE MAHKEMESİ

    Uyuşmazlık Hakem Heyetince verilen 14.10.2020 günlü kararın iptali istemi ile İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla Bölge Adliye Mahkemesine açılan davanın yargılaması sonucunda davanın reddine ilişkin verilen 31.12.2020 gün 2020/1-2020/1 sayılı karar, yasal sürede davacı vekili tarafından temyiz edilmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan taşıma sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın çözümü için sözleşme gereğince hakeme başvurulduğunu,taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 13.maddesi hükmü uyarınca İngiliz Hukukunun uygulanması gerektiği halde uygulanmadığını, hakem heyetince İngiliz Hukukunun uygulanmamasının HMK. 439/2.e maddesine aykırı olduğunu, talep edilmeyen ve hukuken ödeme tehdidi bulunmayan bir tutar için menfi tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığını, müvekkilinin 100.000 USD'lik teminat mektubunun sadece 76.347.56 USD'lik kısmı bakımından teminatın paraya çevrilmesini istediğini, kalan 23.652.44 USD yönünden zaten talebinin olmadığını, bu kısım için teminat mektubunun süresinin dolduğunu, davalının bu miktar yönünden hukuki yararının kalmadığını, davalı şirketin Ankara 30. Noterliği'nin 16.12.2013 tarih ve 19040 yevmiye nolu ihtarı ile sözleşmeyi kendisinin feshettiğini ileri sürmesine rağmen hakem heyetince aksinin kabulünün hukuki dinlenilme ve taraflarca yerine getirilme ilkesine aykırı olduğunu ve HMK 439/2.f maddesi uyarınca hakem kararının bu nedenle de iptalinin gerektiğini, tahkim süresinin aşıldığını, taşıma hukuku kurallarının doğru uygulanmadığını ileri sürerek hakem kararının HMK. 439. maddesinde düzenlenen hususlar gözetilerek kamu düzeni ihlali ile temel yargılama hataları sebebiyle iptaline, işin esası bakımından da haksız kararın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, hakem heyeti kararının usulüne uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    Ankara BAM 20. Hukuk Dairesi'nce ilk derece mahkemesi sıfatıyla dosya üzerinden yapılan yargılamada, tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki sözleşmenin 12. maddesi uyarınca davaya bakmaya görevli ve yetkili olduğu, HMK. 427. maddesi gereğince tahkim süresinin bir yıl olarak belirlenmesine ve başlangıcının ilk toplantı tarihi olan 14.11.2019 tarihinden itibaren başlamasına karar verildiği, 14.10.2020 tarihinde kısa karar, 30.10.2020 tarihinde de gerekçeli kararı yazıldığı buna göre tahkim süresi içinde karar verildiği, HMK'nın 444. maddesi gereğince hakem yargılamasında mahkemelerin rolü sınırlandırıldığı, tasarruf ilkesinin bir sonucu olarak uyuşmazlığın tarafları, uyuşmazlık hakkında karar verme yetkisini hakemlere verdiğine göre, hakemin esasa ilişkin değerlendirmeleri yönünden mahkemenin bir denetleme yapmasının mümkün olmadığı, somut olayda kamu düzenine aykırılık da tespit edilmediği, Hakem heyetince yapılan yargılamada taraflara iddia ve savunma hakkının ve yine ispat hakkının tanındığı, hakem kurulunun yetkisi kapsamında kalarak hüküm verdiği gerekçesiyle ortada hukuken geçerli bir hakem heyeti kararı mevcut olduğundan ve iptal koşulları oluşmadığından dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK'nın 316/1-f maddesi uyarınca davaya konu hakem heyeti kararının iptali talebinin reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 06/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara