Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7956 Esas 2022/2855 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/7956
Karar No: 2022/2855
Karar Tarihi: 06.04.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7956 Esas 2022/2855 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin verdiği kararın istinaf edilmesi sonucu İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nin verdiği karar Yargıtay'a taşınmıştır. Davacı şirket, davalı şirketin intifa hakkı ile birlikte olan bayilik sözleşmesinin sona ermesinden sonra teminat mektubunun bedelsiz kaldığını ileri sürmüş ve bu nedenle dava açmıştır. İlgili mahkeme, davanın kabul edilmesine ve teminat mektubunun bedelsiz olduğunun tespitine karar vermiştir. Davalı tarafın temyiz istemi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi'nin esastan verdiği nihai karar usul ve yasaya uygun bulunmuş ve karar onanmıştır. Kararda, HMK'nın 369/1. ve 371. maddeleri uygulanamayacağı belirtilmiştir.
Kanun maddeleri: HMK'nın 370/1. ve 372. maddeleri.
11. Hukuk Dairesi         2020/7956 E.  ,  2022/2855 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
    16. HUKUK DAİRESİ




    TÜRK MİLLETİ ADINA




    Taraflar arasında görülen davada İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 28.02.2017 tarih ve 2014/1232 E. - 2017/127 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kısmen kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nce verilen 09.10.2020 tarih ve 2017/4989 E. - 2020/1623 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davalı şirketin o tarihteki maliki ile 20 yıllık intifa sözleşmesi yaptığı akaryakıt istasyonu işletmesini müvekkili şirketin, 2008 yılının Temmuz ayında intifa sözleşmesi ile birlikte devraldığını, ancak Rekabet Kurulunca intifa süreleri konusunda yapılan düzenlemeler sonucunda, davalı şirketin intifa hakkı ile birlikte müvekkili ile olan bayilik sözleşmesinin de 30.11.2013 tarihinde sona erdiğini, Bayilik Sözleşmesi'nin gereği olarak müvekkili şirket tarafından davalı şirkete başlangıçta 195,000.00.- TL bedelli teminat mektubunun verildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 30.11.2013 tarihinde sona erdiğini, bu tarih itibarıyla müvekkilinin davalıya herhangi bir borcu bulunmadığı gibi, sözleşme gereği satış primlerinden kaynaklı 16.808.20.-TL alacaklı olduğunu, sözleşmenin sona ermesinden önce müvekkili şirketin davalıya işletmesinde kalan teçhizatlarını almasının ihtar ettiğini, ancak söz konusu teçhizat ve ekipmanların davalı tarafça teslim alınmadığını, bu durumda teminat mektubunun da bedelsiz hale geldiğini, ancak davalı şirketin tüm taleplerine rağmen söz konusu teminat mektubunun ne muhatap bankaya, ne de müvekkili şirkete iade etmediğini ileri sürülerek, Garanti Bankası Süreyyapaşa Şubesi tarafından tanzim edilen ve müvekkili tarafından davalı şirkete verilen, 195.000.00.-TL bedelli teminat mektubunun nakde çevrilmesi konusunda tedbir kararı verilmesini, dava konusu teminat mektubunun bedelsizliğinin tespiti ile müvvekili şirkete iadesine karar verilmesini talep ve dava edilmiştir.
    Davalı vekili, davacı ile aralarındaki bayilik sözleşmesi gereğince davacının müvekkili şirkete kesin teminat mektubu verdiğini, bayilik ilişkisinin devamı süresince teminat mektubunun süresinin vade uzatım yazıları ile 01.07.2014 tarihine kadar uzatıldığını, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin sona ermesi üzerine, müvekkili şirket tarafından bankaya yazılan yazı ile teminat mektubunun 24.55.00.-TL'lik kısmının davacı şirketin cari hesap borcuna mahsup edilmek üzere hesaba havale edilmesinin istendiğini, mektup bedelinden bu kısmın düşüldükten sonra kalan bakiye 170.745.00.-TL'lik kısmına ilişkin haklardan feragat edildiğinin bankaya bildirildiğini, davalı yanın akaryakıt istasyonuna müvekkili şirket tarafından yapılan sabit yatırımlarına ilişkin malzeme ve varlıklar davacı şirketin uhdesinde kaldığından, söz konusu malzemeler için sabit kıymet satış faturasının düzenlendiğini, bahsi geçen cari hesap borcunun buradan kaynaklandığını, bundan sonra davacı yanla müvekkili arasında bir borç/alacak ilişkisi kalmadığından davacı yanın dava konusu isteminin bir dayanağı bulunmadığını, davacı şirkete ariyet olarak teslim edilen pompalarının müvekkili şirket tarafından davacı yana ait akaryakıt istasyonundan teslim alındığını savunarak davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
    İlk derece mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, dava tarihi itibariyle davacının davalıya borcu bulunmadığı, 22.11.2013 tarihli ihtarnameye uygun olarak yapılan davete göre istasyonda kalan giydirme ve ekipmanların teslim alınması gerekirken davalı tarafın 01.07.2014 tarihinde teminat mektubunu aynı gerekçe ile kısmen tazmin etmesinin haksız olduğu, dava tarihinden sonra gerçekleşen fatura işlemlerinin hükme esas alınamayacağı, 06.12.2012 tarihli 195.000.-TL bedelli teminat mektubunun bedelsiz kaldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, Garanti Bankası Süreyyapaşa Şubesi'nin 06/12/2012 tarihli 916931 mektup nolu 195.000.-TL bedelli, kesin teminat mektubunun bedelsiz kaldığından hükümsüzlüğünün tespitine karar verilmiştir.
    Karara karşı, davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
    Bölge adliye mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, teminat mektubu kısmen tazmin edilip tazmin edilen kısımla ilgili menfi tespit/istirdat talebi bulunmadığı, kalan kısımdan da davalı yanın feragat ettiği, akdi ilişkinin sonlanmasından itibaren davalı yanın sökülüp geri alınması imkansız sabit yatırımlarla ilgili faturasını zamanında düzenlemediği, dava açılırken davacının borçlu değil alacaklı olduğu görülmekle davacı yanın dava açmakta haklı olduğu, davanın ön inceleme tutanağının imzalanmasından önce konusuz kaldığı, AAÜT 6. maddeye göre 1/2 oranında ücreti vekalet ile yapılan yargılama giderlerinden tarafların haklılık haksızlık oranında sorumlu olunacağı gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile hükmün kaldırılmasına ve davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 06/04/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara