Esas No: 2020/5654
Karar No: 2022/2904
Karar Tarihi: 06.04.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/5654 Esas 2022/2904 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/5654 E. , 2022/2904 K.Özet:
Davalı bankanın, icra takibi dosyasına müvekkilini borçlu olarak kaydedip hesaplarına bloke koyduğu gerekçesiyle müvekkilinin banka borçlusunun (dava dışı borçlu) bankaya olan borçlarından dolayı borçlu olmadığının tespitini ve kötüniyet tazminatının tahsilini talep eden davacı vekili, davalının icra dosyasına gönderdiği 3. haciz bildirisini müvekkiline usulsüz bir şekilde tebliğ ettiğini ileri sürerek dava açtı. İlk derece mahkemesi, davacının dava dışı borçlu hakkında maaş alacağı dışında herhangi bir alacağı bulunmadığının tespitine, kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verdi. Bölge adliye mahkemesi, davacının istinaf başvurusunu reddederken, üçüncü haciz ihbarnamesinin tebliği tarihinden itibaren 15 gün içinde menfi tespit davası açılması gerektiğini ve hak düşürücü nitelikteki bu sürenin re’sen dikkate alınacağını belirtti. Karar, temyiz edilince Yargıtay 11. Hukuk Dairesi tarafından onandı.
Kanun Maddeleri: İİK m. 89/3, HMK m. 355-372
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada KDZ. Ereğli 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 26.12.2018 tarih ve 2017/265 E- 2018/425 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine , istinaf istemlerinin esastan reddine-esastan kabulüne dair Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi'nce verilen 04.03.2020 tarih ve 2019/1448 E- 2020/360 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 05.04.2022 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. .....dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının, icra takibi dosyası üzerinden dava dışı borçlu hakkında gönderdiği haciz bildirisinin müvekkilinin sigortalı çalışanına tebliğ edildiğini, temsilciye yapılmayan tebligatın usulsüz olduğunu, 2. ve 3. haciz bildirisinin de yetkisiz çalışana teslim edildiğini, bildirim hataen maaş haczi olarak algılandığından maaş haczinin sıraya konulduğunun icra dosyasına bildirildiğini, ancak davalı bankanın icra dosyasına müvekkilini borçlu olarak kaydettiğini, banka hesaplarına bloke koyduğunu, takip borçlusunun müvekkilinden maaş dışında bir alacağının bulunmadığını ileri sürerek müvekkilinin banka borçlusunun bankaya olan borçları sebebiyle 15.05.2017 tarihli haciz bildirisi ile davalı bankaya (dolayısıyla ismi geçen borçluya) borçlu olmadığının tespitini, kötüniyet tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacıya gönderilen ve 3. haciz ihbarnamesi olduğu açık olan ihbarnamede 15 gün içinde menfi tespit davası açılabileceğinin ihtar edildiğini, beyanlardan da anlaşılacağı üzere davacının en geç 02.11.2017 tarihinde ihbarnameden haber aldığını, menfi tespit davasının İİK’nın 89/3. maddesindeki süreden sonra açıldığını, dava dışı borçlunun çalışan görünmesine rağmen ticari ilişkisinin de bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, 2008/7832 Esas sayılı takip borçlusunun davacının iş yerinde 02.12.2015 tarihinde işe başladığı, davalı (alacaklı) tarafından borçlunun hak ve alacaklarına yönelik davacı şirkete İİK'nın 89. maddesi uyarınca gönderilen 1., 2., ve 3. haciz ihbarnamelerinin usulüne uygun olarak davacı çalışanına tebliğ edildiği, davacının haciz ihbarnamelerine süresinde itiraz etmediği, ancak gönderilen 3. haciz ihbarnamesini maaş haczi talebi olarak değerlendirerek maaş haczinin sıraya alındığına ilişkin olarak icra müdürlüğüne 02.11.2017 tarihinde cevap verdiği, dava dışı borçlunun davacı şirketten maaş alacağı dışında herhangi bir alacağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının Kdz. Ereğli 2. İcra Müdürlüğü'nün 2008/7832 Esas sayılı dosyasından davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Taraf vekilleri, karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, üçüncü haciz ihbarnamesinin ikinci haciz ihbarnamesine süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü kişiye onbeş günlük süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borç ile yedinde sayılan malı zorla alınacağının bildirilmesi olduğunu, davalının icra takip dosyasında 3. kişi olan davacıya göndermiş olduğu 3. haciz ihbarnamesinin davacıya 26.10.2017 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 25.12.2017 tarihinde açıldığı, İİK.'nun 89-(3) maddesine göre menfi tespit davalarının üçüncü haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde açılması gerektiği, hak düşürücü nitelikteki bu sürenin re’sen dikkate alınacağı, tebligatların da usulüne uygun yapıldığı, haciz ihbarnamesinin iptali, tebligat tarihinin düzeltilmesi veya iptali için yetkili İcra Hukuk Mahkemesinde açılmış bir şikayet davasının olmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun esastan kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 06/04/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.