Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/4437 Esas 2022/2912 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/4437
Karar No: 2022/2912
Karar Tarihi: 07.04.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/4437 Esas 2022/2912 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi, bir ilaç eczacısı ile eczacılık malzemeleri satan davanın konusu olan şirket arasındaki senetlerle ilgili olarak yapılan mahkeme kararını inceledi. İlk Derece Mahkemesi, iki senetin karşılığı olan ödemeler yapılmadığı için davacının talebinin reddine karar vermiştir. Davacı vekili bu karara itiraz etmiş, ancak istinafı reddedilmiştir. Temyiz mahkemesi ise, işlemlerin doğru yapıldığını belirtmiştir, ancak tazminat koşullarının oluşmadığı belirtilerek hüküm bozulmuştur. Sonuç olarak, davacı vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz istemi reddedilirken, diğer itirazları da reddedilmiştir. İİK'nın 72/IV maddesi gereğince, menfi tespit davasının reddi halinde borçlu alacaklının tazminatla sorumlu tutulabilmesi için, alacaklının bir icra takibi yapmış olması, bu takibin durdurulması veya icra veznesindeki paranın davalı alacaklıya ödenmemesi için davacı borçlunun ihtiyati tedbir kararı almış ve bu kararın infaz edilmiş olması gerekmektedir.
11. Hukuk Dairesi         2020/4437 E.  ,  2022/2912 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 23.11.2018 tarih ve 2017/165 E- 2018/811 K. sayılı kararın asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nce verilen 30.10.2019 tarih ve 2019/381 E- 2019/2051 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 05.04.2022 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan asıl ve birleşen davada davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, asıl ve birleşen davalarda müvekkilinin eczacı olduğunu, eczane için gerekli ilaçların davalıdan temin edildiğini, müvekkilinin davalıdan ilaç alabilmek için davalıya senet verdiğini, ancak davaya konu bir kısım senetler karşılığında mal teslimi yapılmadığını ileri sürerek, 43.617,00 TL ve 25.765,00 TL bedelli iki senet ile Antalya 1. İcra Müdürlüğünün 2017/2213 Esas sayılı icra takibine dayanak senetler nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve müvekkili yararına kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili; davaya konu senetlerin teminat senedi niteliğinde olmadığını, borcun ödenmesi maksadıyla verildiğini, kambiyo senedinin verilmesi ile mal teslimi yapıldığının kabulü gerektiğini bildirerek, davanın reddine ve müvekkili yararına kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesince, taraflar arasında ticari ilişkiye dayalı cari hesap ilişkisinin bulunduğu, her iki davaya konu bonoların malen kayıtlı olup malen ibaresi bulunan bir bonoda malın teslim alındığının borçlu tarafından ikrar edildiği, alacaklının ayrıca mal teslim ettiğini kanıtlama yükümlülüğünün olmadığı, borçlunun kendisine mal teslim edilmediğini kanıtlamak yükümlülüğünde olduğu, asıl davaya konu bonoların bedellerinin ödenmediği, birleşen davaya konu bonoların ise ödenmediği için icra takibine konulduğu ve ihtiyati tedbir uygulamasından önce davacı tarafından kısmi ödeme yapıldığı, dolayısıyla takip tarihi itibariyle birleşen davaya konu bonoların da davacı tarafından ödenmediği, taraflar arasında vade farkı faturalarının ödenmesine ilişkin teamül bulunduğu gerekçesiyle, asıl ve birleşen davaların reddine, İİK'nın 72/4 maddesi uyarınca %20 oranındaki tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş; karara karşı davacı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    (1) Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince birleşen davada verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    (2) Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince asıl davada verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
    (3) Asıl dava, bonoya dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
    Menfi tespit davasının reddi halinde İİK'nın 72/IV maddesi gereğince borçlunun tazminatla sorumlu tutulabilmesi için, alacaklının bir icra takibi yapmış olması, bu takibin durdurulması veya icra veznesindeki paranın davalı alacaklıya ödenmemesi için davacı borçlunun ihtiyati tedbir kararı almış ve bu kararın infaz edilmiş olması gerekmektedir.
    Somut olayda, 17.03.2017 tarihli tensip zaptı ile davacının tedbir talebinin İİK'nın 72/2 maddesi uyarınca dava konusu aşağıda niteliği yazılı 69.382,00 TL 'nin %15'ine tekabül eden 10.407,30 TL nakdi veya kesin ve süresiz banka teminat mektubu karşılığında kabulü ile; 15/11/2016 tanzim tarihli 15/03/2017 vade tarihli 43.617,00 TL ve 15/04/2017 vade tarihli 25.765,00 TL bedelli bonoların davalı tarafından icra takibine konu edilmemesi hususunda ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiştir. Davacı borçlu aleyhine Antalya 8. İcra Dairesi nezdinde 26.11.2018 tarihinde 2018/13015 Esas sayılı icra dosyası üzerinden takibe geçilmesi üzerine, Mahkemece İcra Dairesi’ne gönderilen 18.12.2018 tarihli müzekkere ile ‘’ ...17.03.2017 tarihli tensip zaptı ile senetlerin icra takibine konu edilmemesi şeklinde tedbir kararı verildiği, tedbir kararının kaldırılmadığı, karar kesinleşene kadar geçerli olduğu..’’ hususu bildirilmiş ve yine aynı tarihli bir başka müzekkere ile ‘’... tedbir kararının kaldırılmadığı, karar kesinleşene kadar geçerli olduğu şeklindeki bilgilendirme yazısının sehven gönderildiği, işleme alınmaması ve müzekkerenin işlemsiz iadesi.. ‘’ istenmiştir.
    Bu durumda, İİK'nın 72/IV. maddesindeki tazminat koşullarının oluşmadığı nazara alınarak, davacı borçlu aleyhine tazminata hükmedilmemesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik sair temyiz itirazlarının reddine, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin birleşen dava yönünden davacıdan alınarak davalıya verilmesine, istek halinde aşağıda yazılı 8,10 TL harcın temyiz eden birleşen davaya yönelik-birleşen davada davacıya iadesine, 07/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara