Esas No: 2012/3810
Karar No: 2012/6659
Karar Tarihi: 14.11.2012
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/3810 Esas 2012/6659 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Bu karar, bir kooperatif üyesinin ihraç edilmesi ve tazminat talebiyle açtığı davada verilmiştir. Davacı, konut satışı gerçekleştiren bir şirketten daire satın almış, ödemelerini yapmış ancak yeni kooperatif yönetimi tarafından üyeliği kabul edilmemiştir. Davacı, ihraç kararının usulüne uygun olmadığını ve üyeliğinin devam ettiğini iddia etmiştir. Mahkeme, davacının kooperatif ortaklığına kabul edildiği konusunda ihtilaf bulunmadığı ve ihraç için gerekli ihtar süreçlerinin usulüne uygun olup olmadığının incelenmesi gerektiği sonucuna varmıştır. Bu inceleme sırasında, davacının peşin ödemeli ortak olup olmadığı konusunda araştırma yapılması gerekmektedir. Kararda, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 27. ve Yapı Kooperatifleri Tip Anasözleşmesinin 14. maddelerine atıfta bulunulmuştur.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı kooperatif vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı ... Ltd. Şti. ile 17.07.1995 tarihinde ... Toplu Konut Yapı Kooperatifi bünyesinde yapılacak konutlar için sözleşme imzaladıklarını, konut satışının bu şirket tarafından gerçekleştirildiğini, davacının, 293 ada 4 parseldeki arazi üzerine yapılacak 8 Blok 102 nolu bağımsız bölümü 459,00 TL ile satın aldığını, borcun 99,00 TL"lik kısmını peşin, geri kalanı ise taksitler halinde senet karşılığı ödediğini, ödemelerin banka hesaplarına yapıldığını ve kooperatif bünyesindeki inşaatın yapımında kullanıldığını, buna karşılık yeni kooperatif yönetiminin şirketten daire satın alanları üyeliğe kabul etmediğini veya yeni üye statüsünde kabul edip ekstra ödeme talep ettiğini, davacının kooperatife üye olarak kabulünün gerçekleştiğini ancak daha sonra ekstra ödemeleri yapmadığı için üyelikten çıkartıldığını, ihraç kararının usulüne uygun olmadığını, 27.01.2005 tarihli noter aracılığıyla gönderilen ihtar ile karara genel kurul bünyesinde itiraz ettiğini ve fakat sonuç alamadığını ileri sürerek, üyeliğinin tespiti ile bağımsız bölümün davacı adına tescilini, bu talep kabul edilmediği taktirde ödemiş olduğu bedelin ve gayrimenkulün rayiç bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı kooperatif vekili, davacının ihraç edilmesi sebebiyle ihraç kararına karşı açılan davanın süresinde olmadığını, davacının genel kurula yaptığı itirazının reddedildiğini, davacının ihracının kesinleştiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili, konut yapımı ve pazarlama işinin kendileri tarafından gerçekleştirildiğini, bu doğrultuda davacı ile sözleşme imzalandığını, davacının ödemelerinin tam ve eksiksiz olduğunu, Bakanlık teftişleri sonucu mevzuat hükümleri çerçevesinde işin sona erdirilmesinin gerektiğini ancak, müşterilere verilen konut alımına ilişkin taahhütlerin davalı kooperatife geçtiğini, kooperatife müşteri isimlerinin bildirildiğini, bir kısım müşterilerin üye olarak kabul edildiklerini, sonraki yıllarda yönetimin değişmesi sebebiyle bir kısım müşterilerin üye olarak kabulünün gerçekleşmediğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının kooperatif ortaklığına kabul edildiği konusunda ihtilaf bulunmadığı, davacının ve başka üyelerin ihraçlarına ilişkin 22.05.2005 tarihli genel kurulda ihraçlara dair itirazların reddedildiği, genel kurul kararının davacıya tebliğine dair tebligat belgesi mevcut bulunmadığından davanın süresinde açıldığının ve ihracın da kesinleşmediğinin kabulü gerektiği, davacının kooperatif ortaklığının devam ettiği ve 8. Blok 102 nolu 98 m2"lik bağımsız bölümün tahsis hakkına sahip olduğu, davalı şirketin, davada husumetinin bulunmadığı gerekçesiyle, davacının kooperatif ortaklığının devam ettiğinin tespiti ile bu ortaklık sebebiyle 8 Blok 102 nolu 98 m2"lik bağımsız bölümün tahsis hakkına sahip olduğunun tespitine, davacının terditli taleplerinden ikincisi olan tazminat talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı şirket hakkında açılan davanın husumetten reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı asil ve davalı kooperatif vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2) Dava, kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali, üyeliğin tespiti ve daire tahsis ve tescili, tescil olmadığı takdirde güncel daire bedelinin istemine ilişkindir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 27. ve Yapı Kooperatifleri Tip Anasözleşmesinin 14. maddelerinde parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen kooperatif üyelerinin ihracı prosedürü düzenlenmiş olup, bu tür davalarda, mahkemece öncelikle, aidat borcunun ödenmesi için üyeye iki ihtarın gönderilip gönderilmediği ve bu ihtarların usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği, borcun ödenmesi için birinci ihtarda 10 gün, ikinci ihtarda 1 aylık sürenin verilip verilmediği, bu süre içerisinde ödememe halinde müeyyidenin ne olduğunun ve ödenmesi istenen borcun miktarının ve neye ilişkin olduğunun açık ve anlaşılır olarak belirtilip belirtilmediği tespit edilmelidir. Tüm bu aşamalarda bir eksiklik bulunmaması halinde ihtarlarda istenen borcun gerçek borç olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir.
Mahkemece, dava, kooperatif üyeliğinin tespiti olarak incelenip karar verilmişse de, davacı hakkında alınmış bir ihraç kararı ile bu hususta alınan genel kurul kararları bulunmaktadır. Genel kurul kararı ile davacının ihraç kararına itirazı yerinde görülmediğinden davacı hakkında verilen ihraç kararı geçerliliğini korumaktadır. Davacı itirazına ilişkin 22.05.2005 tarihli genel kurul kararının davacıya tebliğ edilmemesi nedeniyle süresinde olan dava yönünden, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda ihraca ilişkin tüm belgeler eksiksiz olarak dosyaya celp edilerek, ihtarnamelerin gerçek borç dışında kalan unsurları bakımından yasa ve anasözleşme hükümlerine uygun olup olmadığı öncelikle değerlendirmeli, ihraç prosedürünün bu yönden usulüne uygun olmadığı sonucuna varılır ise davanın kabul yoluna gidilmeli, ihraç prosedürünün bu yönden usulüne uygun olduğu sonucuna varılır ise gerçek borcun ihtar edilip edilmediğinin incelenmesine geçilmesi gerekecektir. Bu incelemeye sıra geldiğinde ise, davacının peşin ödemeli ortak olduğuna ilişkin iddiası dikkate alınarak, kooperatifin defter ve kayıtları ve genel kurul kararları üzerinde kooperatif alanında uzman bir bilirkişiye inceleme yaptırılarak, davacı hakkında sabit ve peşin aidat ödemek suretiyle ortaklığa kabul konusunda genel kurulca bir karar verilip verilmediği ya da bu hususun genel kurulca benimsenip benimsenmediği üzerinde
durulup, ihraç kararına dayanak ihtarnamelerde gösterilen borcun, üyelik aidatına mı, yoksa alt yapı veya genel yönetim giderlerine mi ilişkin olduğu, ayrıca ihtarnamelerde ödenmesi istenilen borcun gerçek borcu yansıtıp yansıtmadığı konusunda denetime elverişli rapor alınarak, buna göre peşin ortaklık mevcut ise davacının genel idare ve alt yapı giderlerinden borcu bulunup bulunmadığı, peşin ortaklık mevcut değil ise inşaat finansman giderleri dahil tüm aidat borcu tespit edilerek ve taraflar arasında derdest tapu iptali tescil dava dosyasında aidat borcunun bulunduğu yönünde görüş bildiren bilirkişi raporu da getirtilip incelenerek, buna göre ihracın yerinde olup olmadığı değerlendirilip, sonuca göre üyelik tespiti, daire tahsis ve tescili hususunda hüküm kurulması gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
3)Bozma nedenine göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadelesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.