Esas No: 2020/7955
Karar No: 2022/2940
Karar Tarihi: 07.04.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7955 Esas 2022/2940 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/7955 E. , 2022/2940 K.Özet:
Davacı \"Harput Dibek Kahvesi\" markasının tescilli olduğunu ve davalının bu markayı izinsiz kullanarak haksız kazanç elde ettiğini iddia ederek, tedbir, tazminat ve haksız rekabet nedeniyle dava açmıştır. İlk derece mahkemesi davayı reddetmiştir. Ancak Yargıtay 11. Hukuk Dairesi kararıyla, tescilli markanın kapsamı ile davalının marka kullanımının uygun olup olmadığının belirlenmesi amacıyla bir bilirkişi kurulu oluşturulması ve sonuca göre karar verilmesi gerektiğini ifade etmiştir. Kanun maddeleri olarak, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 40. maddesi ve 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun 5/1-ç maddesi kararda geçmektedir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : G BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Elazığ 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 25.12.2018 tarih ve 2018/106 E. - 2018/509 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nce verilen 15.10.2020 tarih ve 2019/256 E. - 2020/902 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin "Harput Dibek Kahvesi" markasını Türkiye'de ve dünyada kullanmaya yetkili kişi olduğunu, müvekkilinin "Harput Dibek Kahvesi" markalı ürünlerin ve mamullerin her türlü üretimi, dağıtımı ve bunların toptan ve perakende olarak pazarlanması konularında yetkili olduğunu, 2015/73149, 2017/37660 nolu marka tescil belgelerinde de bu durumun sabit olduğunu ancak davalının müvekkile ait tescilli markanın ve logosunun haksız ve izinsiz şekilde kullanarak haksız kazanç elde ettiğinin tespit edildiğini, müvekkilinin marka hakkına tecavüzden ötürü zarara uğradığını ileri sürerek davalının eylemlerinin tescilli markalardan faydalanma haklarına tecavüz teşkil ettiğinin ve haksız rekabet oluşturduğunun tespıtı ile 556 sayılı K.H.K. ve ilgili mevzuat hükümleri gereğince öncelikle tedbiren tecavüze ve haksız rekabete sebebiyet veren fiillerinin durdurulmasına, sürekli surette giderilmesine ve maddi zararın marka hakkına tecavüz edenin, markayı kullanmak yoluyla elde ettiği kazanca göre tespiti ile şimdilik 1.000.- TL'nin ve 50.000.- TL manevi zararın tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının bahse konu ettiği marka ile müvekkilinin markasının benzemediği gibi davacının markasındaki ibareler tanımlayıcı olduğundan davacının tekeline bırakılamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacı adına tescilli olan markanın "Harput Dibek Kahvesi" ismi ile ilk defa 04/09/2015 tarihinde tescil edildiği, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 40. maddesi gereğince 03/09/2015 tarihinden itibaren on yıl müddetle yenilendiği, Tescili 29/11/2016 tarihinde sicile kayıt edilen markanın, 30/01/2017 tarih ve 445 sayılı Resmi Marka Gazetesinde yayınlandığı, Marka hukuku açısından tecavüzün söz konusu olabilmesi için; tescilli marka ile üçüncü kişi tarafından kullanılan işaret arasında ve tescilli markanın kapsamında yer alan mallar ve hizmetlerle işaretinin üzerinde kullanıldığı mallar ve hizmetler arasında aynılık, ayırt edilemeyecek derece benzerlik veya ilişkilendirme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırma ihtimali yaratacak derecede benzerliğin bulunmasının gerektiği, taraflara ait markalar dikkate alındığında, mal hizmet aynılığı benzerliğinin bulunduğu, bununla birlikte davacının tescilli markasının sadece "HARPUT DİBEK KAHVESİ" "HARPUT DİBEK" kelimelerinden oluştuğu, davalının markasının ise şekille birlikte "HARPUT KÜRSÜBAŞI", "HARPUT KÜRSÜBAŞI ÇEDENE KAHVESİ", "KÜRSÜBAŞI" ibarelerinden oluştuğu, kelime unsurlarının harf karakteri ve yazılış biçimi, figür unsuru dikkate alındığında markalar arasında ayniyet/benzerlik ya da karıştırılma ihtimalinin doğmayacağı, davacının markasının "HARPUT, DİBEK" kelimelerinden oluştuğu, HARPUT'un bir coğrafi yer adı olduğu, 6769 sayılı Kanun'un 5/1-ç maddesi gereğince "ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran yada esas unsur olarak içeren işaretlerin marka olarak tescil edilemeyeceği" hükmünün yer aldığı, Harput ibaresinin Elazığ'ın eski adı olarak bilindiği ve halen Elazığ'a bağlı bir mahalle olduğu, çok eski bir yerleşim yeri olduğu, bu haliyle söz konusu ibarenin ayırt edicilik unsurunu taşımadığı, ayrıca böyle bir ibarenin bir kişinin tekeline bırakılamayacağı, DİBEK ibaresinin de; yine tanımlayıcı bir ifade olup, ayırt edilecek bir nitelik olmadığı, kahvenin bir yapılış şekli olduğu, tanımlayıcı bir mahiyette bulunduğu, asli unsur veya yan unsur olarak değerlendirilemeyeceği, tanımlayıcı nitelikteki böyle bir ibarenin de marka olarak tekele konu edilemeyeceği, taraflardan davacının markasının otuzuncu sınıfta kayıtlı " Harput Dibek Kahvesi", davalının markasının ise otuzuncu sınıfta kayıtlı "Harput Kürsübaşı Çedene Kahvesi ve Harput Kürsübaşı Dibek Kahvesi" olarak kayıtlı olduğu, Harput ve Dibek kelimelerinin yerleşim yeri ve ürünün yapılış şeklini gösteren ibareler oldukları, marka olarak değerlendirilemeyecekleri ve bir kişinin kullanımına tahsis edilmeyecekleri, bu hususlar dikkate alındığında marka hakkına tecavüzden söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince mahkemenin hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, "Harput" ve "Dibek" ibarelerinin dava konusu tescilli markada yer almasının davacının kullanım tekeline verilmesi olarak değerlendirilemeyeceği, ayrıca söz konusu ibarelerin davacının kullanımı ile ayırt edicilik kazanmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, marka hakkına tecavüzün tespiti, meni; maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkesince de davacı istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Davacı ‘‘Harput Dibek Kahvesi’’ ve ‘’Harput Dibek’’ ibareli markalarının olduğunu, davalının markalarının ise ‘‘Harput Kürsübaşı Dibek Kahvesi’’, ‘‘Harput Kürsübaşı Çedene Kahvesi’’, ‘‘Kürsübaşı’’ ibareli olduklarını; ancak davalı kullanımının kendi markalarına tecavüz oluşturduğunu ileri
sürmüştür. Dosya içerisinde bulunan tespit raporu sadece somut olayın tespitine ilişkin olup, soruşturma dosyasında ise davacı vekilinin davalının kullanımına ilişkin olduğunu belirtip dilekçe ekinde ibraz ettiği görseller bulunmaktadır. Bu durumda mahkemece davalı marka kullanımının tescil kapsamına uygun olup olmadığı belirlenip, uygun değilse bu fiili kullanımının davacının dayanmış olduğu ‘‘Harput Dibek Kahvesi’’ ve ‘‘Harput Dibek + şekil’’ ibareli markalarına tecavüz oluşturup oluşturmadığının belirlenmesi hususunda alanında uzman bilirkişi kurulu oluşturularak rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve uygun olmayan gerekçeyle karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 07/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.