Esas No: 2020/5586
Karar No: 2022/2952
Karar Tarihi: 07.04.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/5586 Esas 2022/2952 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/5586 E. , 2022/2952 K.Özet:
Davacı firma ile davalı arasında taşınmazların satışı ve takası için sözleşme imzalandığı ancak davalının sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle davacı şirketin kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlattığı belirtilmiştir. Bononun geçersiz olduğu iddia edilerek takibin iptaline ve kötü niyetli takip tazminatına karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkeme, takip dayanağı bononun davacı şirket temsilcisi sıfatıyla imzalandığını ve borcun davacı şirkete ait olduğunu belirterek davanın reddine karar vermiştir. Ancak Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamı gereğince işlem yapılması gerektiği, bononun dava dışı tarafından imzalandığı kabul edilerek, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde yeniden bir karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- Borçlar Kanunu'nun 177. ve 178. maddeleri,
- Türk Ticaret Kanunu'nun 394. ve 395. maddeleri
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 06.02.2020 tarih ve 2019/358 E. - 2020/52 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 05.04.2022 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi Dr. ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının davacı şirket ve dava dışı ...hakkında Fethiye 2. İcra Müdürlüğü’nün 2012/6765 esas sayılı dosyası ile 1.000.000,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak icra takibi başlattığını, davacı şirket ile davalı arasında bir kısım taşınmazların satışı ve takası için sözleşme imzalandığını, davalının anılan bu sözleşme gereği yükümlülüklerini yerine getirmediğini, sözleşmenin kadük kaldığını, bu sözleşmeye davacı şirketin vekili olarak imza atanın dava dışı ...olduğunu, bu sözleşme gereğince davacı şirket tarafından verilmesi kararlaştırılan teminat bonosunun 31.05.2012 tanzim tarihli, vadesi olmayan, 1.000.000,00 TL bedelli bono olduğunu, dava dışı ...’in davacı şirketin rızası olmadan ikinci bir bono daha tanzim etmiş olduğunu, icraya verilen bononun 01.06.2012 tanzim tarihli, 12.07.2012 vade tarihli, 1.000.000,00 TL bedelli bu ikinci bono olduğunu, bu şekilde sözleşmedeki teminat bonosunun saf dışı bırakıldığını, davalı ve dava dışı ...tarafından davacı şirketin borçlu hale getirildiğini, teminat bonosu olmayan bu ikinci bonoyu kabul etmediklerini, zira dava dışı ...’in şirket adına çek keşide etme yetkisi bulunmasına rağmen bono tanzim etme yetkisi bulunmadığını, zaten böyle bir bono verilmesini gerektirir bir durumun da olmadığını, yukarıda anılan sözleşmeden kaynaklanan şartlar yerine getirilmediğinden ilk bononun bile geçersiz olduğunu, dava konusu edilen bono teminat bonosu olsa bile geçersiz olduğunu, özetle Fethiye 2. İcra Müdürlüğü’nün 2012/6765 esas sayılı takip dosyasındaki bono üzerindeki imzanın davacı şirketin yetkili temsilcisine ait olmadığını, bonoya davacı şirket adına imza koyan dava dışı ...’in bono tanzim etme yetkisinin bulunmadığını, taraflar arasında akdedilen taşınmaz satışı ve takasına ilişkin sözleşmenin geçersiz olduğunu, bu sözleşme gereği hiçbir şartın davalı tarafından yerine getirilmediğini, teminat şartlarının oluşmadığını iddia ederek takibin iptaline, borçlu olunmadığının tespitine ve % 40 oranında kötü niyetli takip tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının iddialarının doğru olmadığını, taraflar arasında taşınmazlarla ilgili bir sözleşme imzalandığını, ancak eldeki davaya konu takibe dayanak bononun taşınmazlarla ilgili sözleşmenin teminatı olarak verilen bono olmadığını, iki bononun birbirinden farklı olduğunu, ayrıca davacı tarafça kabul edilen sözleşmede ...’ten şirket yetkilisi olarak bahsedildiğini savunarak davanın reddi ile tazminat istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, Fethiye 2. İcra Müdürlüğü'nün 2012/6765 esas sayılı dosyasına konu 01.06.2012 tanzim ve 12.07.2012 vade tarihli bonodan dolayı davalının davacı aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlattığı, takip dayanağı bono üzerindeki imzaların dava dışı ...'e ait olduğu, ...'in davacı şirket temsilcisi sıfatı ile bonoyu imzaladığı, bu bağlamda ilgili borç nedeniyle davacı şirketin sorumlu olduğu, ayrıca davacı şirketin bonoda yazılı olan borç ikrarının aksi veya senedin bedelsizliği yönünde kanaat uyandıracak uygun yazılı delil ibraz edemediği ve bu anlamda bonodan dolayı borçlu olmadığı hususunu ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Bozma ilamına uyan mahkemece, Fethiye 2. İcra Müdürlüğü'nün 2012/6765 esas sayılı dosyasına konu 01.06.2012 tanzim ve 12.07.2012 vade tarihli bonodan dolayı davalının davacı aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlattığı, takip dayanağı bono üzerindeki imzaların dava dışı ...'e ait olduğu, ...'in davacı şirket temsilcisi sıfatı ile bonoyu imzaladığı, bu bağlamda ilgili borç nedeniyle davacı şirketin sorumlu olduğu, ayrıca davacı şirketin bonoda yazılı olan borç ikrarının aksi veya senedin bedelsizliği yönünde kanaat uyandıracak uygun yazılı delil ibraz edemediği ve bu anlamda bonodan dolayı borçlu olmadığı hususunu ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Ancak mahkemece uyulan Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesi’nin 09.05.2019 tarih, 2019/126 esas ve 2019/3077 karar sayılı bozma ilamında açıkça, Mahkemece dava konusu bononun dava dışı ...tarafından davacı şirket adına ticari temsilci sıfatı ile imzalandığı kabul edilerek, davacı iddiaları, davalı savunmaları, davacı vekilinin temyize cevap dilekçesi, dosya içerisine giren tüm belgeler, Fethiye İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2013/350 esas sayılı dava dosyası, Fethiye 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/113 değişik iş sayılı dosyası hep birlikte incelenip karar yerinde tartışılarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmek gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesinin doğru olmadığına işaret edilmiştir.
Bozma ilamına uyulmuş olmakla bozma ilamı gereğince işlem yapılması gerekmektedir. Hal böyle olunca Mahkemece, davacının bedelsizlik iddiası yönünden davacı iddiaları, protokol, davalı savunmaları, davacı vekilinin temyize cevap dilekçesi, dosya içerisine giren tüm belgeler, dosyalar, Fethiye İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2013/350 esas sayılı dava dosyası, Fethiye 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/113 değişik iş sayılı dosyası hep birlikte incelenip karar yerinde tartışılarak tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden 06.02.2020 tarihli hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 07/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.