Esas No: 2012/3676
Karar No: 2012/6621
Karar Tarihi: 12.11.2012
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/3676 Esas 2012/6621 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki birleştirilen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların müvekkil kooperatifin eski yönetim ve denetim kurulu üyeleri olduklarını, görev yaptıkları dönemde kilit parke yol ile biyolojik arıtma tesisinin yapımında gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek kooperatifi zarara uğrattıklarını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 14.158,89 TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada ise, bilirkişi raporu ile tespit edilen 3.940,65 TL bakiye zararın tahsili talep edilmiştir.
Davalılar vekili, müvekkillerinin en uygun tekliflerle işi yaptırdıklarını, davacı tarafın yaptırdığı bilirkişi incelemesinde ölçümlerin yanlış yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, kooperatifin davalılar tarafından zarara uğratıldığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesince, "talebin aşılması suretiyle karar verilmiş olması ve davalıların eylemlerinin haksız fiil niteliğinde olduğu, bu nedenle zararın doğduğu andan itibaren faiz uygulanması gerekirken dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hatalı" olduğu gerekçesiyle bozulmuş; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalılar vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Birleşen dava, kooperatif adına yönetim kurulu üyelerince verilen vekaletname ile açılmıştır. Kooperatifin eski yönetim kurulu üyeleri aleyhine açılan sorumluluk davasının görülebilmesi, 1163 sayılı Kooperatifler Yasası"nın 98 inci maddesinin yollamasıyla dava
tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK" nun 341. maddesi gereğince, genel kurulun bu yönde karar alması ve davanın denetçiler tarafından açılması koşuluna bağlıdır. Ancak, anılan usuli eksiklikler dava şartı olmayıp, sonradan da tamamlanabileceğinden anılan yönteme uyulmaması davanın hemen reddini gerektirmez. Esasen bu hususlar üzerinde mahkemece de re"sen durulması zorunludur. Somut olayda da eski yöneticiler aleyhine açılan birleşen davanın, ya bizzat denetçiler tarafından ya da bunların vereceği vekaletnameye dayalı olarak vekil tarafından açılması gerekmektedir. Bu usuli eksiklik giderilmeden yargılamaya devam olunarak işin esası hakkında karar verilmesi doğru olmamıştır.
3- Birleşen davada davalılardan Metin vekili zamanaşımı def"inde bulunmuştur. Asıl davada süresinde zamanaşımı def"inde bulunulmaması sonradan ek taleplerle açılan davada zamanaşımı def"inin ileri sürülmesine engel değildir. Mahkemece, birleşen dava yönünden zamanaşımının dolup dolmadığı öncelikle tartışıldıktan sonra bir karar karar verilmesi gerekirken; davalının bu savunması üzerinde durulmadan doğrudan işin esasına girilmesi bozmayı gerektirmiştir.
4- Asıl davanın yargılaması sonucunda, kooperatifin hangi iş nedeniyle ne kadar zarara uğratıldığı açıkça belirlenmiştir. Yol işinden dolayı uğranılan zararın 11.700,16 TL, arıtma tesisi nedeniyle doğan zararın ise 3.799,72 TL olduğu saptanarak hüküm kurulmuş; davacı kooperatif, mahkemece tartışılıp hükme bağlanan bu miktarlara itiraz etmemiştir. Sadece faiz, davalılar yararına hükmedilen vekalet ücreti ve gerekçeli karar başlığındaki maddi hatalar yönünden kararı temyiz etmiştir. Asıl davada fazlaya ilişkin hakkını saklı tutan davacının kalan zararını ek dava ile talep etmesinde hukuka aykırılık yoktur. Fakat, ilk kararda, talep edilen her kalem yönünden ayrı ayrı zarar miktarı belirlenmiş ve buna göre hüküm kurulmuştur. Yukarıda da izah edildiği üzere, davacı taraf hükmü bu yönü ile temyiz etmediğinden zarar miktarına ilişkin rakamlar davacı yönünden kesinlik kazanmıştır. Açıklanan nedenlerle, birleşen davada davacı, bu miktarların üstünde tazminat talep edemez. Oysa arıtma tesisi için, mahkeme kararı ile belirlenmiş tazminat miktarından fazla talepte bulunulmuş ve mahkemece önceki kararın kesinleşmiş yönleri gözetilmeksizin bu talebin kabul edilerek 6.399,19 TL"ye hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2), (3) ve (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 12.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.