Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/3971 Esas 2012/6618 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/3971
Karar No: 2012/6618
Karar Tarihi: 12.11.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/3971 Esas 2012/6618 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Şikayetçi vekili, borçlu hakkında başlatılan takip nedeniyle haczedilen taşınmazın satıldığını, taşınmaz üzerinde birden fazla haciz olduğundan sıra cetveli düzenlendiğini, düzenlenen sıra cetvelinde pay ayrılan Vergi Dairesi'nin alacağının taşınmazın aynı ile ilgili olmadığını ileri sürerek Vergi Dairesi'nin sıra cetvelinden çıkartılmasını ve ihale bedelinin müvekkiline ödenmesini talep etmiştir.
Karar, şikayetçinin talebini reddetmiştir. Ancak Yargıtay, taşınmazın satış tarihindeki güncel kaydının esas alınması gerektiğini ve Vergi Dairesinin ilk haciz nedeniyle sıra cetvelinde öncelikli alacaklı olduğunu belirterek kararı bozmuştur. İlk haciz kamu alacağı nedeniyle konulmuşsa üçüncü kişilerin bu hacze iştiraki mümkün değildir. Vergi Dairesi alacağının satış tarihine kadar işlemiş faizi ile birlikte hesaplanarak satış bedelinden öncelikle karşılanması, kalan para olduğu takdirde bunun da şikayetçinin dosyasına ödenmesi gerekmektedir.
Kanun Maddeleri: 6183 Sayılı Kanun'un 21. maddesi.
23. Hukuk Dairesi         2012/3971 E.  ,  2012/6618 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Şikayetçi vekili, borçlu hakkında başlatılan takip nedeniyle haczedilen taşınmazın satıldığını, taşınmaz üzerinde birden fazla haciz olduğundan sıra cetveli düzenlendiğini, düzenlenen sıra cetvelinde pay ayrılan Vergi Dairesi"nin alacağının taşınmazın aynı ile ilgili olmadığını, ilk haciz yazısında borç miktarının 2.985,96 TL gösterildiğini, alacağının gerçekte takip borçlularından...."ın ortağı olduğu şirketin vergi borçlarından doğduğunu, şirket hakkında tüm takip yolları tüketilip aciz belgesi alınmadan şirket ortağı hakkında takip yapılamayacağını, Vergi Dairesinin geçerli bir icra takibinin bulunmadığını, bu nedenlerle sıra cetvelinin hatalı yapıldığını ileri sürerek, Vergi Daire"sinin sıra cetvelinden çıkartılarak ihale bedelinin müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Şikayet olunan vekili, borçlu hakkında haciz işleminin uygulandığını, 1. sırada gösterilmelerinde bir yanlışlık bulunmadığını savunarak, şikayetin reddini istemiştir.
    Mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre vergi dairesinin takiplerinin vergi borcundan kaynaklandığı, şirket ve ortağı hakkında usulüne uygun icra takiplerinin yapıldığı, haczinin şikayetçinin haczinde önce olduğu, şirket hakkındaki takip yollarının tüketildiği gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir.
    Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, şikayetçi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Şikayet, haciz sıra cetvelindeki sıraya ilişkindir.
    Satış bedelinin paylaştırılmasında, taşınmazın satış tarihindeki güncel kaydının esas alınması gerekir. Tapu kaydında haciz yoksa alacaklının satış bedelinden istifade edebilmesi mümkün değildir. 6183 sayılı Kanun"un 21. maddesine göre, üçüncü şahıslar tarafından haczedilen malların satışına kadar o mal üzerine amme alacağı için haciz konulursa bu alacak hacze iştirak eder ve satış bedeli aralarında garameten paylaştırılır. İlk haciz kamu alacağı nedeniyle konulmuşsa üçüncü kişilerin bu hacze iştiraki mümkün değildir. Somut olayda bedeli paylaşıma konu taşınmaz, şikayetçinin alacaklı olduğu ... 2. İcra Müdürlüğü"nün 2009/3607 sayılı takip dosyasından 15.07.2011 tarihinde talimat yoluyla satılmıştır. Taşınmazın tapu kaydı incelendiğinde, şikayetçinin haciz tarihinin 30.06.2009, şikayet olunan ... Vergi Dairesi"nin ilk haczinin ise 25.06.2009 tarihli olduğu ve Vergi Dairesi
    haczinin 15.06.2009 tarih ve 5334 sayılı yazı ile ve 2.985,96 TL alacak yönünden konulduğu görülmektedir. Tarafların, taşınmazın satış tarihi itibariyle, tapu kaydına işlenmiş başkaca bir hacizleri yoktur. Vergi Dairesince satış tarihinden sonra, 20.07.2011 tarihli yazı gereğince 25.07.2011 tarihinde tapu kaydına konulan haciz, satış bedelinin paylaştırılmasında dikkate alınamaz. Bu durumda, ilk haczin Vergi Dairesi"ne ait olması nedeniyle, haciz nedeni olan 2.985,96 TL alacağın satış tarihine kadar işlemiş faizi ile birlikte hesaplanarak satış bedelinden öncelikle karşılanması, kalan para olduğu takdirde bunun da şikayetçinin dosyasına ödenmesi gerekirdi. Gerekirse, bilirkişiden rapor alınarak Vergi Dairesi alacağının satış tarihine kadar işlemiş faizi ile birlikte ulaştığı miktar belirlendikten sonra uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile şikayetin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle şikayetçi vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, şikayetçi yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 12.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara