Esas No: 2012/4067
Karar No: 2012/6607
Karar Tarihi: 12.11.2012
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/4067 Esas 2012/6607 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davacılar vekili ve birleşen davada davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacılar vekili asıl davada, dava devam ederken vefat eden müvekkilinin G blok 7 ve 8 numaralı bağımsız bölümlerinin tüm ve 6 numaralı bağımsız bölümün yarı hissesi için davalı kooperatifin üyesi olduğunu; birleşen davada da müvekkili ...’in G Blok 3 ve 4 numaralı bağımsız bölümlerinin tüm ve 6 numaralı bağımsız bölümün yarı hissesi için davalı kooperatifin üyesi olduğunu, yükümlüklerini yerine getirmiş olmasına rağmen söz konusu taşınmazların müvekkillerine tahsis edilmediğini ileri sürerek, söz konusu taşınmaz hisselerine tekabül edecek arsa payı bedellerinin tespit edilerek müvekkilleri adına tapuya tesciline, bu taleplerinin kabul edilmemesi durumunda dükkanların bedellerinin davalı kooperatiften tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar, benimsenen 02.06.2008 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davaya konu taşınmazların imar mevzuatına aykırı olduğu, davacıların kooperatife yapmış oldukları ödemeler dikkate alındığında kendilerine bağımsız bölüm tahsisine imkan bulunmadığından davacıların tazminat taleplerinin haklı olduğu gerekçesiyle, davacılarının tapu iptal tescil istemlerinin reddine, asıl davada 41.500,00 TL tazminatın davalıdan tahsili ile asıl dava davacıları mirasçılara verilmesine, birleşen davada 32.500,00 TL tazminatın davalıdan tahsili ile birleşen dava davacısına verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, asıl dava davacıları vekili ve birleşen dava davacısı temyiz etmiştir.
1) Asıl ve birleşen dava, tapu iptal tescil, bu istemin kabul edilmemesi durumunda tazminat istemine ilişkindir. Davada taraf teşkilinin sağlanması için dava dilekçesinin davalıya usul ve yasaya uygun olarak tebliği zorunludur. Savunma hakkı 1982 Anayasa’sının 36. maddesinde güvence altına alındığı gibi, medeni usul hukukunun evrensel bir ilkesi
olarak 1086 sayılı HUMK döneminde de uygulanan, 6100 sayılı HMK’nun 27. maddesi hükmünde ifadesini bulmuş olan hukuki dinlenilme hakkına göre de, mahkeme dava dilekçesini davalının kendi hakları ile bağlantılı bu hak kapsamında yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını ve karşı savunmasını bildirmek üzere davalıyı kanunun gösterdiği şekle uygun olarak davet etmedikçe hükmünü veremez. Ayrıca 1086 sayılı HMK’nun 409/3. (6100 sayılı HMK’nun 150/4.) maddesine göre dosyası işlemden kaldırılmış olan davanın, süresinde dilekçe ile yenilenebileceği, yenileme dilekçesinin, duruşma, gün, saat ve yerini bildiren çağırı kağıdı ile birlikte taraflara tebliğ olunacağı öngörülmüştür.
Somut olayda, birleşen dava dilekçesinin ve duruşma gününün davalı kooperatife tebliğ edilmediği; asıl dava dilekçesinin ve duruşma gününün 13.03.2006 tarihinde davalı kooperatifin müdürü olduğunu beyan eden...’a tebliğ edildiği, bu tebliğ işleminden sonra davalı kooperatife yapılan tebligatların Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre yapıldığı, ancak dosya kapsamından söz konusu tebliğ tarihi itibariyle kooperatif müdürünün veya yetkili temsilcisinin kim olduğu, kooperatif adresinin neresi olduğu anlaşılamamaktadır. Ayrıca davacılar vekilinin 29.07.2008 tarihli duruşmaya katılmaması nedeniyle 1086 sayılı HUMK’nun 409. ( 6100 sayılı HMK’nun 150. ) maddesi gereğince dava dosyası yenileninceye kadar işlemden kaldırılmış, davacılar vekili 30.10.2008 tarihli dilekçesi ile dava dosyasının yenilenmesini talep etmiş ancak söz konusu yenileme dilekçesi davalı kooperatife tebliğ edilmemiş olmasına rağmen 02.03.2009 tarihli duruşma zaptında ıslah dilekçesiyle birlikte yenileme dilekçesinin de tebliğ edildiği yazılmış ancak ıslah dilekçesinin tebliğ işlemine ilişkin tebligat zarfının içerisinde ıslah dilekçesinin bulunduğu şerhi yazılmış, yenileme dilekçesinin zarf içerisinde bulunduğu hususunda bir şerhin yazılı olmadığı görülmüştür. Dosyada yenileme dilekçesinin tebliğine dair başkaca her hangi bir evrak da bulunmadığından yenileme dilekçesi ve duruşma günü davalı kooperatife tebliğ edilmeden yargılamaya devam edilmiştir.
Bu durumda, mahkemece davalı kooperatifin tebligata esas adres ve yetkili temsilcilerini de gösteren kayıtları getirtilerek taraf teşkili hususunun hem asıl hem de birleşen dava açısından yerine getirilmesinden sonra her iki davanın da esasına girilmesi gerekirken bu noksanlık giderilmeden 6100 sayılı HMK’nun 27. maddesinde öngörülen hukuki dinlenilme hakkını ihlal eder nitelikte işin esasına girilerek davalının yokluğunda yapılan yargılama sonucunda hüküm kurulması doğru olmamıştır.
2) Bozma nedenine göre, asıl davada davacılar vekilinin ve birleşen davada davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) no"lu bentte açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, (2) no"lu bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davacılar vekilinin ve birleşen davada davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.