Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/1903 Esas 2012/6604 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/1903
Karar No: 2012/6604
Karar Tarihi: 09.11.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/1903 Esas 2012/6604 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2012/1903 E.  ,  2012/6604 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


    Taraflar arasındaki birleşen kooperatif genel kurul kararlarının iptali davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davacılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Asıl davada davacılar vekili, davalı kooperatifin 27.11.1998 ve 23.06.2002 tarihli genel kurul kararları doğrultusunda müvekkillerinin kooperatife peşin ödeme yaparak borçlarının tamamını kapattıklarını, davalı kooperatifin 25.10.2003 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında peşin ödeme yapan müvekkilleri için yeniden aidat yükümlülüğü öngörüldüğünü, ortakların şahsi sorumluluklarını ağırlaştıran bu kararlar için gereken 3/4 nisabın oluşmadığını, alınan kararların usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, davalı kooperatifin 25.10.2003 tarihli olağanüstü genel kurulunun 12, 13 ve 21. maddelerinin iptalini istemiş; birleşen davada davacısı da aynı gerekçelerle aynı genel kurulun 21. maddesinin iptalini talep ve dava etmiştir.
    Asıl ve birleşen davada davalı vekili, asıl ve birleşen davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve..."nin ... ..."ın toplantıya katıldıkları, fakat 12. maddeye muhalefet şerhi koymadıkları, bu sebeple anılan kararın iptalini talep edemeyecekleri, genel kurulun daha önce aldığı kararın yeni bir kararla kısmen veya tamamen ortadan kaldırması veya sakat bir karar dahi olsa bir kararla düzeltmesinin mümkün olduğu, buna göre yeni aidat talep edilmesi nedeniyle ortakların müktesep haklarının ihlâlinden de söz edilemeyeceği, 13. ve 21. gündem maddelerinde alınan kararların ek ödeme niteliğinde olmayıp, nitelikli çoğunluk gerektirmediği, iptal talebine konu genel kurul kararlarının usulüne uygun olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.
    Kararı, asıl davada davacılar vekili ile birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir.
    Asıl ve birleşen dava, genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir.
    1-) Asıl davada... hariç diğer davacılar vekilinin temyiz yönünden;
    (a) Kooperatif genel kurul kararlarının iptali davalarında üyelik, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 53 ncü maddesi uyarınca dava koşuludur ve üyeliğin karar kesinleşinceye kadar devam etmesi gerekir. Davacılar ..., ..., ..., ...., ...., ...., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..."nun
    üyelikten istifa ettiklerine dair istifanameleri bulunduğuna göre istifalarının davalı kooperatife ulaşıp ulaşmadığı ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ve anasözleşmenin 13. maddeleri uyarınca sonuç doğurup doğurmadığı araştırılıp, sonucuna göre aktif dava ehliyetlerinin belirlenmesi gerekirken, bu davacılarla ilgili uyuşmazlığın esası incelenerek hüküm kurulması doğru olmamıştır.
    (b) Bozma nedenine göre, adı geçen davacıların temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    2) Asıl davada davacı...nin temyiz itirazları yönünden;
    (a) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle 13. maddede kararın oybirliği ile alınmış olmasına ve red oyu kullanmayan ortağın iptal veya yokluk iddiasının reddi gerekmesine göre, asıl davada davacı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    (b) 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 23. maddesi hükmü uyarınca, ortaklar hak ve yükümlülüklerde eşit konumdadırlar. Yönetim kurulu bu ilkenin dışına çıkmak istediği takdirde, bu hususu, genel kurul gündemine alarak, genel kurulun tartışmasına açıkça sunması gerekmekte veya genel kurulun yapılan uygulamayı açıkca ya da zımnen benimsemesi icap etmektedir. Bu nedenle, sabit ve peşin aidat ödemek suretiyle ortaklığa alınmadaki bu usule uyulmamışsa, böyle bir ortağın (devam eden inşaatların finansmanına katılımı için) üyelik aidat yükümlülüğü devam eder. Açıklanan usule uyulmuşsa, ortaklığa alınmadaki bu farklılık, ortaklığa alındıktan sonra üyelik aidatı istenmesini mümkün kılmaz ise de kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim ve alt yapı giderlerinden ortağın sorumluluğu devam eder. Genel kurulca açık yetki verilmedikçe ya da benimsemedikçe 1163 sayılı Yasa"nın 23. maddesine aykırı şekilde yönetim kurulunun diğer ortaklardan farklı statüde ortaklığa kabul kararı vermesine veya akçalı konularda bir ortağı farklı statüde konumlandırmasına geçerli hukuki sonuç bağlanamaz. Öte yandan, kooperatifin en yetkili organı genel kuruldur. Genel kurulda hakkaniyetin gerektirdiği ölçüde gerekli kararlar alınabileceği gibi, daha önce alınan ve uygulanan kararların değişen koşullar ve eşitlik ilkesi gerektirdiğinde, değişen koşullarda eşitlik sağlanmak üzere değiştirilmesi mümkün ve geçerli olup, bu durumda kazanılmış hakların ihlalinden sözedilemez. Aksi halde bu ilkelere uyulmadan alınan sonraki genel kurul kararı, kazanılmış hakları ihlal edeceğinden yok hükmündedir.
    Asıl davada davacının 27.11.1998 tarihli olağanüstü genel kurulun 9. maddesi ve 23.06.2002 tarihli olağan genel kurulun 6. maddesinde alınan ve yönetim kurulunca uygulanan karar gereğince peşin ödemeli ortak olarak kabul edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, peşin ödemeli ortakların durumunu ağırlaştırabilecek ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 23 ncü maddesinde yer alan eşitlik kuralına aykırı olabilecek şekilde alınan dava konusu karar, daha önce genel kurul kararına dayalı olarak oluşan üyelik statüsünün davacı yararına olan sonuçlarını olumsuz olarak etkilediğinden, yok hükmündedir. Yok hükmünde olan kararlar baştan beri hükümsüz olan, sonradan geçerlik olanağı bulunmayan kararlardır. Bu nitelikteki kararların yokluğunun tespiti davası açabilmek için kararlara muhalif olmak gerekmediği gibi, açılacak dava da herhangi bir süreye tabi değildir. İptali istenen genel kurulun 12/a bendinde 27.11.1998 tarihli olağanüstü genel kurulun 9. maddesinin iptaline karar verilmesi, 21. maddesinde ise peşin ödemeli ortaklar yönünden de aidat ödeme sorumluluğu getirilerek asıl dosyada davacı...."nin kazanılmış haklarının ihlâli sonucunu doğuracak nitelikte karar alınması yok hükmünde olup, mahkemece, bu maddelerle ilgili anılan davacı yönünden yokluğun tespitine karar verilmesi gerekirken, iptal istemlerinin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
    3) Birleşen davada davacı... vekilinin temyiz itirazları yönünden;
    (a) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle 13. maddede kararın oybirliği ile alınmış olmasına ve red oyu kullanmayan ortağın iptal veya yokluk iddiasının reddi gerekmesine göre, birleşen davada davacı .... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    (b) Davacının üyeliği devraldığı ..."ın 27.11.1998 tarihli olağanüstü genel kurul ve 23.06.2002 tarihli olağan genel kurulda alınan ve yönetim kurulunca uygulanan kararlar gereğince peşin ödemeli ortak olarak kabul edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, peşin ödemeli ortakların durumunu ağırlaştırabilecek ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 23. maddesinde yer alan eşitlik kuralına aykırı olabilecek şekilde alınan dava konusu karar, daha önce genel kurul kararına dayalı olarak oluşan üyelik statüsünün davacı yararına olan sonuçlarını olumsuz olarak etkilediğinden, yok hükmündedir. Yok hükmünde olan kararlar baştan beri hükümsüz olan, sonradan geçerlik olanağı bulunmayan kararlardır. Bu nitelikteki kararların yokluğunun tespiti davası açabilmek için kararlara muhalif olmak gerekmediği gibi, açılacak dava da herhangi bir süreye tabi değildir. Dava konusu 25.10.2003 tarihli genel kurulun aidat belirleyen 21. maddesinin adı geçen davacının kazanılmış haklarını ihlâl eder nitelikte olması nedeniyle yok hükmünde olduğu anlaşıldığından mahkemece, kararın adı geçen davacı yönünden yok hükmünde olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
    SONUÇ:Yukarıda (1a) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın asıl davada davacılar ..., ..., ..., ....,.... ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... bakımından yasa gereği (re"sen); (2b) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davacı..."nin, (3b) numaralı bentte açıklanan nedenlerle birleşen davada davacı...vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün.... ve .... yararına BOZULMASINA, (1b) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, (2a) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davacı... vekilinin, (3a) numaralı bentte açıklanan nedenlerle birleşen davada davacı ... vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, peşin alınan harçların istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.11.2012 tarihinde oybirliğiyle kara verildi.




    Hemen Ara