Esas No: 2020/5992
Karar No: 2022/2984
Karar Tarihi: 12.04.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/5992 Esas 2022/2984 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/5992 E. , 2022/2984 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Samsun 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 31.10.2019 tarih ve 2018/452 E- 2019/492 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine , istinaf isteminin esastan reddine dair Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nce verilen 23.06.2020 tarih ve 2020/7 E- 2020/775 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 12.04.2022 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 02/08/2018 tarihinde davalı bankada ki hesabına tasarrufun iptali davası açmak için başlatılan Samsun 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2018/20 D.İş dosyası ile ihtiyati haciz kararı alındığını, gerekçesinin ise kardeşi ...'ın hesabından 10/07/2018 tarihinde 231.994,00 USD çekerek müvekkiline verildiği, müvekkilinin de 11/07/2018 tarihinde aynı bankanın aynı şubesindeki hesabına 250.000,00 USD yatırıldığını beyan edildiğini, müvekkilinin 11/07/2018 tarihinde davalı bankaya yatırmış olduğu paranın kardeşine ait olmadığının tamamının kendisinin ait olan bir para olup, maddi gelirininde bu parayı yatırabilecek düzeyde olduğunu, kendi adına ve eşine ait birçok taşınmaz olduğunu, ayrıca bankalarda mevduatları olduğunu gerekli araştırma yapıldığında ortaya çıkacağını, ayrıca bankadan çekilen para ile müvekkili tarafından yatırılan paranın da aynı miktar olmadığını, mahkemenin gerekli araştırma yapılmadan bu şekilde bankanın kötü niyetli talebiyle ihtiyati haciz karar vermesinin tamamen hukuka aykırı olduğunu, 02/08/2018 tarihinde bankaya gidildiğinde müvekkilinin kardeşi dava dışı banka borçlusu ...'ın birçok bankaya daha borcu olduğunu, ...'ın borcu olan 346.184,22 TL’nın ihtiyati haciz kararı olan hesaptan ödenmesini ödenmediği taktirde davacının hesabındaki ve diğer bankalarda ki tüm paranın ...'ın borcuna karşılık alınacağını beyan edildiğinden müvekkilinin borçlu olmadığı bir durum karşısında haciz tehdidi altında davalı bankanın taleplerini kabul etmek ve ödemek zorunda kaldığını belirterek borçlu olmadığının tespitine, icra takibi baskısı ile ödenen bedelin istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dışı borçlu ... davalı şirketin banka hesabından 10/07/2018 tarihinde çektiği 231.994,00 USD'nin şirket yetkilisi ...'ın kardeşi olduğu tespit edilen davacının 11/07/2018 tarihinde aynı bankanın aynı şubesinde bulunan hesabına 250.000,00 USD olarak yatırıldığı, bu suretle alacaklılardan mal kaçırma kasıt ve iradesi ile tasarruf işleminde bulunduğunun tespit edildiğini, ... ile ...'ın kardeş olduğunu, söz konusu tasarruf işleminin iptali için Samsun 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin kararı ile ihtiyati haciz kararının kabulüne karar verildiğini, akabinde davacı tarafından talimat verildiğini dosya borcunun kapatıldığını, davacının takip borçlusu olmadığından davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, tasarrufun iptali davasının dinlenebilmesi için icra takibinin kesinleşmiş olmasının gerekmediğini, alacağın mevcudiyetinin yeterli olduğunu, söz konusu eksikliğin tasarrufun iptali davası devam ederken de giderilebilmekte olduğunu, bonoda borcun doğum tarihi senedin tanzim tarihi olmakla ihtiyati hacze konu tasarrufun borcun doğum tarihinden sonraki bir tarihte yapılmış olduğunun sabit olduğunu, savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, davacının dava dışı banka borçlusu ve kardeşi olan ...'ın davalı bankada davalı şirket hesabından 10.7.2018 tarihinde 231.994,00 USD çektiği bu kez davacının davalı bankanın aynı şubesinde bulunan hesabına 11.7.2018 tarihinde 250.000 USD yatırdığı, gerek dava dışı borçlu ... tarafından çekilen ve gerekse davacı tarafından hesaba yatırılan tutarların birbirlerine yakın olduğu ve çekilen tutar ile yatırılan tutarın tarihleri arasında 1 gün olduğu ve yatırılan ve çekilen paraların cinsi göz önünde bulundurulduğunda tüm bu durumların tesadüf olamayacağı kaldı ki davacı her ne kadar iddiasında söz konusu paranın kendisine ait olduğu ve bu parayı yatırabilecek gelire sahip olduğunu beyan etsede yatırılan paranın ekonomik değeride göz önünde bulundurduğunda davacının söz konusu bedelin kaynağına ilişkin dosya kapmasında ispata matuf delil sunmadığı, davalı banka ile davacı arasında imazalanan protokolün 2. maddesinde " Banka tarafından yapılan incelemelerde borçlu ...'ın VİP Bilgi İşlem ve Otomasyon Tic. ve San. Ltd. Şti.'ne ait Şekerbank T.A.Ş ... Şubesi ... ... IBAN numaralı hesaptan 10/07/2018 tarihinde 231.994,00 USD çekmiş olduğu ve şirket yetkilisi ...'ın kız kardeşi ve işbu protokolün tarafı olan ...'e teslim edildiği ve ... tarafından 11/07/2018 tarihinde Şekerbank T.A.Ş ... Şubesi ...IBAN numaralı hesaba 250.000,00 USD olarak yatırıldığı tespit edilmiştir. Samsun 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/20 D.İŞ sayılı kararı ile bu hesap üzerine ihtiyati haciz işlemi tatbik edilmiştir." şeklinde düzenleme bulunduğu ve davacının bu protokolü imzalayarakta söz konusu işlemdeki mal kaçırma kasıt ve iradesini kabul ettiğide göz önünde bulundurulduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili, istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge adliye mahkemesince, davacının, davalı bankanın ... şubesinde bulunan hesabına Samsun 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 01.08.2018 tarihli 2018/20 D.iş sayılı kararı ile ihtiyati hacız konulduğu, yapılan işlemin mahkeme kararına dayandığı, taraflar arasında imzalanan 02.08.2018 tarihli protokol içeriğinde, davacı, dava dışı kardeşi ... ve Vip Bilgi İşlem ve Otomasyon Tic. ve San. Ltd. Şti.'nin, protokolde belirtilen icra dosyalarındaki borç toplamı olan 346.184,22 TL'nın davacının banka hesabından tahsil edileceğinin kararlaştırıldığı, davacının protokol altındaki imzaya bir itirazının olmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen mahkeme kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili, kararı temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına ve özellikle uyuşmazlığın dayanağı olan 02.08.2018 tarihli protokolün ihtiyati haciz baskısı ile imzalandığı ve iradenin bu nedenle fesada uğradığı iddiasının ispatlanamamış olmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 12/04/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
1- Dava, haciz baskısı altında ödemek zorunda kaldığı başkasına ait borçtan dolayı borçlu olmadığının tespiti ve istirdat istemlerine ilişkindir.
2- Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankaya yatırdığı 250.000 USD’ye paranın esasen bankaya borçlu davacının kardeşi ...’a ait olduğu gerekçesiyle el koyduğunu, ihtiyati haciz baskısı altında müvekkilinin davalı bankayla protokol yapmak zorunda kaldığını ileri sürmüş ve müvekkiline iade edilmeyen meblağın iadesini ve istirdadını talep etmiştir.
3- Davalı Banka vekili, davacının kardeşi ...’ın, dava dışı borçlu Vip Bilgi İşlem Ltd.’nin hesabından izinsiz para çektiğini ve bu parayı aynı gün davacıya verdiğini, paranın gerçekte ...’a ait olduğunu ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
4- Mahkemece, olaya ilişkin olarak taraflar arasında imzalanan Protokol’ün 2. Maddesi uyarınca paranın esasen davalı banka borçlusu dava dışı ...’a ait olduğunun taraflarınca kabul edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, istinaf istemi de BAM tarafından reddolunmuştur.
5- Öncelikle davalı bankanın ilkin ...’a 231.000 USD ödeme yapıp, akabinde şirket borcuna kefil olarak sorumluluğun doğduğu gerekçesiyle, ...’ın paralarının takibini yapmak ve mevduat sözleşmesine aykırı şekilde davacının tüm hesabına bloke koymak suretiyle ...’ın borcunu bu şekilde tahsile çalışması hukuki bir zemin üzerine oturmamaktadır. Şayet ...’ın, davacıda parası varsa yapılacak iş İİK 89/1 ihbarnamesi göndermektir. ... hakkında takip başlamadan ...’ın daha önce yaptığı tasarrufların iptalini talep etmek de mümkün değildir. Madem takip yapacaktı, banka bir gün önce ...’a neden ödedi? Kaldı ki ...’ın borçtan asli değil, kefil olarak sorumluluğunun olduğu anlaşılmaktadır.
6- Esasen, davacı tarafından bankaya yatırılan paranın banka borçlusu ...’a ait olduğu gerekçesiyle, banka tarafından bir başka mahkemede “tasarrufun iptali” davası açılmak üzere ihtiyati haciz kararı alınmış ise de, bu davanın açılmadığı, alınan ihtiyati haciz ve banka hesaplarına konulan blokaj sonucu elde edilen protokol ile sorunun çözüldüğü anlaşılmaktadır. Oysa mahkemece öncelikle tasarrufun iptali davası açması için davalıya süre verilmesi ve mahkemece bu dava sonucu beklenerek karar verilmesi gerekirdi. Anılan dosyada, paranın ... tarafından çekildiği tarih itibariyle ...’ın davalı bankaya karşı temerrüt halinde olup olmadığı, temerrüt halinde ise bankanın parayı neden ...’a ödediği, temerrüt halinde değilse, temerrütten önce yapılan tasarrufun iptalinin talep edilemeyeceği, talep edilse bile, davaya konu para konusunda ... ile davacı arasında alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla gerçekleştirilen bir tasarrufun bulunup bulunmadığı ya da başka bir ticari ilişkinin bulunup bulunmadığı, hülasa zaten varlıklı olduğu anlaşılan davacının yatırdığı paranın ...’a ait olup olmadığı, şayet parayı ... vermiş olsa dahi ...’ın bir borç ödemesi sonucu bu parayı davacıya verip vermediği vs. hususlarının araştırılıp incelenmesi tasarrufun iptali mahkemesinin görevindedir.
7- Her ne kadar taraflar arasında düzenlenen bir protokol bulunmakta ise de, bu protokolün davacı hakkında TASARRUFUN İPTALİ davasına esas teşkil etmek üzere ihtiyati haciz kararı alınması ve davacının tüm hesabına bloke konularak uygulanması sırasında yani müzayaka altında imzalanmış olması sebebiyle geçerliliği tartışmaya açıktır. Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre haciz ve tüm hesabına bloke koymak gibi benzeri baskı altında atılmış imzaların bir hukuki geçerliliği bulunmamaktadır. Davalı bankanın alacağını tahsil yöntemi son derece sıkıntılı görünmektedir. Esasen bu Protokol’ün geçerliliğinin de TASARRUFUN İPTALİ davasında tartışılması, bu dosyada ise o dosyanın sonucunun beklenilmesi gerekirken, haciz ve hesaba bloke baskısı altında elde edilen protokol ile sonuca ulaşıldığından mevduat sözleşmesi uyarınca açılan davada, tasarrufun iptali davasının malzemesi dikkate alınarak karar verilmesini doğru bulmadığımızdan, kararı bozulması yönünde, onama yönünde görüş bildiren Daire çoğunluğunun görüşüne katılmıyoruz.