Esas No: 2020/5888
Karar No: 2022/2989
Karar Tarihi: 13.04.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/5888 Esas 2022/2989 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/5888 E. , 2022/2989 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 22. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 29.11.2017 tarih ve 2014/355 E. - 2017/943 K. sayılı kararın asıl davada davalı birleşen davada davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne-reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi'nce verilen 31.01.2020 tarih ve 2018/296 E. - 2020/56 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 12.04.2022 günü hazır bulunan asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekili Av. ... ile asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi Dr. ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl davada davacı vekili, davalı ile müvekkili şirket arasında madeni yağ ticareti başlatıldığını, davalı şirketin müvekkilinin göndermiş olduğu havalelerin karşılığında mal teslimini yapmadığını, avans ödemesinin iadesi için 277.524,45 TL üzerinden icra takibine girişildiğini, icra takibine davalının itiraz ettiğini iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 130.000,00 TL alacak yönünden davalının icra takibine itirazının iptali ile takibin devamına, %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiş, 18.10.2017 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 147.524,45 TL artırarak dava değerini 277.524,45 TL'ye yükselterek anılan bu miktar üzerinden %20 oranında icra inkar tazminata ve işlemiş faize karar verilmesini istemiştir.
Asıl davada davalı vekili, icra takibinin dayanağı olmadığını, bu fatura dahil son bakiyeniz 277.524,45 TL şeklinde bir ibare kullanılarak takip başlatıldığını, bunun hiçbir borç ikrarı anlamı taşımadığını, davacı şirket ile müvekkili arasındaki ticari ilişkinin 2012 yılı 2. ayına değil 2010 yılı 10. ayına dayandığını, teslimi yapılan ürünlere ilişkin de ödemeler yapıldığını, gerçekleşen satışlarda müvekkilinin ürünleri aldığı üretici firmalardan doğrudan
doğruya davacı tarafa sevkini yaparak teslim ettiğini, kimi zaman sipariş fazlası olabildiğini, 1200 teneke madeni yağın ... plakalı araç ile davacı tarafa teslim edildiğini, bu satışın faturasının da 07.06.2012 tarihinde kesildiğini, borcunun aksine müvekkili şirketin takip tarihi itibarı ile davacı şirketten 77.861,25 TL alacaklı olduğunu, ticari defterlerin incelenmesi sonucu da müvekkili şirketin borçlu değil, alacaklı olduğunun ortaya çıkacağını savunarak davanın reddi ile kötü niyet tazminatı istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili, müvekkilinin cari hesap ilişkisinden kaynaklanan alacağının tahsili için davalı aleyhine icra takibine giriştiğini, davalının itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptaline, takibin devamına ve %40 oranında icra inkar tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, asıl davada davalı Çavdarlar Petrol San. ve Tic. A.Ş. tarafından keşide edilen faturalarda yazılı malların asıl davacıya veya davacı adına hareket eden kişiye teslim edildiğine dair faturalarda ve sevk irsaliyelerinde kayıt olmadığı, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemelerine göre, asıl davada davalının asıl davada davacı adına düzenlediği faturaların toplam tutarının 948.972,75 TL olduğu, asıl dosya davacının, asıl dosya davalısına yaptığı ödemeler toplamının 834.101,70 TL olduğu, davacının ticari defterlerinde kayıtlı olan faturaların 114.871,05 TL tutarında olduğu, davalının düzenlediği diğer faturaların davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, fatura konusu mal bedelinden davacıyı sorumlu tutmak için faturaların tebliğinin ve faturada yazılı malların teslim edildiğinin kanıtlanmasının gerektiği, mal tesliminin, davalı tarafından usulüne uygun delillerle ispatlanamadığı, bu durumda davacının, davalıya fazladan ödeme yaptığı ve bunun iadesini istemek için icra takibi yapmakta ve itirazın iptali davası açmakta haklı olduğu, birleşen dosyada davacı Çavdarlar A.Ş.'nin birleşen davalının ticari defterlerinde 75.011,25 TL alacaklı olduğu yönünden kaydın olmadığı, faturalarda yazılı malların teslim edildiğinin de ispatlanamadığı, bu nedenle birleşen davanın reddine karar verilmesi gerektiği, birleşen dosyada bu dosya davacısının takipte kötü niyetli olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davalı, birleşen dosya davacısı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, asıl davada davacının, madeni yağ satışı karşılığı yapılan ödemelerin avans olduğunu, malın teslim edilmemesi nedeni ile iadesi gerekmesine rağmen iade edilmediğini, fazladan yapılan ödemelerin iadesi için takibe giriştiğini iddia ederek davalının takibe yönelik itirazının iptaline karar verilmesini istediği, aslolan peşin satış olduğundan davacının avans ödemesi karşılığı malın teslim edilmediğini ispat etmesi gerektiği, davacının avans olduğunu iddia ettiği ödemelerin, banka havalesi ve çek teslimi suretiyle yapılan ödemeler olduğu, havale mevcut bir borcun ödemesi niteliğinde, çekin ise peşin ödeme aracı olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın, davalının davacı adına kestiği faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olmayıp, davalı defterlerinde ise taraflar arasındaki ticari ilişkinin kapsam ve hacminin davacının ticari defter kayıtlarından farklı olup bir kısım faturaların davacının ticari defter kayıtlarında yer almamasından kaynaklandığı, peşin satış karinesinin aksini iddia eden davacının bu iddiasını, başka bir deyişle davacının dava konusu tahsilatları avans olarak verdiğini, ödeme bedeli kadar malları teslim almadığını yazılı delille ispat etmesi gerektiği, davalının dava konusu ödemeler karşılığı mal teslim edildiğini savunmasının, ispat yükünü değiştirmediği, asıl davada davacının fazladan yapılan ödemeyi usulüne uygun delillerle kanıtlayamadığı ve yemin delilline de açıkça dayanmadığı, takibinde haksız ise de kötü niyetli olduğunun kabul edilemeyeceği, İlk Derece Mahkemesince açıklanan nedenlerle asıl davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin doğru görülmediği, öte yandan kabul şekline göre de ıslahla artırılan miktar yönünden itirazın iptali davası için öngörülen bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, bu sebeple ıslah ile artırılan miktar bakımından hak düşürücü süre geçtiğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulünün isabetsiz olduğu, İlk Derece Mahkemesince birleşen davada verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalı-birleşen dosya davacısı vekilinin birleşen davaya yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine, asıl dava bakımından davalı-birleşen dosya davacısı vekilinin asıl davaya yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, asıl davanın ve davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine, birleşen davanın ve davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, tarafların temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin taraflardan alınarak yekdiğerine verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 52,60 TL temyiz ilam harcının temyiz eden Uysal Oto Boya Yedek Parça ve Hırdavat Petrol İnş. Nak. Tic. Ltd. Şti.'den alınmasına, aşağıda yazılı bakiye 107,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden Çavdarlar Petrol San. ve Tic. A.Ş'den alınmasına, 13/04/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.