Esas No: 2022/860
Karar No: 2022/10550
Karar Tarihi: 20.10.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/860 Esas 2022/10550 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2022/860 E. , 2022/10550 K."İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Milas 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/09/2021 tarihli ve 2021/166 esas, 2021/405 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 06/01/2022 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında, 27/05/2020 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Milas Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonucunda, 22/02/2021 tarihli ve 2021/1532 soruşturma, 2021/384 esas, 2021/358 sayılı iddianamesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle Milas 4. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, iddianamede; şüpheli hakkında daha önce Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığınca 21/05/2018 tarihinde kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, ihlal nedeniyle erteleme kararının kaldırılarak Bodrum 6.Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,tekrar erteleme kararı verilemeyeceği hususunun belirtildiği,
2- Milas 4. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 09/09/2021 tarihli ve 2021/166 esas, 2021/405 sayılı kararı ile; sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, şartları oluştuğundan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği,
3- Dosya arasında bulunan Bodrum 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/07/2020 tarihli ve 2019/229 esas, 2020/238 sayılı kararının incelenmesinde;
a-) Sanığın 08/02/2018 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığınca 21/05/2018 tarihinde kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, yükümlülüklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi nedeniyle erteleme kararının kaldırılarak, 21/03/2019 tarihli ve 2018/1198 soruşturma, 2019/1129 esas, 2019/1038 sayılı iddianame ile kamu davası açıldığı,
b-) Bodrum 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/07/2020 tarihli ve 2019/229 esas, 2020/238 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın 22/09/2020 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak suçundan sanık ...'nin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1 ve
62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Milas 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/09/2021 tarihli ve 2021/166 esas, 2021/405 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10/04/2018 tarihli ve 2014/15-487 esas, 2018/151 karar sayılı ilâmında belirtildiği üzere, temyiz ve istinaf kanun yollarından geçmeksizin kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların ülke sathında uygulama birliğine ulaşmak ve ciddi boyutlara ulaşan hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi amacıyla olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma konusu yapılabileceği nazara alınarak yapılan incelemede,
1-5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 58/1. maddesindeki "Önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi halinde, tekerrür hükümleri uygulanır. Bunun için cezanın infaz edilmiş olması gerekmez." şeklindeki düzenleme nazara alındığında, sanığın adlî sicil kaydında yer alan Söke 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/10/2019 tarihli ve 2019/650 esas, 2019/1337 sayılı ilâmının tekerrüre esas teşkil ettiği ve tekerrür hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde,
2- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/6-a maddesinde“Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için; a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması” şeklinde yer alan düzenleme dikkate alındığında, daha önce kasıtlı olarak işlediği kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçundan Söke 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/10/2019 tarihli ve 2019/650 esas, 2019/1337 sayılı kararı ile mahkumiyetine karar verilen sanık hakkında şartları oluşmadığı halde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmemiştir.” denilerek Milas 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/09/2021 tarihli ve 2021/166 esas, 2021/405 sayılı sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Sanık ... hakkında, 27/05/2020 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Milas Cumhuriyet Başsavcılığının 22/02/2021 tarihli ve 2021/1532 soruşturma, 2021/384 esas, 2021/358 sayılı iddianamesi ile açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, Milas 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/09/2021 tarihli ve 2021/166 esas, 2021/405 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, Dairemizce de benimsenen 10/04/2018 tarihli ve 2014/15-487 esas, 2018/151 sayılı kararı uyarınca, temyiz ve istinaf kanun yollarından geçmeksizin kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların ülke sathında uygulama birliğine ulaşmak ve ciddi boyutlara ulaşan hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi amacıyla olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma konusu yapılabileceği dikkate alınarak yapılan incelemede;
1- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 58/1. maddesindeki "Önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi halinde, tekerrür hükümleri uygulanır. Bunun için cezanın infaz edilmiş olması gerekmez." şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, sanığın 05/05/2019 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan 5237 sayılı TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri gereğince verilen ve 15/11/2019 tarihinde kesinleşen 2 yıl 1 ay hapis cezasına ilişkin Söke 3. Asliye Ceza
Mahkemesinin 17/10/2019 tarihli ve 2019/650 esas, 2019/1337 sayılı ilâmının tekerrüre esas teşkil ettiği ve tekerrür hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
2- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/6-a maddesinde “Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için; a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması” şeklinde yer alan düzenleme dikkate alındığında, daha önce kasıtlı olarak işlediği kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçundan Söke 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/10/2019 tarihli ve 2019/650 esas, 2019/1337 sayılı kararı ile mahkûmiyetine karar verilen sanık hakkında şartları oluşmadığı halde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi, kanuna aykırı olup sanık lehine verilmiş olan ve davanın esasını çözen bu karardan dolayı yeniden yargılama yapılmamak ve aleyhe sonuç doğurmamak üzere, hukuka aykırılığa işaret edilerek kanun yararına bozma isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
D-) Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle; Milas 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/09/2021 tarihli ve 2021/166 esas, 2021/405 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının (c) bendi uyarınca yeniden yargılama yapılmamak ve aleyhe sonuç doğurmamak üzere, gerekli işlemin yapılması için dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
20/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.