Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/26 Esas 2022/10546 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/26
Karar No: 2022/10546
Karar Tarihi: 20.10.2022

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/26 Esas 2022/10546 Karar Sayılı İlamı

10. Ceza Dairesi         2022/26 E.  ,  2022/10546 K.

    "İçtihat Metni"


    Adalet Bakanlığı'nın kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan hükümlü ... hakkındaki İzmir 29. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/08/2021 tarihli ve 2018/865 esas, 2019/976 sayılı yargılamanın yenilenmesi talebinin reddi kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 17/12/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
    Dosya incelendi.
    GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    A-)Konuyla İlgili Bilgiler:
    1- Hükümlü ... hakkında, 11/07/2018 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 20/10/2018 tarihli ve 2018/115942 soruşturma, 2018/42295 esas, 2018/32559 sayılı iddianamesi ile açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda; İzmir 29.Asliye Ceza Mahkemesinin 20/11/2019 tarihli, 2018/865 esas ve 2019/976 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1. maddesi gereğince 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, sanığın kararı istinaf ettiği,
    2- İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17.Ceza Dairesinin 10/03/2021 tarihli ve 2020/883 esas,2021/822 sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek kesinleştiği,
    3- Hükümlünün 09/06/2021 tarihli dilekçesi ile yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunduğu, İzmir 29. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/06/2021 tarihli ve 2018/865 esas, 2019/976 sayılı ek kararı ile, yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine karar verildiği, sanığın ek karara itiraz ettiği, mercii İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 29/06/2021 tarihli ve 2021/428 değişik iş sayılı kararı ile itirazın reddine kesin olarak karar verildiği,
    4- Hükümlünün 13/07/2021 tarihli dilekçesi ile yeniden yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunması üzerine İzmir 29. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 09/08/2021 tarihli ve 2018/865 esas, 2019/976 sayılı ek kararı ile, hükümlünün talebi ile ilgili 17/06/2021 tarihli ek karar ile karar verildiği anlaşıldığından yeniden bir karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği,
    Anlaşılmıştır.
    B-)Kanun Yararına Bozma İstemi:
    Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
    “Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek, bulundurmak ve kullanmak suçundan sanık ...'in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1. maddeleri uyarınca 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına dair İzmir 29. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/11/2019 tarihli, 2018/865 esas, 2019/976 sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesinin 10/03/2021 tarihli ve 2020/883 esas, 2021/822 sayılı kararı ile esastan reddine karar verilerek kesinleşmesini takiben, hükümlü tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin İzmir 29. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/06/2021 tarihli ve 2018/865 esas, 2019/976 sayılı ek kararına yönelik itirazın reddine dair İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 29/06/2021 tarihli ve 2021/428 değişik iş sayılı kararını müteakip, yine hükümlü tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebi sonrasında, talep hakkında önceden değerlendirme yapıldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına dair İzmir 29. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/08/2021 tarihli ve 2018/865 esas, 2019/976 sayılı ek kararını kapsayan dosya incelendi.
    Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay (Kapatılan) 18. Ceza Dairesi'nin 03/02/2020 tarihli ve 2019/8144 esas, 2020/2028 karar sayılı ilamında, "Sanığın 24/02/2015 tarihli duruşmada, psikolojik rahatsızlığının olması nedeniyle askerden elverişsizlik raporu aldığı şeklinde beyanda bulunması ve temyiz dilekçesi ekinde sunulan askeri hastaneden alınan 14/07/2014 tarihli Sağlık Raporunda “sık tekrarlayan uyum bozukluğu tanısıyla askerliğe elverişli değildir” tanısı konulması karşısında, suç tarihi itibariyle TCK'nın 32. maddesi uyarınca “akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığı” konusunda, yöntemince sağlık kurulu raporu alınarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,..." şeklinde yer alan açıklamalar nazara alındığında,
    İzmir 29. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/11/2019 tarihli kararının kesinleşmesini müteakip, hükümlünün yargılamanın yenilenmesine dair dilekçesine ek olarak ibraz ettiği Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından tanzim edilen 20/04/2011 tarihli raporda hükümlünün "epilepsi" şeklinde tanısı ile askerliğe elverişli olmadığına ilişkin kararın bulunduğunun tespit edildiği ve mahkemesince yapılan yargılama aşamasında da anılan hususun ileri sürülmediğinin anlaşılması karşısında, hüküm tarihinde mahkemesince bilinmeyen ve sonradan ortaya çıkan bu durum nedeniyle, hükümlünün 5237 sayılı Kanun'un 32. maddesi uyarınca işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamadığının veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığının Adli Tıp Kurumunca tespiti lüzumunun bulunması gerektiğinden bahisle, yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulüne karar verilerek bu yönde rapor alındıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek İzmir 29. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/08/2021 tarihli ve 2018/865 esas, 2019/976 sayılı ek kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi gereğince bozulması istenilmiştir.
    C-) Konunun Değerlendirilmesi:
    Hükümlü ... hakkında, 11/07/2018 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 20/10/2018 tarihli ve 2018/115942 soruşturma, 2018/42295 esas, 2018/32559 sayılı iddianamesi ile açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda; İzmir 29.Asliye Ceza Mahkemesinin 20/11/2019 tarihli ve 2018/865 esas, 2019/976 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1. maddesi gereğince 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesinin 10/03/2021 tarihli ve 2020/883 esas,2021/822 sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek kesinleştiği, hükümlünün 09/06/2021 tarihli dilekçesi ile yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunduğu, İzmir 29. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/06/2021 tarihli ve 2018/865 esas, 2019/976 sayılı ek kararı ile, yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine karar verildiği, sanığın ek karara itiraz ettiği, mercii İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 29/06/2021 tarihli ve 2021/428 değişik iş sayılı kararı ile itirazın reddine kesin olarak karar verildiği, hükümlünün 13/07/2021 tarihli dilekçesi ile yeniden yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunması üzerine İzmir 29. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/08/2021 tarihli ve 2018/865 esas, 2019/976 sayılı ek kararı ile, hükümlünün talebi ile ilgili 17/06/2021 tarihli ek karar ile karar verildiği anlaşıldığından yeniden bir karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, anlaşılmıştır.
    Mahkeme tarafından verilerek kesinleşen bir hükümle ilgili olarak, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda belirlenen hallerde (CMK md.311) hükümlü lehine veya aleyhine olarak yeniden yargılama yapılması “yargılamanın yenilenmesi” veya “iade-i muhakeme” ile mümkündür. Kesin hükümle sonuçlanmış bir uyuşmazlık kural olarak yeniden yargılama konusu yapılamaz. Bu nedenle, yargılamanın yenilenmesi olağanüstü bir kanun yoludur.
    Yargılamanın yenilenmesi, daha önceki yargılama sırasında ele alınmayan “yeni delil” veya “yeni olay” mevcut olduğunun anlaşılması halinde başvurulan bir kanun yoludur. Hükmü veren mahkemeye bildirilmemesi nedeniyle, hükümde dikkate alınmamış olan her olay ve delil hükümlü
    tarafından bilinip bilinmemesi önemli olmaksızın “yeni” olarak nitelendirilmektedir. Olay ya da delilin yeniliği, olayın kesin hükümden sonra meydana gelmiş olmasıyla değil, kesinleşmiş olan hükmün verilmesi sırasında değerlendirilip değerlendirilmediği ile bağlantılıdır. Kesin hükümden önce meydana gelen ancak mahkemenin bilgisine sunulmayan ya da mahkeme tarafından değerlendirilmeyen deliller ve olaylar da “yeni” sayılmalıdır. Bu doğrultuda hükmü veren mahkemeye bildirilmediğinden yargılama yapılırken değerlendirilemeyen her türlü olgu ve delil de “yeni” sayılmaktadır. Bu nedenle hükümlünün bildiği veya bilmesi gereken bir olay veya delil, mahkemece bilinmiyorsa veya öğrenilmekle birlikte değerlendirilmemişse yargılamanın yenilenmesi nedeni olabilecektir. Yeni olay ya da delilin yargılamanın yenilenmesi sebebi olması için aynı zamanda “önemli” de olması gerekmektedir. Yeni deliller ve olaylar ortaya konulduklarında tek başlarına ya da önceden sunulan delillerle birlikte değerlendirildiğinde sanığın beraatini veya daha hafif bir ceza uygulanmasını gerektirecek nitelikte olmalıdır.
    Yargılamanın yenilenmesi talebi, kanunda belirlenen biçimde yapılmamış veya yargılamanın yenilenmesini gerektirecek kanuni hiçbir sebep gösterilmemiş veya bunu doğrulayacak deliller açıklanmamış ise, bu istem kabule değer görülmeyerek reddedilir.
    Somut olayda;
    Mahkûmiyet kararının 10/02/2021 tarihinde kesinleşmesinden sonra, hükümlünün yargılamanın yenilenmesi talebini içeren dilekçesi ekinde sunduğu, Türk Silahlı Kuvvetleri İzmir Asker Hastanesi Baştabipliğinin 13/08/2010 tarihli raporunda hükümlünün "epilepsi" tanısıyla askerliğe elverişsiz olduğunun belirtilmesi karşısında, “yeni” delilin ortaya konulduğunda tek başına ya da önceden sunulan delillerle birlikte değerlendirildiğinde sanığın beraatini veya daha hafif bir ceza uygulanmasını gerektirecek nitelikte olmadığı, nitekim; sanığın adli sicil kaydının incelenmesinde, 2012 yılından itibaren işlediği çeşitli suçlar nedeniyle hakkında verilen çok sayıda mahkûmiyet kararının bulunduğu, sanığın bu mahkemelerde ceza sorumluluğunun olmadığına dair bir iddiasının bulunmadığı, bu yönde herhangi bir delil sunulmadığı, hakkında yapılan yargılamalar sonucunda da mahkûmiyet kararları verildiği dikkate alındığında, hüküm tarihinde mahkemesince bilinmeyen ve sonradan ortaya çıkan bu durumun, CMK’nın 311. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde yer alan “Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte” olmadığı, İzmir 29. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/08/2021 tarihli ve 2018/865 esas, 2019/976 sayılı ek kararının kanuna uygun olduğu anlaşıldığından: kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
    D-) Karar :
    Açıklanan nedenlerle; İzmir 29. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/08/2021 tarihli ve 2018/865 esas, 2019/976 sayılı ek kararına ilişkin kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığı'na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine,
    20/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Hemen Ara