Esas No: 2020/932
Karar No: 2022/3114
Karar Tarihi: 18.04.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/932 Esas 2022/3114 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/932 E. , 2022/3114 K.Özet:
Davacı, Güney Kıbrıs'ta bulunan bir üniversitenin kurucusudur ve \"university of nicosia\" markasının ilk yaratanı ve önceki sahibidir. Davacı, davalı adına tescilli iki markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi davacının aktif husumet ehliyeti olmadığı gerekçesiyle davayı usulden reddetti. Davacı vekili istinaf başvurusunda bulundu. Bölge Adliye Mahkemesi, davacının Türkiye'de dava açma ve taraf ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunu esastan reddetti. Temyiz başvurusunda bulunan davacı vekilinin istemi reddedildi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararı onandı. HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldı. HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca karar onandı ve HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine gönderilmesi, bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesi ve bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının davacıdan alınması kararlaştırıldı.
HMK'nın 353/b-1 maddesi, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilebileceği durumlarda uygulanan bir maddeyi ifade eder. HMK'nın 370/1. maddesi, kararın temyize konu edilebileceği halleri, temyiz dilekçesinin süresi ve şekli gibi konuları düzenler. HMK'nın 372. maddesi ise, Hukuk Mahkemelerinde verilen kararların hangi kurumlara gönderileceğini belirler.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16.HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 06.05.2019 tarih ve 2018/479 E- 2019/169 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nce verilen 30.12.2019 tarih ve 2019/2772 E- 2019/2862 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin Güney Kıbrıs'ta bulunan Lefkoşe Üniversitesi'nin (University of Nicosia'nın) kurucusu olduğunu, "university of nicosia" markasının ilk yaratanı ve önceye dayalı gerçek hak sahibi olduğunu, davalı markasının kötüniyetle tescil edildiğini ileri sürerek, davalı adına tescilli 2013/38177 sayılı ve "university of nicosia" ibareli marka ile, 2013/38186 sayılı ve "international university of nicosia" ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davaya konu markaların 2014 yılından bu yana sahibi olduğunu, davacının beş yıl boyunca sessiz kaldığını, bu nedenle davacı yanın hükümsüzlük talebinin kötü niyetli olduğunu, ayrıca Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin ülkemiz tarafından tanınmadığını, ülkemizce tanınmayan bir yerde yapıldığı iddia edilen kullanımlar ile TPMK nezdinde tescilli markaların hükümsüzlüğünün talep edilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafa ait markanın ülkemiz sınırlarında ayırt edici hale gelmiş olduğu iddiasının teknik olarak da kabul edilemeyeceğini, davacının bu davayı açmakta hukuki yararının da bulunmadığını, marka hukukunda ülkesellik prensibinin geçerli olduğunu, “university of nicosia” ibaresi bakımından davacının ülkemizde herhangi bir kullanımının söz konusu olmadığını, marka tescilinde öncelik ilkesi gereği müvekkili firmanın TPMK’ya ilk başvuran kişi olması nedeniyle “university of nicosia” ibareli markanın müvekkili adına tescil edilmesi bakımından herhangi bir hukuka aykırılık söz konusu olmadığını savunarak, davanın öncelikle usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı şirketin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nde bulunduğu, GKRY'nin ülkemiz tarafından tanınmadığı ve diplomatik, siyasi, hukuki ve ekonomik herhangi bir ilişkimizin bulunmadığı, GKRY şirketinin yargı makamlarımız önünde hukuki bir kişiliğe sahip olmadığı, bu nedenle taraf ehliyetine sahip olmadığı gerekçeleriyle, davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın dilekçelerindeki beyan ve kabulünden, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi hukukuna göre kurulmuş ve tüzel kişilik kazanmış olduğunun anlaşıldığı, Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü'nün 01.05.2019 tarih ve 2019 E.826/48718 sayılı cevabi yazısında da belirtildiği üzere, ülkemizin GKRY'yi tanımadığı, diplomatik, siyasi, hukuki ve ekonomik bir ilişkimiz bulunmadığından, davacının Türkiye'de dava açma ve taraf ehliyetinin bulunmadığı, ilk derece mahkemesi kararının yerinde olduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 18/04/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.