Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/11708 Esas 2022/10614 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/11708
Karar No: 2022/10614
Karar Tarihi: 24.10.2022

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/11708 Esas 2022/10614 Karar Sayılı İlamı

10. Ceza Dairesi         2022/11708 E.  ,  2022/10614 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
    Suçlar : a) Suç işlemek amacıyla kurulan olan örgüte üye olma (Sanık
    ... hakkında)
    b) Uyuşturucu madde ticareti yapma (Sanıklar ...,
    ..., ..., ..., ...,
    ..., ..., ..., ... (...),
    ..., ..., ..., ...,
    ... ve ... hakkında)
    Hükümler : a) Mahkûmiyet: (Sanıklar ..., ...,
    , ..., ..., ..., ...,
    ..., ... (...), ..., ...,...
    , ..., ... ve ... hakkında)
    b) Beraat (Sanık... hakkında)

    Temyiz incelemesi, duruşmalı inceleme talebinde bulunan sanık ... ve sanıklar ..., ... ve ... müdafilerinin yöntemine uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmaya gelmemeleri ve geçerli bir mazeret de bildirmemeleri
    nedeniyle, sanıklar ... ve ... (...) müdafilerinin temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğinin hükmolunan hapis cezalarının süresi nedeniyle, 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 1 fıkrası ile CMUK'un 318 ve CMK'nın 299. maddeleri gereğince reddine karar verilerek bu sanıklar ve diğer sanıklar hakkında duruşmasız olarak yapıldı.
    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
    Tebliğnamede sanık ...'ın isminin iki kez yazıldığı anlaşılmakla bu sanık hakkındaki hüküm tek madde altında incelenmiştir.
    A- Sanık... müdafiinin vekalet ücretine yönelik yapılan temyiz talebinin incelenmesinde;
    Sanık müdafiinin sanık adına vekaletname ibraz etmediğinin anlaşılması karşısında, sanık lehine vekalet ücretinin hükmedilmemesinde bir isabetsizlik bulunmadığından bu hususa ilişkin temyiz isteminin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,
    B- Sanık ... hakkındaki hükmün incelenmesinde;
    Hükme esas alınan iletişim tespit tutanakları duruşmada okunarak sanıktan diyeceklerinin sorulması, konuşmaların kendisine ait olmadığını söylemesi durumunda ses örnekleri alınarak telefon konuşmalarının sanığa ait olup olmadığı konusunda Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi veya uzman bir kurum ya da kuruluşa ses analizi yaptırılarak rapor alındıktan sonra, sonucuna göre tüm deliller birlikte değerlendirilerek, sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması,
    Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, hükmün diğer yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
    C- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... (...), ..., ..., ..., ... ve ... hakkındaki hükümlerin incelenmesinde;
    1- Yargıtay (Kapatılan) 20. Ceza Dairesinin 25/10/2016 tarihli 2016/2537 esas 2016/5261 karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmesine rağmen ilamda belirtildiği üzere, tüm dosya kapsamından; İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2010/313 soruşturma sayılı dosyasından 21.01.2011 tarihinde 2011/5 karar sayı ile ayırma kararı verilerek sanıklar hakkındaki soruşturmaya devam edildiği ve inceleme konusu davanın açıldığı, dosya içerisinde sanıklar hakkında ayırma kararı öncesinde verilen iletişimin dinlenmesine ilişkin mahkeme kararları ile iletişim tespit çözüm tutanaklarının, teknik araçlarla izlemeye ilişkin mahkeme kararlarının ve 2011 yılına ait iletişim tespit tutanaklarının bir kısmının asılları veya onaylı örneklerinin dosya içerisinde bulunmadığı anlaşıldığından, bahsi geçen belgeler ile tüm sanıklara ait iletişim tespit tutanaklarının tamamının denetime imkan sağlayacak biçimde getirtilmesi, sonucuna göre sanıkların hukukî durumlarının belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
    2- Sanık ...’un atılı suçları kabul etmemesi ve hükme dayanak yapılan telefon görüşmelerinin bir kısmının kendisine ait olmasına rağmen bir kısmının kendisine ait olmadığını savunması, Adli Tıp Kurumu Adli Bilişim İhtisas Dairesi Ses ve Görüntü İnceleme Şubesi’nin 26/12/2017 tarihli raporunda da bir kısım konuşmaların kısmi benzerlikler göstermekle birlikte karar vermek için yetersiz olduğu, bir kısım konuşmaların ise ses örnekleriyle farklılıklar gösterdiğinin belirtilmesi karşısında dosya içerisinde bulunmayan bozma nedeninde belirtilen eksik iletişim tespit tutanaklarının da dosya içine alınması sonrasında telefon görüşmelerine ilişkin çözüm tutanaklarının tamamı okunarak sanıktan hangi konuşmaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, kabul edilmeyen iletişim tespit tutanaklarının denetime elverişli şekilde hangileri olduğunun ayırt edici şekilde belirlenmesi; kabul etmediği telefon konuşmalarına ilişkin CD'lerin kendisine dinletilmesi,
    konuşmaların kendisine ait olmadığını söylemesi durumunda ses örnekleri alınarak telefon konuşmalarının sanığa ait olup olmadığı konusunda Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi veya uzman bir kurum ya da kuruluşa ses analizi yaptırılarak rapor alınması,
    3- Sanıklar ..., ..., ... açısından CMK'nın 150/3. maddesi gereğince "alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmada ikinci fıkra hükmü uygulanır." şeklindeki düzenleme karşısında, suç tarihi itibarıyla sanıkların üzerine atılı uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun cezasının alt sınırı itibarıyla zorunlu müdafii tayininin gerekmediği, ancak 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile TCK’nın 188/3. maddesinde yapılan değişiklikle hapis cezasının alt sınırının on yıl hapis cezası olarak değiştirildiği, karar verilen tarih olan 14/03/2019 tarihinde 6545 sayılı Kanun'un yürürlükte bulunduğu ve CMK’nın 150. maddesi uyarınca uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun cezasının alt sınırı itibarıyla zorunlu müdafii tayinini gerektirdiği gözetilmeden, yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilerek sanıkların savunma hakkının kısıtlanması,
    4- 15/12/2010 tarihli 10. olay, 13/01/2011 tarihli 11. olay, 05/02/2011 tarihli 13. olay, 18/01/2011 tarihli 19. olay tutanak içeriklerine göre, yapılan aramalara ilişkin olarak CMK'nın 116., 117. ve 119. maddelerine uygun şekilde verilmiş "adlî arama kararı" ya da "yazılı arama emri" veya suç tarihinde olay yeri ve zamanını kapsayan "önleme arama kararı” dosya içinde bulunmadığından, "adli arama kararı", "yazılı arama emri" ya da "önleme arama kararı" bulunup bulunmadığının araştırılması,
    5- 1, 2, 3, 4, 6, 10, 11, 14, 19 numaralı olaylara ilişkin ekspertiz raporları da dahil olmak üzere soruşturma evraklarının, 16. olaya ilişkin fiziki takip tutanağının, 17. olaya ilişkin ekspertiz raporunun onaysız fotokopi olduğu anlaşılmakla, hükme esas alınan belgelerin aslı veya onaylı örneklerinin dosya içinde bulundurulmaması suretiyle CMK’nın 169. maddesine aykırı davranılması,
    6- 2. olaya ilişkin ekspertiz raporunun dosyada bulunmadığı anlaşıldığından; ele geçirilen maddeler ile ilgili ekspertiz raporunun varsa aslı veya onaylı örneğinin getirtilerek duruşmada okunup tartışılmasının sağlanması, ekspertiz raporu yoksa rapor alınması, sanıklara okunup, tüm deliller birlikte tartışılarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
    7- Kabule göre de,
    a- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... (...), ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında TCK'nın 188/3-4, 43/1, 62. maddeleri uyarınca hükmedilen “3375 gün” adli para cezasının TCK’nın 52/2. maddesi uyarınca günlüğü 30 TL olmak üzere paraya çevrilmesi sırasında, “101.250 TL” yerine hesap hatası sonucu “10.125 TL” adli para cezası olarak belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayin edilmesi,
    b- Gerekçede, sanıklar ..., ..., ... ve ...’in iki eylemi sabit görülmesine rağmen TCK'nın 43. maddesinde öngörülen zincirleme suç hükümleri uygulanırken yarı oranında artırım yapılması, ..., ... (...) ve ...’un ise tek eylemi sabit görülmesine rağmen cezalarında TCK’nın 43. maddesi gereğince yarı oranında artırım yapılması suretiyle gerekçeli karar ve hüküm arasında çelişki oluşturulması,
    c- TCK'nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak 7242 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından sanıkların durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafileri ve sanık ...’in temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında re'sen de temyize tabi olan hükümlerin diğer yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, CMUK'un 326/son maddesi uyarınca sanıkların sonuç ceza açısından kazanılmış haklarının saklı tutulmasına,
    24/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Hemen Ara