Esas No: 2020/11276
Karar No: 2022/10630
Karar Tarihi: 24.10.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/11276 Esas 2022/10630 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2020/11276 E. , 2022/10630 K.Özet:
Sanık, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan mahkûm olmuştur. Ancak, verilen denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına ilişkin gerekçeli kararın sanığın adresine doğrudan çıkarılmadığı ve usulsüzlük nedeniyle tedbir kararının kesinleşmediği belirtilmektedir. Kararın hukuki değeri olduğundan bahsedilir ve dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına iade edilir.
Kanun Maddeleri:
- 7201 sayılı Tebligat Kanunu, madde 10/2
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, madde 191/2
- 6217 sayılı Kanun, madde 20
- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu, madde 264/2
- Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliği, madde 16/2
- Tebligat Kanunu'nun 21/1, 21/2, 23/1-8 maddeleri
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine
mahkûmiyet
Dosya incelendi
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanığın yokluğunda verilen denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına ilişkin gerekçeli kararın sanığın MERNİS adresine doğrudan 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi kapsamında çıkarılarak tebligatın muhtara teslim edildiği anlaşılmış olup; Tebligat Kanunu'nun 10/2. madde ve fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata Tebligat Kanununun 23/1-8 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeksizin, gerekçeli karar tebligatının usulsüz olması nedeniyle tedbir kararının kesinleşmediği ve bu karara bağlı 05/06/2015 tarihli 2014/1033 esas ve 2015/401 karar sayılı mahkûmiyet kararının hukuki değerden yoksun olduğu, sanığın yaptığı itirazın, 15/04/2014 tarihli tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin karara yönelik olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma suçundan dolayı, 5237 sayılı TCK'nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararların sözü edilen fıkraya 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun'un 20. maddesi ile
eklenen son cümleye göre, durma kararı niteliğinde olup itiraza tabi olmaları nedeniyle, 5271 sayılı CMK'nın 264/2. maddesi uyarınca, itirazla ilgili gerekli kararın yetkili ve görevli itiraz merciince verilmesi için, dosyanın diğer yönleri incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 24/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.