MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-

Davacı vekili, müvekkilinin üyesi olduğu davalı kooperatifin genel kurulunda verilen yetkiye istinaden 21.07.1997 tarihli yönetim kurulu toplantısında kooperatif uhdesinde bulunan B blok kot altı 3 numaralı dairenin müvekkiline inşaat ve daire bitinceye kadar para alınmamak üzere anahtar teslimi şeklinde ve peşin olarak ödenen 800,00 TL mukabilinde verileceği yönünde karar alındığını, buna istinaden konut bedelinin anahtar teslimi olarak peşinen ödendiğini, ancak davalı kooperatifin konut yapma ve teslim etme olanağının kalmadığını ileri sürerek, davalının kusuru ile teslim edemediği konutun rayiç değerinin tespiti ile tahsiline, davacının peşin ödediği bedelin şimdilik 800,00 TL"nin 21.07.1997 olan ödeme tarihinden itibaren faiziyle tahsiline, davacının uğradığı zararın tespiti ile faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; sonrasında davacı vekili taleplerini 14.000,00 TL’ye yükselterek ıslah etmiş ve söz konusu miktarın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, 800,00 TL"nin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davacıya ödemeyi kabul ettiklerini, davacının ıslah işlemiyle arttırmış olduğu talebinin dava dilekçesinde saklı tutulmadığını ve özellikle ıslahla talep edilen miktarın zamanaşımına uğradığını savunarak, kabul beyanları dışında kalan davacı talebinin reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen 17.11.2008 tarihli ek bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davanın konut yapı kooperatifi üyesi olan davacıya konut tahsis edilememesi nedeniyle uğranılan zararın tazminine ilişkin olduğu, davacıya tahsis edilebilecek başkaca bağımsız bölüm bulunmadığı, davacının talep edebileceği tazminat miktarının 9.407,19 TL olduğu, davacının davasını ıslah etmemiş olması da nazara alınmak suretiyle fazlaya dair hakları saklı kalarak taleple bağlılık ilkesi gerekçesiyle, davanın kabulü ile 800,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiş; mahkemenin kabul kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Yüksek 11. Hukuk Dairesi’nin 10.02.2011 tarihli ilamıyla davacının talebi açısından yapılması gerekli olan hesaplama yöntemi gösterilerek, bu kapsamda yapılacak hesaplama sonucunda karar verilmesi gerektiğinden bahisle karar bozulmuş; mahkemece bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiş; benimsenen 31.10.2011 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, üyelik ilişkisi devam ederken zamanaşımının işlemeyeceği, uyulmasına karar verilen bozma ilamında belirtilen hesaplamaya göre davacının kendisine konut tahsis edilmemesi nedeniyle tazminat talep edebileceği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 9.405,09 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 07.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.