213 sayılı Vergi Usul Kanunu"na muhalefet - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2016/4900 Esas 2016/4826 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/4900
Karar No: 2016/4826
Karar Tarihi: 30.05.2016

213 sayılı Vergi Usul Kanunu"na muhalefet - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2016/4900 Esas 2016/4826 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık, Vergi Usul Kanunu'na muhalefet suçundan mahkum edilmiştir. Temyiz incelemesi sonucu hüküm bozulmuştur çünkü sahte belgelerin gerçekliği, mal ve para akışı gibi konular yeterince araştırılmamıştır. Ayrıca hüküm vermede yeterli gerekçe gösterilmemiş ve zincirleme suç hükümleri uygulanmamıştır. TCK'nun 61. maddesi uyarınca hakim, suçun işleniş biçimini, suçun işlenmesinde kullanılan araçları, suçun işlendiği zaman ve yeri, suç konusunun önem ve değerini, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını, failin kusurunun ağırlığını ve amaç ve saiki dahil birçok faktörü göz önünde bulundurarak ceza belirler. Kanunda öngörülen alt ve üst sınır arasında temel cezayı belirlemek hakim takdirinde olmakla birlikte, Anayasa ve CMK hükümleri gereği gerekçenin yeterli ve yasal dayanağı olmalıdır. Kanunlar uyarınca hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Kanun numaraları: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu, 5237 sayılı TCK, 1412 sayılı CMUK.
21. Ceza Dairesi         2016/4900 E.  ,  2016/4826 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"na muhalefet
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Temyizin kapsamına göre; sanık... hakkındaki hükme hasren yapılan incelemede;
    I-)Sanığın 9 ayrı firma hakkında sahte alım faturası düzenlediğinin iddia ve kabul olunduğu olayda; söz konusu alım faturalarının düzenleyicisi görünen 9 şirket hakkında vergi tekniği raporları ve ekleri dosyaya getirtilip, bu firmalar hakkında sahte belge düzenleme suçundan dava açılıp açılmadığı, açılmış ise akıbeti araştırılıp dava dosyası celp edilip incelenerek özetinin duruşma tutanağına geçirilmesi, bu davayı ilgilendiren ve sahteliği belirleyen delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi, faturaların gerçek alım satım karşılığı olup olmadığının, mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim tesellüm belgeleri, bedellerinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun kanıtlama yeteneği olan geçerli ödeme belgeleri ve satıcının kasasına ya da banka hesabına girip girmediğinin tespiti ile faturaları düzenleyen mükellefin yeterli üretimi, mal girişi ya da stoğu olup olmadığı da araştırılarak toplanan tüm deliller değerlendirilip bu konuda bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik soruşturma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
    II-)Kabul ve uygulamaya göre de;
    1-)5237 sayılı TCK"nun 61. maddesi uyarınca hakim somut olayda, suçun işleniş biçimini, suçun işlenmesinde kullanılan araçları, suçun işlendiği zaman ve yeri, suç konusunun önem ve değerini, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını ve failin güttüğü amaç ve saiki göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler. 5237 sayılı TCK"nun "Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi" başlıklı 3/1. maddesi uyarınca suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur. Bu itibarla; kanunda öngörülen alt ve üst sınır arasında temel cezayı belirlemek hakimin takdir ve değerlendirme yetkisi içerisindedir. Ancak, Anayasanın 141, 5271 sayılı CMK"nun 34, 230 ve 289. maddeleri uyarınca hükümde bu takdirin denetime olanak sağlayacak biçimde, hak ve nesafet kurallarına uygun, dosya içeriği ile uyumlu yasal ve yeterli gerekçesinin gösterilmesi zorunlu olup yasa metinlerindeki ifadelerin kararda tekrar edilmesi ile bu metinlerdeki genel nitelikli ölçütler somut olaya ve failine özgülenmediği müddetçe yeterli bir gerekçe olmadığı cihetle; dosya ile uyumlu, denetime olanak sağlayacak şekilde yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile fazla ceza tayini,
    2-)Sanığın aynı takvim yılı içerisindeki farklı dönemlerde sahte fatura düzenlediği iddia ve kabul olunması karşısında; koşulları bulunduğu halde hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanmaması,
    3-)Suç tarihinin son sahte faturanın düzenlendiği 31.05.2006 olmasına rağmen gerekçeli karar başlığında yanlış yazılmış olması,
    4-)T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk,
    Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından CMUK"nun 326/son maddesinin gözetilmesine, 30.05.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.






    Hemen Ara