Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/4929 Esas 2012/6462 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/4929
Karar No: 2012/6462
Karar Tarihi: 06.11.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/4929 Esas 2012/6462 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı bir kooperatif üyesi olan kişi borcunu ödemediği için icra takibine itiraz etti. Davacı vekili, kooperatifin genel kurul kararı doğrultusunda üyelerin kredi çekmesi veya nakit ödeme yapması gerektiğini ancak davalının bunu yapmadığını ve şerefiye bedeli olarak 200 TL'yi de ödemediğini ileri sürerek itirazın iptali ve %40 icra inkar tazminatı talep etti. Mahkeme kısmi olarak ek ödemelerin talep edilen tutarının kısmen kabul edilmesine ve icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verdi. Ancak, davalının ödemesi gereken alacak miktarı net olarak hesaplanabilir nitelikte olduğu için, mahkemenin icra inkar tazminatı talebini reddetmesi doğru değil.
5219 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu 2012 yılı için temyiz sınırı 1.690 TL'dir. Buna göre, şerefiye bedeli yönünden kesin olan kararın temyiz istemi reddedilebilir. Davacı yararına hükmedilebilecek icra inkar tazminatı, itirazın haksızlığı belirlenen alacak tutarı üzerinden İİK'nın 67/2. maddesi uyarınca hesaplanabilir.
23. Hukuk Dairesi         2012/4929 E.  ,  2012/6462 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı vekili, davalının müvekkil kooperatif üyesi iken borçlarını ödememesi nedeniyle başlatılan icra takibine itiraz ettiğini, kooperatif genel kurul kararıyla üyelerin bankadan 30.000,00 TL kredi çektiğini ancak bankadan kredi çekmeyen bir kısım üyelerin kooperatife nakit ödeme yaptığını, davalının kredi çekmediğini ve nakit olarak da ödeme yapmadığını, yine davalının kooperatife şerefiye bedeli olarak 200,00 TL"yi de ödemediğini, ayrıca kooperatifin ödeme güçlüğü çekmesi nedeniyle yapılan 31.08.2008 tarihli genel kurul toplantısında, üyelerin 9.000,00 TL ödeme yapmalarının kararlaştırıldığını, bu bedelin de ödenmediğini ileri sürerek, itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı, cevap vermemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; 31.08.2008 tarihli genel kurul kararı uyarınca ödenmesi gereken bedel olarak talep olunan ek ödemenin, toplantı tutanağının 4. maddesinde 5.700,00 TL olarak belirlendiği, 14.06.2005 tarihli genel kurulda kararlaştırılan 30.000,00 TL"nin ödenmesi gereken bir bedel olduğu ve bu genel kurul kararlarının iptal edilmediği, 200,00 TL şerefiye bedeli adı altında talep olunan alacak kaleminin 31.08.2008 genel kurul toplantı tutanağının 3. maddesi ile ödenmesinin belirlendiği, ancak kimlerin ödeyeceğine ilişkin bir kayda rastlanmadığı gerekçesiyle, davanın ek ödemelere ilişkin 35.700,00 TL yönünden kısmen kabulü ile icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    1)Davacı vekilinin şerefiye bedeline yönelik temyiz istemi yönünden;
    5219 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu HUMK"nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 5236 sayılı Kanunun 19 uncu maddesiyle HUMK’a eklenen Ek-Madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2012 yılı için 1.690,00 TL’dir.
    Dava dilekçesinde, şerefiye bedeli olarak 200,00 TL"nın tahsili istenilmiş olup, yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kaldığı cihetle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/3 esas, 1990/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da karar verilebileceğinden,davacı vekilinin şerefiye bedeli yönünden temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
    2)Davacı vekilinin icra inkar tazminatına yönelik temyiz istemi yönünden;
    Takip konusu alacak genel kurul kararlarına dayanmakta olup, genel kurul kararlarının kesinleşmesi halinde katılmasalar dahi bu kararlar tüm üyeler için bağlayıcı olacağından ve bu kararların ortaklara ayrıca tebliği gerekmediğinden, alacağın miktarı davalı yönünden bilinebilir, hesap edilebilir, belirlenebilir yani likit alacak niteliğinde olduğu kuşkusuzdur. Mahkemece, dava konusu alacağın bu niteliği gözetilerek, yargılama sonunda itirazın haksızlığı belirlenen alacak tutarı üzerinden davacı yararına İİK"nun 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, gerekçesi de gösterilmeden bu istemin reddi doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin şerefiye bedeline yönelik temyiz isteminin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, icra inkar tazminatına yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.11.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.






    Hemen Ara