Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/1521 Esas 2022/3129 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1521
Karar No: 2022/3129
Karar Tarihi: 19.04.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/1521 Esas 2022/3129 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2022/1521 E.  ,  2022/3129 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki davada İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret mahkemesi tarafından verilen tarihi ve sayısı yukarıda yazılı kararın HMK 363. maddesi uyarınca kanun yararına bozulmasının Adalet Bakanlığı tarafından istenilmesi üzerine, dava dosyası ve içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve diğer tüm dosya kapsamı delil ve belgeler incelendi. Gereği müzakere edilip düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin %50 hissedarı olduğunu, diğer hissedar ... üzerinde bulunan %50 hissesinin bir kısmının davacıya devredileceği hususunda anlaşma yapıldığını, ancak yönetim kurulu toplanamadığından hisse devrinin hayata geçirilemediğini, yönetim kurulu başkanı olan ...'nun şirketi borçlandırıcı işlemler yapmaya başladığını öğrendiklerini, genel kurulun toplanıp, hisse devri hususunu oylanması gerektiğini, ayrıca değişecek hisse durumuna nazaran dilekçesinde bildirdiği gündem maddelerinin görüşülmesi gerektiğini ileri sürerek, müvekkiline "genel kurulu toplantıya çağırma için izin verilmesini" talep ve dava etmiştir.
    Davalı cevap sunmamıştır.
    Mahkemece, iddia ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek davacının gönderdiği 07/01/2021 tarihli noter ihtarından herhangi bir sonuç alamadığı, davacının genel kurulu toplantıya çağırmakta haklı olduğu, devre konu hisse için devrin onaylanıp onaylanmayacağı hususunun ve onaylanırsa oluşacak duruma göre diğer gündem maddelerinin görüşülmesi gerekeceği; bu hususun davacı yönünden zorunluluk arz ettiği ve şirketin son genel kurul toplantısından itibaren de geçen süre dikkate alındığında yönetim kurulunun süresinde cevap verilmediği, oluşan duruma nazaran talebin kabulünde hukuki yarar bulunduğu gerekçesiyle çağrıyı yapmak üzere davacıya izin verilmesine ve resen kayyım atanmasına kesin olarak karar verilmiştir.
    Karar aleyhine davalı şirketin yönetim kurulu üyesi ve ortağı olan Muhammet ... vekilinin talebi üzerine T.C. Adalet Bakanlığınca HMK 363 maddesi gereğince kanun yararına bozma yoluna başvurulmuştur.
    Dava, TTK'nın 410 madde gereğince davalı şirketin olağanüstü toplantıya çağrılması ve çağrı için davacı ortağa yetki verilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece, iddia,ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek davacının TTK'nın 412. maddesine uygun olarak önce noter ihtarı ile yönetim kuruluna başvurduğu ancak bir sonuç alamadığı, davacının genel kurulu toplantıya çağırmakta haklı olduğu, devre konu hisse için devrin onaylanıp onaylanmayacağı hususunun ve onaylanırsa oluşacak duruma göre de diğer gündem maddelerinin görüşülmesi gerekeceği, bunun davacı yönünden zorunluluk arz ettiği ve şirketin son genel kurul toplantısından itibarende geçen süre de dikkate alındığında tebliğat yapılan yönetim kurulunca ihtarda belirtilen sürede cevap verilmediği gerekçesiyle genel kurulu toplantıya çağırmak üzere davacıya izin verilmesine ve resen kayyım atanmasına kesin olarak karar verilmiştir.
    Anılan karar aleyhine T.C. Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü'nce kanun yararına bozulması talep edilmiştir.
    TTK’nın 410/2. maddesi gereği Yönetim kurulunun, devamlı olarak toplanamaması, toplantı nisabının oluşmasına imkân bulunmaması veya mevcut olmaması durumlarında, mahkemenin izniyle, tek bir pay sahibi genel kurulu toplantıya çağırabilir, aynı Kanun'un 411'inci ve devamında 412'nci maddelerinde ise, sermayenin en az onda birini, halka açık şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahiplerinin, yönetim kurulundan, yazılı olarak gerektirici sebepleri ve gündemi belirterek, genel kurulu toplantıya çağırmasını veya genel kurul zaten toplanacak ise, karara bağlanmasını istedikleri konuları gündeme koymasını isteyebilecekleri, esas sözleşmeyle, çağrı hakkı daha az sayıda paya sahip pay sahiplerine tanınabileceği, çağrı ve gündeme madde konulması isteminin noter aracılığıyla yapılacağı, yönetim kurulunun çağrıyı kabul etmesi halinde genel kurulu en geç kırkbeş gün içinde yapılacak şekilde toplantıya çağıracağı aksi hâlde çağrının istem sahiplerince yapılacağı, pay sahiplerinin istemlerinin yönetim kurulu tarafından reddedilmesi veya isteme yedi iş günü içinde olumlu cevap verilmemesi halinde aynı pay sahiplerinin başvurusu üzerine, genel kurulun toplantıya çağrılmasına şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinin karar verebileceği, mahkemenin toplantıya gerek görürse, gündemi düzenlemek ve kanun hükümleri uyarınca çağrıyı yapmak üzere bir kayyım atayacağı ve zorunluluk olmadıkça dosya üzerinde inceleme yaparak kesin olarak karar vereceği düzenlenmiştir.
    Yine Türk Ticaret Kanunu'nun 392 nci maddesinin yedinci fıkrasında da her yönetim kurulu üyesinin başkandan, yönetim kurulunu toplantıya çağırmasını yazılı olarak isteyebileceğine yer verilmiştir.
    Bu durumda mahkemece davacı pay sahibinin genel kurulun toplantıya çağırılmasına izin talebinin ileri sürülüş biçimine göre Kanun'un 410 veya 411 ve 412 nci maddeleri kapsamında bir değerlendirmeye tabi tutulması gerekmektedir. Şöyle ki, 410 uncu maddenin ikinci fıkrası tek bir pay sahibine dahi ''yönetim kurulunun devamlı olmak kaydıyla toplanamaması, toplantı nisabının oluşmasına imkân bulunmaması veya mevcut olmaması" şartıyla anılan talep hakkını vermektedir. Burada önemli husus, yönetim kurulunun toplanamaması nedenlerinden birinin üye veya üyelerin toplantıya davet edilmemesi ve bu durumun kanunda açıkça ifade edildiği üzere “devamlılık” arz etmesidir.
    Öte yandan 411 ve 412'nci maddelerde ise azlığa yönetim kurulunun faaliyetlerine devam edebilme durumuna bakılmaksızın noter aracılığıyla yapılacak bir istemin sonuçsuz kalması şartı ile mahkemeden talepte bulunabilme hakkı tanınmıştır.
    Davalı şirketin yönetim kurulu üyesi ve aynı zamanda pay sahibi olan davacının 410 uncu madde kapsamındaki talebinin, devamlılık arz edecek şekilde, yönetim kurulunun aynı zamanda yönetim kurulu üyesi olan davacının dava dışı başkandan yönetim kurulunu toplantıya çağırmasını istemesine rağmen bu talebin dikkate alınmaması nedeniyle toplanamadığı ileri sürülmüş, ancak genel kurulu toplantıya çağırma yetkisini haiz yönetim
    kurulunun toplanamama durumunun devamlılık arz ettiği dosya içindeki belgeler kapsamında ispatlanamamıştır. Öte yandan davacının talebinin 412'nci madde kapsamında olduğu değerlendirilecek olması halinde ise dava şartı olan ve kararda da belirtilen 07.01.2020 tarihli ihtarnamede çağrı istemine yer verilmemiş sadece dava dışı şirket ortağına habersiz karar alınmaması yönünde uyarıda bulunulmuştur.
    O halde mahkemece, farklı usul ve şartlara tabi olan TTK'nın 410 ,411 ve 412. maddeleri değerlendirilerek davacının istemi ile bağlı olarak karar verilmesi gerekirken, talebinden farklı bir değerlendirme ile gerekli şartları taşımadığı halde TTK'nın 412. maddesine dayanılarak davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, somut vakıaya ilişkin yerinde bulunan kanun yararına temyiz itirazlarının kabulü ile kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, Adalet Bakanlığı’nın 6100 sayılı HMK'nın 363. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere kanun yararına BOZULMASINA, dosyanın mahkemesine iadesine, bozma kararının bir örneğinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 363. maddesinin 3. fıkrası gereğince Resmi Gazete'de yayınlanması için Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü'ne gönderilmesine, 19/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara