Esas No: 2020/7585
Karar No: 2022/3142
Karar Tarihi: 19.04.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7585 Esas 2022/3142 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/7585 E. , 2022/3142 K.Özet:
Davacı, davalı ile uzun süreden beri ticari ilişki içinde olup, satılan malın bedelini TL cinsinden çekle ödendiği ve ödemelerin karşılığında doğan kur farklarının davalı tarafından ödendiğini ileri sürerek, davalıdan 76.746,01 TL kur farkı alacağının ticari faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, taraflar arasında kur farkı uygulaması bulunmadığı ancak örtülü bir anlaşmanın meydana geldiği gerekçesiyle davacının talebini kabul etmiştir. Ancak istinaf mahkemesi, çekle ödeme yapılmasına rağmen davalının kur farkı ödeme yükümlülüğü bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Bölge Adliye Mahkemesi ise istinaf mahkemesinin kararını onaylamıştır. HMK'nın 370/1. maddesi gereği karar onanmıştır. Kanun maddeleri detaylı olarak yer almamaktadır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 25.05.2017 tarih ve 2015/840 E- 2017/624 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nce verilen 25.09.2020 tarih ve 2017/5220 E- 2020/1470 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkil ile davalı arasında uzun süreden beri devam eden ticari ilişki olduğunu, davalının 31/12/2014 tarihine kadar kur farkı faturalarını kabul etmesine rağmen son olarak yapılan kur farkı çalışmasına ait faturayı reddettiğini, müvekkil firmanın döviz üzerinden satış yaptığını ve satılan malın bedelinin ise davalı tarafından TL cinsinden farklı tarihlerde çekle ödendiğini, çeklerin ödeme günü geldiğinde Merkez Bankası kuru üzerinden çevrildiğini ve tahsil edilen tutarın döviz cinsinden davalı firmanın borcundan mahsup edildiğini, daha sonra doğan kur farklarının, kur geliri olarak fatura edildiğini, 2014 yılı sonuna kadar bu şekilde çalışıldığını, 2015 yılı iibariyle gönderilen mallar karşılığında davalı firma tarafından 12/03/2015 tarihli 75.000.- TL, 11/04/2015 tarihli 75.000.- TL, 22/05/2013 tarihli 50.000.- TL, 20/05/2015 tarihli 50.000.- TL, 05/06/2015 tarihli 50.000.- TL ve 12/06/2015 tarihli 42.280.- TL tutarlı çeklerden kaynaklanan 100.145,45 TL kur farkı hesaplandığını, kur farkı dalgalanmaları nedeniyle davalı firmanın alacaklı olduğu 23.399,47 TL mahsup edilerek bakiye 76.746,01 TL için fatura düzenlenerek davalıya gönderildiğini, ancak davalının, kur farkı hususunda yazılı bir sözleşme olmadığı gerekçesiyle kabul etmediğini, oysa yanlar arasında kur farkı uygulaması olduğunu ileri sürerek, 76.746,01 TL kur farkı alacağının ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında kur farkı hususunda yazılı bir sözleşmenin olmadığını, bugüne kadar da kur farkı hususunda bir uygulama bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesi, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davalının, davacının kestiği, 31/12/2013 tarihli 13.168,66 TL, 30/09/2014 tarihli 3.084,60 TL ve 31/12/2014 tarihli 13852,60 TL'lik kur farkını işleyen cari hesap bünyesinde ödediği, ancak defterinde olmayan 76.746.- TL kur farkı hususunda, sözleşme ve uygulama olmadığı gerekçesiyle itirazda bulunduğu, her ne kadar taraflar arasında kur farkı ile ilgili sözleşme bulunmasa da, davacının tahakkuk ettirdiği bir kısım kur farklarını ödemekle, yanlar arasında kur farkı hususunda teamül hale gelmiş bir uygulama oluştuğu, dolayısıyla kur farkı ödeneceği hususunda taraflar arasında örtülü bir anlaşmanın meydana geldiği; bu nedenle davacının 76.746.- TL'lik kur farkını davalıdan talep edebileceği gerekçesiyle davanın kabulü ile 76.746,00 TL'nin dava tarihi olan 23/07/2015 gününden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından düzenlenen faturaların TL cinsinden olmakla birlikte altında döviz cinsinden kur karşılığı yazılı olduğundan ve sipariş formlarına cari hesabın döviz cinsinden takip edileceği yazılı olmakla kural olarak kur farkı istenebilmesi mümkün ise de; dava konusu uyuşmazlıkta davalının çekle ödemede bulunduğu hususunda bir ihtilaf bulunmadığı, çek bir ödeme vasıtası olup, döviz üzerinden düzenlenmesi mümkün olduğu gibi, bedel hanesi verildiği andaki döviz satış kuru üzerinden hesap edilerek de doldurulabileceği, buna rağmen ödemeyi Türk Lirası üzerinden çek olarak kabul eden davacının bu aşamadan sonra kur farkı isteyemeyeceğinin kabulü gerektiği gerekçesiyle davalı yanın istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi Kararının kaldırılmasına, davanın yerinde görülmemesi nedeni ile reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 19/04/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.