Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/3308 Esas 2012/6411 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/3308
Karar No: 2012/6411
Karar Tarihi: 05.11.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/3308 Esas 2012/6411 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2012/3308 E.  ,  2012/6411 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı vekili, davalının kooperatif üyeliğinden dolayı 15.02.2004 tarihli genel kurul kararına göre önceki genel kurul toplantısında kararlaştırılan borç tasfiyesi için her bir ortak tarafından ödenmesi gereken aidat borcunu ödemediği, 4.150,00 TL aidat borcunun faiziyle birlikte tahsili için girişilen icra takibine itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, takibinin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı, genel kurulda ortaklardan 4.150,00 TL alınmasına dair herhangi bir karar alınmadığını, kooperatife borcu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, 1996 yılında davalıdan fazladan tahsil edilen 368 TL"nin 2004 yılı itibariyle reel değerinin 7.504,82 TL olduğu ve takip konusu asıl alacağı karşıladığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi"nin 2009/9333 esas ve 2011/2111 karar sayılı ilamı ile; davalının fazla ödemesi var ise ödeme tarihindeki değeri üzerinden borcundan mahsubunun gerektiğine işaret edilerek bozulmuştur.
    Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve benimsenen bilirkişi ek raporuna göre; davacı kooperatifin genel kurulunda ortaklardan 7.150,00 TL alınmasına karar verildiği halde diğer üyelerden 4.150,00 TL alındığı, davalının bu bedeli ödememesi üzerine davacı tarafından davalı aleyhine 4.150,00 TL asıl alacak üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının geçmiş yıllarda fazladan ödediği 368,00 TL"nin takip konusu asıl alacaktan mahsup edilerek 3.782,00 TL asıl alacak ve 3.097,46 TL işlemiş faiz borcu kaldığı, bu meblağlar üzerinden takip yapılması gerektiği halde fazla ödemenin mahsup edilmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 3.782,00 TL asıl alacak ve 3.097,46 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.879,46 TL alacağa yönelik itirazın iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren aylık %3 gecikme faizi yürütülmesine, yasal şartları oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin de reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı temyiz etmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2) Dava, davalının devraldığı üyelikten kaynaklanan geçmiş yıllara ait borçların tasfiyesi ve tapu, elektrik için genel kurul kararıyla toplanmasına karar verilen alacağın tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
    Mahkemece, karar verildikten sonra temyiz aşamasında; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu yürürlüğe girmiş olup, Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanunu"nun 7. maddesinde aynen "Türk Borçlar Kanunu"nun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76"ncı faize ilişkin 88"nci, temerrüt faizine ilişkin 120"nci ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138"nci maddesi görülmekte olan davalarda da uygulanır. " hükmüne yer verilmiştir.
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 88. maddesinin "Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamaz." hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde de aynen; "Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur." düzenlemesine yer verilmiştir.
    Somut olay bakımından, kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranının anılan yasal düzenlemedeki yerine gelince; para borçları açısından borçlu temerrüdüne bağlanan sonuçlardan birisi, temerrüt faizi ödeme yükümlülüğüdür. Temerrüt faizi borçlunun para borcunu zamanında ödememesi ve temerrüde düşmesi üzerine kanun gereği kendiliğinden işlemeye başlayan ve temerrüdün devamı müddetince varlığını sürdüren bir karşılık olması itibariyle, zamanında ifa etmeme olgusuyla doğrudan bir bağlantı içindedir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 42. maddesine göre genel kurul, bütün üyeleri temsil eden en yetkili organ olup, kanun veya anasözleşme ile genel kurula tanınmış olan konular hakkında karar verme yetkisini haizdir. Konut Yapı Kooperatifi Tip Anasözleşmesi"nin 23/1. maddesinin 6. bendi uyarınca ortaklardan tahsil edilecek taksit miktar ve ödeme şartları ile gecikme halinde uygulanacak esasları tespit etmek genel kurulun yetkisi dahilindedir.
    Genel kurulca, ödeme günü belirlenerek, (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup) tasfiyeye esas borçların süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın kesinleşmesi halinde, bu kararın tüm ortakları bağlayacağı açıktır. Genel kurul kararları, üyeler ile kooperatif arasında yapılmış bir sözleşme niteliğinde olup, kooperatif ve üyeler arasında ayrıca faiz oranları ile ilgili sözleşme yapılmasına gerek yoktur. Ayrıca genel kurullarca kararlaştırılan faiz oranları daha sonraki yıllarda değiştirilmediği ve iptal edilmediği sürece genel kurula katılmasa dahi tüm üyeleri bağlar. Bu durumda, 818 sayılı BK’nın 101/2. ( 6098 sayılı TBK’nın 117. ) maddesi hükmü karşısında, genel kurulun belirlediği tarih kesin vade olup, üyenin bir ihtarla ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek kalmadan, borcun ifasının istenebileceği kuşkusuzdur. Anapara faizi ise, borçlunun henüz temerrüde düşmeden ödemesi gereken sözleşmeyle kararlaştırılan faizdir. Bu durumda, kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranı, TBK"nın 88 nci maddesinde düzenlenen anapara faizi olmayıp, 120 nci maddede düzenlenen temerrüt faizine ilişkindir. Kooperatif ile üyesi arasında ticari ilişki bulunmadığından yasal oranda temerrüt faizi uygulanmalıdır.3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun" un 2/1. .../...
    maddesi gereğince, bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1. maddede belirlenen yasal faiz oranına göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur. Maddenin açık ifadesinden de anlaşılacağı üzere temerrüt faizinin, yasal faiz oranından fazla alınması taraflarca kararlaştırılabilir. Anılan maddeler birlikte değerlendirildiğinde kooperatif genel kurulunca belirlenen aidatların ödenmesinde gecikme durumunda alınacak temerrüt faizinin yasal temerrüt faiz oranından daha fazla miktarda kararlaştırılabileceği anlamı çıkmaktadır. Ancak taraflar, uygulanacak faizi oranını belirlerken, yukarıdaki paragrafta belirtilen 6098 sayılı TBK’nın 120/2. maddesinde öngörülmüş olan sınırlamayı dikkate alınmak zorundadır.
    Öte yandan, mahkemece bozma ilamına uyulmasından sonra geçmişe etkili yeni bir kanunun yürürlüğe girmesi halinde, bozma ilamına uyulmakla oluşan usuli kazanılmış hak hukuki değer taşımayacaktır. (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK ile YHGK"nun 07.03.2012 tarih ve 2011/19-799 E, 2012/128 K. sayılı ilamı bu yöndedir.)
    Somut olayda, mahkemece 15.02.2004 tarihli genel kurul kararına dayanan 3.782,00 TL aidat alacağının aynı genel kurulda kararlaştırılan aylık %3 oranına göre hesaplanan 3.097,46 TL işlemiş temerrüt faizi olmak üzere 6.879,46 TL toplam alacağa yönelik itirazın iptali ile asıl alacağa aylık %3 faiz yürütülmek suretiyle talebin devamına karar verilmiş olup, uygulanması gereken azami faiz oranı, TBK’nın 120/2. maddesinde düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranı uygulandığından, davacı kooperatifin anılan genel kurulunda kabul edilmiş temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun"un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacaktır.
    Bu durumda, mahkemece, karar tarihinden sonra yürürlüğe giren anılan yasal düzenleme bu açıklamalar çerçevesinde somut olay bakımından değerlendirilerek, işlemiş ve işleyecek temerrüt faizi oranı ve miktarı bakımından gerektiğinde bilirkişiden denetime elverişli bir rapor alınmak ve sonucuna göre bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda (1) no"lu bentte açıklanan nedenlerle, davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) no"lu bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 05.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara