Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2018/2476 Esas 2022/10767 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/2476
Karar No: 2022/10767
Karar Tarihi: 26.10.2022

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2018/2476 Esas 2022/10767 Karar Sayılı İlamı

10. Ceza Dairesi         2018/2476 E.  ,  2022/10767 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkeme : MERSİN 4. Ağır Ceza Mahkemesi
    Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
    Hükümler : Mahkûmiyet

    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ...’nin tekerrüre esas sabıkası bulunduğu halde TCK'nın 58. maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
    1)Anayasanın 141. maddesinin 3. fıkrası ile 5271 sayılı CMK'nın 34 ve 230. maddeleri gereğince, hükmün gerekçe bölümünde sanıkların lehindeki ve aleyhindeki delillerin belirtilmesi, gerçekleşen somut olgularla bağlantısının gösterilmesi, bu kapsamda hangi sanıkların hangi tarihte kimlerle ne şekilde telefon konuşması yaptığının ve bu konuşmaların nasıl yorumlandığının açıklanması, tüm delillerin ayrı ayrı tartışılarak değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilenlerin belirlenmesi, ulaşılan kanıya göre sanıkların sabit kabul edilen fiillerinin açıklanarak bunların nitelendirilmesi, cezada artırım ve indirim gerektiren nedenlerin yasal bağlamda tartışılması gerektiği gözetilmeden, yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi,
    2) Karar tarihinde Dinar Açık Ceza İnfaz Kurumunda başka suçtan hükümlü bulunan ve duruşmalardan bağışık tutulma talebi de olmayan sanık ...’in, hükmün verildiği duruşmada bizzat veya SEGBİS ile hazır edilmesi gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devam edilerek CMK’nın 193. ve 196. maddelerine aykırı davranılarak savunma hakkının kısıtlanması,
    3) Uyuşturucu madde ticareti yapma suçu için hüküm tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 188/3. maddesi uyarınca öngörülen hapis cezasının alt sınırı 5 yılın üzerinde olup, CMK’nın 150/3. maddesi uyarınca müdafi ile temsil zorunluluğu bulunduğu ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan CMK’nın 188/1. maddesinde “ hükmün kurulduğu celsede, kanunun zorunlu müdafiliği kabul ettiği hallerde müdafiin hazır bulunması” emredici düzenlemesine yer verildiği gözetilmeden, hükmün kurulduğu celseye, sanıklar ... ile ... müdafilerinin katılımı sağlanmadan CMK'nın 150/3 ve 188/1. maddelerine aykırı biçimde hüküm kurularak adı geçen sanıkların savunma hakkının kısıtlanması,
    4) CMK'nın 150/3. maddesi gereğince "alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmada ikinci fıkra hükmü uygulanır." şeklindeki düzenleme karşısında, suç tarihi itibarıyla sanıklar ..., ..., ..., ... ve ...’ın, üzerine atılı uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun cezasının alt sınırı itibarıyla zorunlu müdafi tayininin gerekmediği, ancak 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile TCK’nın 188/3. maddesinde yapılan değişiklikle hapis cezasının alt sınırının on yıl hapis cezası olarak değiştirildiği, 6545 sayılı Kanun'un yürürlükte bulunduğu ve CMK’nın 150. maddesi uyarınca uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun cezasının alt sınırı itibarıyla zorunlu müdafi tayinini gerektirdiği gözetilmeden yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilerek sanıkların savunma hakkının kısıtlanması,
    5) Mahkemece hükme esas alınan ve iddianamede anlatımı yapılan 01.01.2011, 02.01.2011, 04.01.2011, 12.01.2011 tarihli olaylara ilişkin haklarında ayrı soruşturma yürütülen ..., ..., ..., ..., ... ve ...’ın şüpheli olarak alınan beyanları ile olay tutanaklarının ve ekspertiz raporunun aslı veya onaylı suretlerinin dosyada bulunmadığı anlaşıldığından, bu kişiler hakkındaki bahsi geçen belgeleri içeren soruşturma evrakının aslı veya onaylı suretlerinin denetime imkan verecek şekilde dosya içerisine alınıp ilgili sanıklara okunarak diyeceklerinin sorulması, sonucuna göre sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ...’ın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması,
    6) CMK'nın 217. maddesine göre duruşmada tartışılmayan delil hükme esas alınamayacağından; telefon konuşmalarına ilişkin düzenleyenler tarafından imzalanmış iletişim tespit çözüm tutanaklarının aslı veya onaylı suretinin denetime imkan verecek şekilde dosya içerisine alınıp, duruşmada okunup sanıkların beyanlarının alınmadığı anlaşılmakla, iletişim tespit çözüm tutanaklarının duruşmada okunup diyeceklerinin sorulması, sanıkların telefon konuşmalarına ilişkin iletişim tespit çözüm tutanaklarını kabul etmemeleri
    durumunda, ses örneklerinin aldırılarak, ses kayıtlarının sanıklara ait olup olmadığı konusunda Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesine veya uzman bir kurum ya da kuruluşa ses analizi yaptırılarak rapor alınması, ses kayıtlarının sanıklara ait olduğunun belirlenmesi halinde, telefon konuşmalarının somut olay ve olgularla örtüşüp örtüşmediğinin ayrı ayrı irdelenerek, sonucuna göre delillerin değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
    7) Dosya kapsamına göre, 5237 sayılı TCK’nın 52. maddesindeki amir hüküm karşısında, sanıklar hakkında tayin olunan adli para cezasının ödenmesine ilişkin olarak TCK’nın 52/4. maddesindeki taksitlendirme konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi ve adlî para cezasının ödenmemesi hâlinde karşılaşabilecekleri muhtemel durumun sanıklara usulüne uygun şekilde ihtar edilmemiş olması,
    8) Hüküm fıkrasının emanetlere ilişkin kısmında adli emanetin 2012/3219 sırasında kayıtlı ..., ..., ..., ..., ... ve ... isimli şahıslara ait telefon görüşmelerini içeren tapelerin ve CD ile adli emanetin 2011/3027 sırasında kayıtlı 1 adet mühürlü torba içinde ... , ..., ..., ..., ... ile ... isimli şahıslara ait telefon görüşmelerini içeren tapeler ve CD’nin karar kesinleştiğinde imhasına karar verilmişse de;
    Söz konusu emanetlerde farklı tape ve CD olup olmadığı hususunun da araştırılmak suretiyle, hükme esas alınacak dosya delili olan tape ve CD’lerin dosyada delil olarak saklanması yerine imhasına karar verilmesi,
    Kanuna aykırı, sanıklar ... ile ... müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... müdafii, sanık ..., sanık ..., sanık ..., sanık ... ve sanık ...’ün temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan diğer yönleri incelenmeksizin hükümlerin BOZULMASINA, 26/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Hemen Ara