Esas No: 2022/867
Karar No: 2022/10742
Karar Tarihi: 26.10.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/867 Esas 2022/10742 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2022/867 E. , 2022/10742 K."İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Kayseri 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/11/2018 tarihli, 2018/84 esas ve 2018/875 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 06/01/2022 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında, 07/04/2017 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının 08/01/2018 tarihli ve 2017/9843 soruşturma, 2018/386 esas, 2018/305 sayılı iddianamesi ile Kayseri 4. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
2- Kayseri 4. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 08/11/2018 tarihli ve 2018/84 esas, 2018/875 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın istinaf edilmeden kesinleştiği,
3- İncelemeye konu suçun işlenmesinden önce;
a-) Şüpheli Furkan Yeşil’in 11/04/2016 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının 26/05/2016 tarihli ve 2016/14699 soruşturma, 2016/355 sayılı kararı ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi gereğince beş yıl süre ile kamu davası açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun’un 191/3. maddesi gereğince bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, denetimli serbestlik süresi içerisinde tedaviye tabi tutulmasına karar verildiği, erteleme kararında itiraz kanun yolu, mercii ve süresinin gösterildiği,
b-) Yükümlülüklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi nedeniyle erteleme kararının kaldırılarak Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının 02/08/2017 tarihli ve 2016/14699 soruşturma, 2017/7777 esas, 2017/6102 sayılı iddianamesi ile Kayseri 5. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
c-) Kayseri 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/01/2018 tarihli ve 2017/613 esas, 2018/7 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, sanığın kararı istinaf ettiği,
d-) Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesinin 14/02/2019 tarihli ve 2018/171 esas, 2019/114 sayılı kararı ile “düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine” karar verilerek hükmün kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak ve kullanmak suçundan sanık ...'in, 5237 Türk Ceza Kanunu'nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8
ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Kayseri 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/11/2018 tarihli, 2018/84 esas ve 2018/875 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Sanığın daha önceki 11/04/2016 tarihli eylemi sebebiyle Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının 26/05/2016 tarihli, 2016/14699 soruşturma ve 2016/355 sayılı kararı ile kamu davasının açılmasının 5 yıl süreyle ertelenmesine ve 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesini müteakip, şüphelinin denetime uymamakta ısrar ettiğinden bahisle Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının 02/08/2017 tarihli, 2016/14699 soruşturma 2017/7777 esas ve 2017/6102 sayılı iddianamesi ile açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonunda Kayseri 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/01/2018 tarihli, 2017/613 esas ve 2018/7 sayılı kararı ile mahkûmiyetine karar verildiği,
5237 sayılı Kanun’un 191/5. maddesinde yer alan “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.” şeklindeki düzenleme nazara alındığında, somut olayda, Kayseri 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/11/2018 tarihli kararına konu suç tarihinin 07/04/2017 olduğu, sanığın daha önceki 11/04/2016 tarihli eylemi sebebiyle Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının 26/05/2016 tarihli ve 2016/14699 soruşturma, 2016/355 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı sonrasında işlendiği anlaşılan 07/04/2017 tarihli eylemine konu suçun, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile belirlenen denetim süresi içerisinde işlenmesi nedeniyle aynı maddenin 4. fıkrası kapsamında erteleme kararının ihlali niteliğinde olduğu cihetle, eylemin müstakil bir suç oluşturmayacağı gözetilmeden yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Kayseri 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/11/2018 tarihli ve 2018/84 esas, 2018/875 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Sanık ... hakkında, 07/04/2017 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının 08/01/2018 tarihli ve 2017/9843 soruşturma, 2018/386 esas, 2018/305 sayılı iddianamesi ile açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, Kayseri 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/11/2018 tarihli ve 2018/84 esas, 2018/875 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Sanığın daha önce işlediği 11/04/2016 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma eylemi nedeniyle Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının 26/05/2016 tarihli ve 2016/14699 soruşturma, 2016/355 sayılı kararı ile kamu davasının açılmasının 5 yıl süre ile ertelenmesine ve 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesini takiben, şüphelinin yükümlülüklerine uygun davranmamakta ısrar ettiğinden bahisle Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının 02/08/2017 tarihli ve 2016/14699 soruşturma, 2017/7777 esas, 2017/6102 sayılı iddianamesi ile açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonunda Kayseri 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/01/2018 tarihli ve 2017/613 esas, 2018/7 sayılı kararı ile sanığın cezalandırılmasına karar verildiği, kararın mahkûmiyetine karar verildiği, kararın, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesinin 14/02/2019 tarihli ve 2018/171 esas, 2019/114 sayılı kararı ile “düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine” karar verilerek kesinleştiği,
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesinde, "Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında ... beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir." ve 191/4. maddesinde “Kişinin, erteleme süresi zarfında;
a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,
b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,
c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması hâlinde, hakkında kamu davası açılır.”
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/5. maddesinde yer alan “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.” şeklindeki düzenlemeler dikkate alındığında,
Somut olayda; Kayseri 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/11/2018 tarihli kararına konu suç tarihinin 07/04/2017 olduğu, sanığın daha önceki 11/04/2016 tarihli eylemi nedeniyle Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının 26/05/2016 tarihli ve 2016/14699 soruşturma, 2016/355 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı sonrasında işlendiği anlaşılan 07/04/2017 tarihli suçun, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile belirlenen erteleme süresi içerisinde işlenmesi nedeniyle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191. maddesinin 4. fıkrası kapsamında erteleme kararının ihlali niteliğinde olduğu, eylemin müstakil bir suç oluşturmayacağı anlaşıldığından, kanun yararına bozma istemi yerindedir.
Ancak;
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesinde yer alan, ''(1) Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması caizdir. (2) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır." şeklindeki düzenleme ile anılan Kanun'un 35. maddesinde yer alan, "Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır. (Değişik fıkra: 11/01/2011-6099 S.K./9.mad.) Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır. (Değişik fıkra: 19/03/2003 - 4829 S.K./11. md.) Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır..." şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, öncelikle sanığın bilinen en son adresine tebligatın çıkarılarak, önceki adresinde bulunamayan sanığın adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi olup olmadığının araştırılarak, MERNİS adresine Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre tebliğ yapılması gerektiği, MERNİS adresinin olmadığının tespiti halinde ancak 35. maddeye göre daha önce usulüne uygun bir şekilde tebligat yapılan eski adrese tebliğ işlemi yapılabileceği anlaşıldığından, gerekçeli kararın MERNİS adresine Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre tebliğ yapılması yerine Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre yapılan tebligat işleminin geçerli olmadığı,
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309/1. maddesinde yer alan; “Hakim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini, yasal nedenlerini belirterek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirir” şeklindeki düzenleme karşısında; kanun yararına bozma istemine konu kararın usulüne uygun şekilde kesinleşmediği anlaşıldığından, kararın usulune uygun şekilde tebliği ile kesinleştirilmesinden sonra gönderilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, bu nedenle kanun yararına bozma isteminin bu aşamada reddine karar vermek gerekmiştir.
D-) Karar:
Yukarıda açıklanan nedenle, Kayseri 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/11/2018 tarihli, 2018/84 esas ve 2018/875 sayılı kararının sanığa usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek kesinleştirilmesinden sonra kanun yararına bozma incelemesi yapılabileceğinden, Kayseri 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/11/2018 tarihli, 2018/84 esas ve 2018/875 sayılı kararına ilişkin kanun yararına bozma isteminin bu aşamada REDDİNE, dosyanın adı geçen mahkemeye iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 26/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.