Esas No: 2022/862
Karar No: 2022/10737
Karar Tarihi: 26.10.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/862 Esas 2022/10737 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2022/862 E. , 2022/10737 K."İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığı'nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Bursa 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/03/2021 tarihli ve 2020/403 esas, 2021/213 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 06/01/2022 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında, 12/06/2019 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 06/09/2019 tarihli ve 2019/49228 soruşturma, 2019/2148 sayılı kararı ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2.maddesi gereğince beş yıl süre ile kamu davası açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun’un 191/3. maddesi gereğince bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, denetimli serbestlik süresi içerisinde tedaviye tabi tutulmasına, erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, erteleme kararında itiraz kanun yolu, mercii ve süresinin gösterildiği, kararın şüpheliye 17/09/2019 tarihinde tebliğ edilerek 14/10/2019 tarihinde tedbirin infazı için Bursa Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
2- Bursa Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce infaz işlemlerine başlandığı, 28/10/2019 tarihli ve 2019/5019 DS sayılı çağrı yazısının şüphelinin bilinen adresine tebliğe çıkarıldığı, bilatebliğ iade edilmesi üzerine aynı adresine MERNİS şerhi düşülerek tebliğe çıkarıldığı, 03/12/2019 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle bu kez 06/01/2020 tarihli uyarılı çağrı yazısının şüphelinin bilinen adresine tebliğe çıkarıldığı, Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre teslim edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle İnfaz İşlemleri Değerlendirme Komisyonunun 11/02/2020 tarihli kararı ile yükümlülüklere uymamakta ısrar ettiğinden dosyanın kapatılmasına karar verilerek 13/02/2020 tarihinde Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
3- Erteleme kararının kaldırılarak Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 18/06/2020 tarihli ve 2019/49228 soruşturma, 2020/14107 esas, 2020/10100 sayılı iddianamesi ile Bursa 6. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
4- Bursa 6. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 03/03/2021 tarihli ve 2020/403 esas, 2021/213 sayılı kararı ile, uyarı yazısı tebligatının usulüne uygun yapılmaması nedeniyle ısrar şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle kamu davasının durmasına karar verildiği, kararın itiraz edilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek, bulundurmak ve kullanmak suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 06/09/2019 tarihli ve 2019/49228 soruşturma, 2019/2148 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve 1 yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararın kesinleşmesini müteakip, şüphelinin yükümlülüklere uymamakta ısrar etmesi nedeniyle kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda, ısrar şartı gerçekleşmediğinden bahisle, kamu davasının durmasına dair Bursa 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/03/2021 tarihli ve 2020/403 esas, 2021/213 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesinde, "Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında ... beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir." ve 191/4. maddesinde “Kişinin, erteleme süresi zarfında; a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması hâlinde, hakkında kamu davası açılır.” şeklinde düzenlemelere yer verildiği, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. maddesindeki, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise mernis adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi hâlinde, aynı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Kanun'un 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği, somut olayda, adı geçen şüpheli hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan dolayı yapılan soruşturma sonucunda Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 06/09/2019 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının sanığın kolluk ifadesinde belirttiği bilinen son adresi olan “Yeniceabat Mah. 2. Yeşim Sk. No:13 İç Kapı No:1 Osmangazi/Bursa” adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre 17/09/2019 tarihinde şüpheliye usule uygun olarak tebliğ edildiği, akabinde Bursa Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 28/10/2019 tarihli çağrı yazısının yine sanığın bilinen son adresine gönderilmesi üzerine, bila tebliğ iade edilmesi akabinde, aynı adrese 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre 03/12/2019 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen şüphelinin denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmediği, bu defa 06/01/2020 tarihli uyarı yazısının şüphelinin bilinen son adresine 7201 sayılı Kanun'un 21/1. maddesine göre usulüne uygun olarak 13/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmakla, adı geçen suç nedeniyle açılan davada "kovuşturma şartı" olan "ısrar koşulu"nun gerçekleştiği cihetle, yargılamaya devamla esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde durma kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Bursa 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/03/2021 tarihli ve 2020/403 esas, 2021/213 sayılı kararının 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Şüpheli ... hakkında, 12/06/2019 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 06/09/2019 tarihli ve 2019/49228 soruşturma, 2019/2148 sayılı, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi gereğince beş yıl süre ile kamu davası açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, denetimli serbestlik süresi içerisinde tedaviye tabi tutulmasına dair kararının kesinleşmesini takiben, şüphelinin yükümlülük ihlalinde ısrar etmesi nedeniyle kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda, Bursa 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/03/2021 tarihli ve 2020/403 esas, 2021/213 sayılı kararı ile, ısrar şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle “davanın durmasına” karar verilmiştir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesinde, "Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında ... beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir." ve 191/4. maddesinde “Kişinin, erteleme süresi zarfında;
a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,
b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,
c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması hâlinde, hakkında kamu davası açılır.” şeklindeki düzenlemelere yer verildiği,
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. maddesinde; “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” düzenlemesi ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsendiği dikkate alındığında; tebligatın öncelikle bilinen en son adrese, MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 23/1-8 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği,
Somut olayda, şüpheli hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 06/09/2019 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının sanığın kolluk ifadesinde belirttiği bilinen son adresi olan “Yeniceabat Mahallesi 2. Yeşim Sokak No:13 İç Kapı No:1 Osmangazi/Bursa” adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre 17/09/2019 tarihinde şüpheliye usule uygun olarak tebliğ edildiği, kararın kesinleşmesinden sonra tedbirin infazı için Bursa Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği, Bursa Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 28/10/2019 tarihli çağrı yazısının yine sanığın bilinen son adresine tebliğe çıkarıldığı, tebligatın bila tebliğ iade edilmesi üzerine, aynı adrese MERNİS şerhi düşülmek suretiyle tebligat çıkarıldığı, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre 03/12/2019 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen şüphelinin denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurmadığı, bu defa 06/01/2020 tarihli uyarı yazısının şüphelinin bilinen son adresine 7201 sayılı Kanun'un 21/1. maddesine göre usulüne uygun olarak 13/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği, "kovuşturma şartı" olan "kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi” şartının gerçekleştiği anlaşıldığından, mahkemece yargılamaya
devamla esas hakkında bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden durma kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
D-) Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle, kamu davasına devamla esastan inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden “kamu davasının durmasına” karar verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden Bursa 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/03/2021 tarihli ve 2020/403 esas, 2021/213 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dosyanın Adalet Bakanlığı'na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine,
26/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.