Esas No: 2022/868
Karar No: 2022/10743
Karar Tarihi: 26.10.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/868 Esas 2022/10743 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2022/868 E. , 2022/10743 K."İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığı'nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Söke 4.Asliye Ceza Mahkemesinin 07/11/2019 tarihli ve 2019/330 esas, 2019/497 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 11/01/2022 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında, 03/07/2019 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Söke Cumhuriyet Başsavcılığının 25/07/2019 tarihli ve 2019/4366 soruşturma, 2019/1566 esas, 2019/1280 sayılı iddianamesi ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/6.maddesi delaletiyle 191/1 ve 53.maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle Söke 4.Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
2- Söke 4.Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 07/11/2019 tarihli ve 2019/330 esas, 2019/497 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1. maddesi gereğince 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın istinaf edilmeden kesinleştiği,
3- Dosya arasında bulunan Söke 4.Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/96 esas ve 2015/166 karar sayılı dosyasının incelenmesinde;
a-) Sanığın 10/02/2014 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Söke Cumhuriyet Başsavcılığının 27/05/2014 tarihli ve 2014/2224 soruşturma, 2014/1005 esas, 2014/414 sayılı iddianamesi ile Söke 4.Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
b-) Söke 4.Asliye Ceza Mahkemesinin 26/02/2015 tarihli ve 2014/96 esas, 2015/166 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62.maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 6545 sayılı Kanun’un 85.maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7/2.maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 20/04/2015 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
c-) Kanun yararına bozma istemine konu karar ile ihbarda bulunulması üzerine;
Söke 4.Asliye Ceza Mahkemesinin 06/02/2020 tarihli ve 2020/23 esas, 2020/121 sayılı kararı ile, hükmün açıklanmasına, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62.maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın 27/02/2020 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan sanık ...'nun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1. maddesi uyarınca 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Söke 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/11/2019 tarihli ve 2019/330 esas, 2019/497 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, sanığın evvelce 10/02/2014 tarihinde işlediği uyuşturucu madde kullanma suçundan Söke 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/02/2015 tarihli ve 2014/96 esas, 2015/166 sayılı kararı ile 6545 sayılı Kanun ile eklenen 5320 sayılı Kanun'un 7/2. maddesi gereğince verilen zorunlu hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı bulunduğu, incelemeye konu Söke 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/11/2019 tarihli ve 2019/330 esas, 2019/497 sayılı kararı ile cezalandırıldığının ihbar edilmesi üzerine, Söke 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 06/02/2020 tarihli ve 2020/23 esas, 2020/121 sayılı kararı ile açıklanması geri bırakılan hükmün açıklandığı, söz konusu kararın 27/02/2020 tarihinde kesinleştiği, incelemeye esas dosyaya konu 03/07/2019 tarihli suçun, 6545 sayılı Kanun ile eklenen 5320 sayılı Kanun'un 7/2. maddesi gereğince zorunlu olarak verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ihlâli niteliğinde olduğu, 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değiştirilen 5237 sayılı Kanun'un 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılamayacağından ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” karar verilmesinde zorunluluk bulunduğu gözetilmeden, yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Söke 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/11/2019 tarihli ve 2019/330 esas, 2019/497 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Sanık ... hakkında, 03/07/2019 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Söke Cumhuriyet Başsavcılığının 25/07/2019 tarihli ve 2019/4366 soruşturma, 2019/1566 esas, 2019/1280 sayılı iddianamesi ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/6.maddesi delaletiyle 191/1 ve 53.maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle Söke 4.Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, Söke 4.Asliye Ceza Mahkemesinin 07/11/2019 tarihli ve 2019/330 esas, 2019/497 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1. maddesi gereğince 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, anlaşılmıştır.
Dosya arasında bulunan Söke 4.Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/96 esas ve 2015/166 karar sayılı dosyasının incelenmesinde; sanığın daha önceden 10/02/2014 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Söke Cumhuriyet Başsavcılığının 27/05/2014 tarihli iddianamesi ile Söke 4.Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, Söke 4.Asliye Ceza Mahkemesinin 26/02/2015 tarihli ve 2014/96 esas, 2015/166 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 6545 sayılı Kanun’un 85.maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7/2. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 20/04/2015 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrasında yer alan; “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191 inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” amir hükmü ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/5. fıkrasında yer alan, “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu
yapılmaz.” şeklindeki ve 9. fıkrasında yer alan "Bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hâllerde, Ceza Muhakemesi Kanununun kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin 171 inci maddesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 231 inci maddesi hükümleri uygulanır" şeklindeki düzenlemeler birlikte dikkate alındığında;
Somut olayda, sanık hakkında daha önceden Söke 4.Asliye Ceza Mahkemesinin 26/02/2015 tarihli ve 2014/96 esas, 2015/166 sayılı kararı ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 6545 sayılı Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7/2. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 20/04/2015 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği anlaşılmakla, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca verildiği, kanuni zorunluluk üzerine verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile aynı hukuki sonuçları doğuracağı, bu durumda, incelemeye konu suç tarihinin 03/07/2019 olması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde işlenmesi nedeniyle Cumhuriyet Savcısı tarafından yeni bir soruşturmaya konu edilmeyip hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını veren mahkemeye ihbarda bulunması gerektiği gözetilmeden, sanık hakkında ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılarak kamu davası açılması ve yargılama sonucunda mahkûmiyetine karar verilmesi kanuna aykırı olduğundan;
Sanığın 03/07/2019 tarihli eylemini, Söke 4. Asliye Ceza Mahkemesince kanuni zorunluluk üzerine verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde gerçekleştirmesi nedeniyle, 6545 sayılı Kanunla değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/5. maddesi uyarınca ayrı bir soruşturma ve kovuşturma yapma yasağı bulunduğu ve bu suçun sadece ilk suçtan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ihlali sayılabileceği, kanunî zorunluluk üzerine verilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde işlendiği anlaşılan eylem nedeniyle açılan kamu davasında mahkemesince “düşme kararı” verilip mahkemesine ihbarda bulunulması gerektiği gözetilmeden, mahkumiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
D-)Karar:
Açıklanan nedenlerle, kanunî zorunluluk üzerine verilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde işlendiği anlaşılan eylem nedeniyle, 5271 sayılı CMK’nın 223/8.maddesi gereğince “düşme kararı” verilerek Mahkemesine ihbarda bulunulması gerektiği gözetilmeden mahkûmiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden; Söke 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/11/2019 tarihli ve 2019/330 esas, 2019/497 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dosyanın Adalet Bakanlığı'na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine,
26/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.