Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/6112 Esas 2022/3228 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/6112
Karar No: 2022/3228
Karar Tarihi: 21.04.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/6112 Esas 2022/3228 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Nevşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi'nin esastan reddine dair kararının onaylandığı bir davada, davalı bankada bulunan hesaptan davacının onayı olmadan para çekildiği iddialarına ilişkin olarak, davacının talebi TMK'nun 2/2 maddesi kapsamında hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu gerekçesiyle reddedilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi, İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararda bir isabetsizlik olmadığını tespit ederek, davacının istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir. HMK'nın 370/1 ve 372. maddeleri uyarınca mahkeme kararı onanmıştır. Kanun maddeleri ise şöyle açıklanabilir:
- TMK'nun 2/2 maddesi: \"Haklar kötüye kullanılamaz. Kullanılması doğuran hukuki işlemler, hiç doğurmamış gibi hüküm ifade eder.\"
- HMK'nın 353/(1)-b.1 maddesi: \"İstinaf istemi, esastan reddedilir.\"
- HMK'nın 370/1 maddesi: \"Temyiz incelemesi sonunda, verilen hükmün usulsüz olmadığı ve hukuka uygun bulunduğu anlaşılırsa, hüküm onanır.\"
- HMK'nın 372. maddesi: \"Onama kararında belirtilen nedenlere göre işlem yapılması gerektiği takdirde, dosya temyiz eden tarafından temyiz edildiği yer veya mercie gönderilir.\"
11. Hukuk Dairesi         2020/6112 E.  ,  2022/3228 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada Nevşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 15.05.2018 tarih ve 2009/350 E- 2018/203 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi'nce verilen 04.06.2020 tarih ve 2018/2231 E- 2020/486 K. sayılı kararın duruşmalı Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 19.04.2022 günü hazır bulunan davacı asil ... ile davalı ... vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankada bulunan hesabından talimatı ve onayı olmadan yaklaşık 200.000,00 TL para çekildiğini ileri sürerek, müvekkiline ait mevduat hesaplarındaki paraların usulsüz işlemlerin yapıldığı tarihlerden itibaren hesaplanacak avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının haksız olduğunu iddia ettiği işlemleri 2006 yılında öğrendiğini beyan ettiğini, itiraz ettiği hesaplarına bağlı olarak müvekkilinden 2006 yılında kredi kullandığını, kredi borçlarını ödemediğini, haciz aşamasına gelindiğinde 2009 yılında öğrendiğini iddia ederek dava açtığını, iddianın hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, tüm para çekme işlemlerini davacının en başından itibaren bildiğini, iddiaların kötü niyetli olduğunu, davacının haksız kazanç temin etmeye çalıştığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, davacının talebinin TMK'nun 2/2 maddesi kapsamında hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, davalının açık kanuni düzenlemelere aykırı bir takım usulsüz işlemleri mevcut ise de söz konusu işlemlerin davacı tarafından bilindiği, davalının usulsüz işlemlerinin tazminat sorumluluğu doğurmayacağı, davacının gerçek bir zararının bulunmadığı, talep ve dava hakkının kötüye kullanıldığının tespit edildiği, uygulamada bankacılık işlemlerinin hızlı yürümesi amacıyla bu şekilde işlemler yapılabileceği, davacının iddia ettiği usulsüz işlemlerin gerçekleştiği dönemde para çekimlerine itiraz etmeyerek davalı bankadan kredi kullanmaya devam ettiği, işlemlere zımnen muvafakatinin bulunduğu, davacının TMK'nun 2. maddesine aykırı davrandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı davacı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, davacının iddia ettiği usulsüz işlemlerin gerçekleştiği dönemde para çekimlerine itiraz etmediği gibi davalı bankadan kredi kullanmaya devam ederek işlemlere zımnen muvafakat ettiği, davacının talebinin TMK'nun 2. maddesi hükmü uyarınca hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu gözetilerek yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
    Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 21/04/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara