Esas No: 2020/5019
Karar No: 2022/17724
Karar Tarihi: 26.10.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2020/5019 Esas 2022/17724 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2020/5019 E. , 2022/17724 K.Özet:
Mahkeme, mühür bozma suçuyla ilgili olarak verilen mahkumiyet kararını bozdu. Kararda, özelleştirme sonrasında özel şirketlere mühürleme yetkisi verilmediği ve bu nedenle katılan kurumun özel hukuk tüzel kişisi olarak kamusal yetki kullanma hakkının olmadığı belirtildi. Ayrıca, Anayasa Mahkemesi'nin 2020/87 Esas ve 2022/44 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na eklenen geçici 5. maddesinin (d) bendinde yer alan “kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış” ibaresinin iptal edilmesi nedeniyle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtildi. Kanun maddeleri olarak özelleştirme uygulamalarına ilişkin 4046 sayılı Kanun, 20.02.2001 tarihli ve 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu, 14.03.2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve TCK’nin 203. maddesi belirtildi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Mühür bozma
...
1) Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca Dairemize gönderilen cevabi yazıdan, 15.12.2014 tarihli mühür bozma tutanağına konu 20.10.2014 tarihli mühürleme işlemini gerçekleştiren katılan ... Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi'nin mühürleme tarihinden önce 15.08.2008 tarihinde özelleştirildiği anlaşılmakla; Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08.03.2016 tarihli, 2015/21-1121 Esas ve 2016/111 Karar sayılı kararında da açıklandığı üzere, mühür bozma suçunun fiil öğesi bağlamında hukuka aykırılık unsurunun oluşması için, mühürleme yetkisinin kanuni dayanağının bulunmasının zorunlu olduğu, özelleştirme uygulamaları hakkındaki 4046 sayılı Kanun, 20.02.2001 tarihli ve 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu, 14.03.2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile başkaca herhangi bir özel kanunda, özelleştirme sonrasında özel şirketlere mühürleme yetkisi verildiğine ve buna aykırı davrananlar hakkında TCK’nin 203. maddesi hükümlerinin uygulanacağına ilişkin bir hükme yer verilmediği, buna göre katılan kurumun özel hukuk tüzel kişisi olarak kamusal yetki kullanma hakkı olmadığından, Anayasa ve Kanuna dayalı kamusal yetkiyi kullanan bir makam tarafından konulmuş mühürleme işleminin bulunmaması nedeniyle, sanığa yüklenen "mühür bozma" suçunun unsurları oluşmadığı gözetilmeden, sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken, mahkûmiyet hükmü kurulması yasaya aykırı,
2) Kabule göre de; Sanığa isnat edilen “mühür bozma” suçundan dolayı kurulan hükümden sonra, 02.08.2022 tarih ve 31911 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 21.04.2022 tarihli 2020/87 Esas ve 2022/44 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddesinin (d) bendinde yer alan “kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış” ibaresinin seri muhakeme usulü yönünden Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiş olması karşısında, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Yz.İşl.Md. - ...