Esas No: 2020/6194
Karar No: 2022/3278
Karar Tarihi: 21.04.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/6194 Esas 2022/3278 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/6194 E. , 2022/3278 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 12.09.2018 tarih ve 2014/1643 E- 2018/667 K. sayılı kararın davacı-karşı davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi'nce verilen 09.07.2020 tarih ve 2018/2448 E- 2020/694 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davacı-karşı davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 19.04.2022 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi Dr. ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, vefat eden davalı şirket ortağı ... 'nun eşi olan müvekkilinin Kayseri 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2012/1018 E.-2012/1698 K. sayılı kararıyla kanuni mirasçı sıfatıyla davalı şirketin 15.04.2013 tarihli toplantısında 2013/30 sayılı karar ile 20 pay % 8,33 oranında şirket ortağı olarak karar alındığını ve bu kararın 23.05.2013 gün ve 8326 sayılı Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayımlandığını, davalı şirket tarafından alınan ve 09.05.2011 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde yapılan ilana göre şirket ortaklığından kaynaklı muvazaadan ari karlar hesaplanarak 1/4 'ünün nakdi sermaye artışında kullanılacağına, kalanın ortaklara hisseleri oranında dağıtılacağına dair karar alındığını ve bu karar doğrultusunda birkaç ay öncesine kadar ödemelerin yapıldığını, yapılan kar payı ödemelerinin nasıl hesaplandığına dair bilgi verilmediğini, davalı şirketin Er-gün İnş. Mad. Haf. Nak. Müh. Hiz. Ltd. Şti. ve Eren İnşaat Mad. Ltd. Şti. isimli firmalarla uzun süreli rödevans sözleşmelerinin ve bu sözleşmelerden kaynaklı gelirlerinin bulunduğunu, davalı şirketin gelirleri dışında giderleri bulunmadığını, davalı şirketin gelirlerini düşük ve giderlerini yüksek gösterdiğinden şüphelenildiğini, pay sahibi haklarının temini için çekilen Kayseri 6. Noterliği'nin 01.10.2014 günlü noter ihtarına rağmen müvekkiline herhangi bir hakkın verilmediğini, dava tarihine kadar bazı ödemeler yapılmış ise de bu rakamların gerçek kar payı ödemesi olup olmadığına dair bir bilgilendirme de yapılmadığını, davalı şirketçe bilgi ve belge temin edileceğine dair Kayseri 8. Noterliği'nin 15.10.2014 tarihli cevabi ihtarına rağmen bugüne kadar bir gelişme kaydedilmediğini, müvekkilinin eşinin ölümümden itibaren geçen 10 yıllık sürede davalı şirketçe gelir ve giderler, alınan kararlar, şirketin resmi ve gayri resmi kayıtlarında tutulan tüm faaliyetler ve kamu kurumlarına yapılan ödemeler hakkında bilgilendirme yapılmaksızın kar payı adı altında yapılan ödemelerin gerçek kar payı ödemesi olarak hesaplanamayacağını, müvekkilinin bakiye kar payı alacağının bulunduğunu, her yıl devamlı olarak ödenen kar payı ödemelerinin keyfi, hiçbir hukuki ve kanuni gerekçesi olmaksızın ödenmemesi sebebiyle TTK'nın 357. maddesine göre pay sahiplerinin eşit şartlarda eşit işleme tabi tutulması ilkesine aykırılık teşkil ettiğini, davalı şirkete gönderilen ihtarnamenin 5. maddesinde sayılan hakların da müvekkiline tanınmadığını, TTK'nın 390. maddesi gereği müvekkilinin son ortaklık yapısının içine girdiği tarih ile eşinin dönemi dahil olmak üzere müvekkilinin geriye dönük olarak hissesine düşen kar payının tespiti ile bunun tahsilinin talep edildiğini iddia ederek müvekkilinin yasal mirasçısı olduğu eşi Mehmet Kocabeyoğlu'nun 2004 yılından ölümüne kadar olan dönem ile ölüm tarihinden bugüne kadar davalı şirketin gelir gider tablosunun çıkarılmasına, yapılacak bilirkişi incelemesinde gelir ve gider kalemlerinin gerçeği yansıtıp yansıtmadığının aksi halde gerçek gelirin hesaplanarak işin işleyişine ilişkin mutat ödemeler ve harcamalar olup olmadığının tespitine, müvekkilinin ortaklığından kaynaklı gerçek alacağının hesaplanarak tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkiline isabet eden ve ödenmeyen kar payı olarak 10.000,00 TL'nin ödeme günlerinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve karşı davasında, davacının müvekkili şirkette % 8,33 oranında pay sahibi olduğunun şirket kayıtları ile sabit olduğunu, davacının iddiasının aksine davacıya bugüne kadar 150.000,00 TL fazla kar payı ödendiğinin şirket kayıtlarının incelenmesi sonucu anlaşıldığını, davacı vekiline mali müşavir ile birlikte müvekkili şirketle yapılan görüşme sonucu defter ve belgeleri incelemek üzere şirkete geldikleri 21.11.2014 tarihinde istenilen her belgeyi verdiklerini, fotokopilerini de aldıklarını, o tarihte yapılan ödemelere herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmediklerini, davacının şirket ortağı olarak şirket kayıtlarını incelemesine her zaman müsaade edildiğini, 07.11.2014 tarihinde kayıtları incelemek üzere şirkete mali müşavir ile birlikte geleceklerini bildirdikleri halde gelmediklerini, bu konuda tutanak tutulduğunu, davacı iddialarının doğru olmadığını, davanın zaman aşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiş, ayrıca açılan karşı dava kapsamında, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili şirketin davalıya fazladan ödediği anlaşılan 150.000,00 TL kar payı alacağının haksız ödendiği tarihlerden itibaren ticari reeskont (avans) faizi ile birlikte karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve toplanan tüm delillere göre, davanın, davalı şirket ortağının ölümü nedeni ile eşi davacıya intikal eden hisseye isabet eden kar payı alacağının tahsili, karşı dava olarak da kar payı ödemesinin fazla yapıldığı iddiası ile fazla ödenen bedelin tahsili istemine ilişkin olduğu, dava dosyasında yer alan 01.12.2015 tarihli bilirkişi raporu ekindeki yeminli mali müşavir bilirkişi imzası taşıyan 2004-2014 yılları arasındaki gelir-gider hesaplamalarını içeren ve aynı dönemleri kapsayan kârların dağıtımıyla ilgili mali tablolar üzerinde yapılan incelemeler sonucunda, elden makbuz ile yapılan ödemeler üzerindeki açıklamalarda "Rödevans" hususunun belirtildiği, şirket genel kurul kararlarında kar payı ödemeleri ile ilgili kararların alındığı, davacı-karşı davalı ...'nun kar paylarından kaynaklı olarak alacağının 121.002,85 TL olduğu, elden makbuz ile yapılan ve defter kayıtları olmayan ödemeler ve şirket genel kurulu sonrasında yapılan ödeme tutarları hesaplandığında toplam 114.980,94 TL olduğu, geriye kalan alacak tutarının 6.021,91 TL olduğu, makbuz ile yapılan ödemelere davacı - karşı davalı ... tarafından itiraz edilmediği ve davalı-
karşı davacı ... Tic. Ltd. Şti. vekilleri tarafından 22.12.2017 tarihinde verilen beyan dilekçesinde de karşı tarafın alacağı olduğu ve tutarın 6.021,91 TL olarak kabul edilmesi gerektiği davacı -karşı davalı ...'nun miras bırakanı Mehmet Kocabeyoğlu'nun da ortakları arasında yer aldığı davalı -karşı davacı ... Tic. Ltd. Şti.'nden davacının kar payından kaynaklı alacağının 6.021,91 TL olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı, dava öncesi usulüne uygun yapılmış bir ihtar söz konusu olmadığından dava açılmakla davalının temerrüde düştüğü, bilirkişi kurulu raporu içerikleri de dikkate alındığında karşı davanın ve asıl davada davacının fazla talebinin ispat edilemediği gerekçesiyle davacının davasının kısmen kabulü ile 6.021,91 TL kar payı alacağının dava tarihi olan 14.11.2014 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda yasal faizi ile birlikte davalı ... Tic. Ltd. Şti'den alınarak davacı ...'na verilmesine, davacının fazlaya ilişkin kar payı alacağı, sair gelir gider hesabı çıkartılması ve tespit istemlerinin reddine, karşı davacının davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı-karşı davalı vekilince istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi’nce, davalı limited şirket ortağı olan davacı tarafından davalı şirkete karşı kar payı alacağının tespiti ile varsa kar payı alacağının ödenmesi istemleriyle iş bu dava açıldığına göre TTK'nın 1521. maddesine göre basit yargılama usulüne tabi dava olduğu, HMK'nın 186. maddesinde düzenlenen sözlü yargılama aşamasına, basit yargılama usulünde yer verilmediği, İlk Derece Mahkemesi’nce davanın yazılı yargılama usulüne göre yürütülmesinin davacıya bu konuda ayrıca bir hak vermediği, kaldı ki davacı vekilinin karar celsesi olan son celseye mazeret sunmaksızın katılmadığı, bu sebeple davacının sözlü yargılama ile ilgili istinaf sebebinin yerinde görülmediği, davacı-karşı davada davalı vekilinin, karşı davada dava reddolunduğu halde İlk Derece Mahkemesi’nce hükmün 9 no'lu bendinde müvekkili lehine hüküm altına alınması gereken vekalet ücretinin davalı-karşı davacı şirket lehine hükmedildiğini ileri sürdüğü, gerçekten de hükmün 9 no'lu bendinde İlk Derece Mahkemesi’nce sehven "davalı-karşı davacının davasının reddi nedeni ile belirlenen 14.750,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı-karşı davacı şirkete ödenmesine" dair hüküm kurulmuş olup, yapılan bu maddi hata HMK'nın 304. maddesi kapsamında mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden hükmün bu sebeple kaldırılmasına gerek görülmediği, asıl davada davacı vekilinin davanın esasına ilişkin istinaf sebeplerine gelindiğinde, davacı ortağın, davalı şirketçe kendilerine davalı şirket kayıtları ile ilgili detaylı bir bilgi verilmediğini ileri sürerek şirket giderlerinin yüksek gösterilip kar paylarının eksik ödendiği şüphesiyle eldeki davayı açmış olup davasını somut herhangi bir maddi vakıaya dayandırmadığı, davalı şirketçe detaylı bilgi verilmediği iddia edilmiş ise de, davacı tarafından davalı şirkete keşide olunan Kayseri 6. Noterliği'nin 01.10.2014 tarihli ihtarnameye davalı şirketçe verilen Kayseri 8. Noterliği'nin cevabi ihtarnamesi ile davacının dilediği zaman şirkete mali müşavir ve avukatı ile birlikte gelip şirketin kayıtlarını inceleyebileceği bildirilmiş, nitekim daha sonra davacı tarafından geleceği bildirilen 07.11.2014 tarihinde davacının davalı şirkete gelmemesi üzerine davalı şirketçe tutanak düzenlendiği, dosya kapsamı itibarıyla, İlk Derece Mahkemesi’nce yargılama sırasında 3 adet kök ve iki adet ek rapor alındığı, bu raporlardan ilkinde davalı şirketin ticari defterlerindeki cari hesap tablosu dışında dava dışı şirket ve 3. kişi tarafından davacıya yapılan ödemelere ait havale makbuzları ve banka ekstrelerindeki miktarlar da gözetilerek davalı şirketin olması gereken cari hesap tablosu hazırlanmış ise de dava dışı 3. kişilerce davacıya yapılan ödemelerin mahiyeti bilinemeyeceğinden, davalı şirket yasal defterlerindeki kayıtları esas alan dosya kapsamına ve oluşa uygun, objektif, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunan 2. bilirkişi heyet kök ve ek raporu ile işbu ilk raporu ve ikinci raporu irdeleyerek 2. bilirkişi kök ve ek raporlarının dosya kapsamına ve oluşa
uygunluğunu teyit eden 3. bilirkişi heyet raporunun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik görülmediği, davacının her şeyden önce davalı şirketçe şirket kayıtları hakkında kendisine yeterince bilgi verilmediği, şirket giderlerinin fazla gösterilerek kar payının eksik ödendiğine dair iddiasını somut bir vakaya dayandırmadığı, diğer taraftan davalı şirketin ticari defterleri ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen 3. bilirkişi heyet raporunda davacının eşinin hayatta olduğu 2004 ila 2010 yılları arasında şirketin elde ettiği karın ortakların sermayelerine eklenmesi doğrultusunda şirket kararı bulunduğundan ortakların sermayelerine aktarıldığı, ortaklara kar payı dağıtılmadığı, 2011 ve 2012 yıllarında davalı şirket defter kayıtlarına göre davacıya ve eşine isabet eden kar payı tutarlarının ve ödemelerin kayıtlandığı, şirketin 21.11.2014 tarihli genel kurul toplantı tutanağının 2. maddesinde "2012 ve 2013 yıllarında ortakların elden aldıkları paraların "2013 yılı karına" mahsup edilip beyan edilmesine" dair şirket kararı ve anılan genel kurul kararının iptal edilinceye kadar ayakta olduğu gözetildiğinde, şirketin yasal defterlerinde kayıtlı olmayan 06.08.2012-22.05.2013 tarihleri arasında rödevans açıklaması bulunan 10 adet para makbuzuyla yapılan ödemeler toplamı 113.000,00 TL ile 25.12.2013 tarihinde davalı şirket yetkili müdürü Ahmet Gün tarafından ...'nun İş Bankası hesabına havale edilen 1.980,94 TL ödemenin kar payı ödemesi olarak kabulünün de yerinde olduğu, davacının bu ödemelerin neden yapıldığını açıklamadığı gibi ödeme makbuzlarındaki imzasını da inkar etmediği gerekçesiyle davacı-karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı-karşı davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı-karşı davalının temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacı-karşı davalıdan alınmasına, 21/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.