Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/33609 Esas 2021/4231 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/33609
Karar No: 2021/4231
Karar Tarihi: 07.04.2021

Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/33609 Esas 2021/4231 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık PTT Bursa Başmüdürlüğünde çalışmaktadır. Suçlama nitelikli dolandırıcılıktır, ancak sanık beraat etmiştir. Sanığın aile fertleri, kuruma sunduğu tedavi yardım beyannamelerinde gösterilmiş ve sosyal güvenlik kurumundan yararlanmışlardır. Ancak yakınlarının başkaca sosyal güvenlik sistemlerine dahil olup olmadıklarını denetleme ve kontrol yükümlülüğü kurum yetkililerindedir. Suç tarihinden sonra sosyal güvenlik hizmetleri birleştirilmiş ve yapılan harcamalar ortak kaynaktan yapıldığı için kurumun zararının oluşmayacağı belirtilmiştir. Mahkumiyet durumunda kendisini vekil ile temsil ettiren sanık lehine avukatlık ücreti hükmedilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 1136 sayılı Kanun'un 168. maddesi
- Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13. maddesinin 1. fıkrası
- 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi
- 1412 sayılı CMUK'un 321. ve 322. maddeleri
15. Ceza Dairesi         2017/33609 E.  ,  2021/4231 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : Beraat

Sanığın nitelikli dolandırıcılık suçundan beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili ve sanık müdafi tarafından vekalet ücreti talebiyle sınırlı olarak temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın PTT Bursa Başmüdürlüğünde görevli bulunduğu, kuruma doldurup verdiği tedavi yardım beyannamelerinde gösterdiği bir kısım aile fertlerinin başkaca sosyal güvenlik kurumunun mensubu bulunmalarına rağmen katılan kurumun tedavi yardımından yararlanarak kurumu zarara uğrattıklarının iddia olunduğu olayda, sanığın bahsi geçen yakınlarının sanığın sosyal güvencesinden yararlanmasalar dahi kendi sosyal güvenceleri kapsamında tedavi giderlerinin karşılanacağı, ilgili kurum yetkililerinin sigortalıların ve beyannamede gösterdiği yakınlarının başkaca sosyal güvenlik sistemlerine dahil olup olmadıklarını denetleme ve kontrol yükümlülüklerinin bulunduğu, suç tarihinden sonra sosyal güvenlik hizmetlerinin birleştirilerek Sosyal Güvenlik Kurumu bünyesinde toplandığı ve yapılan harcamaların ortak bir kaynaktan yapılması nedeniyle kurumun herhangi bir zararının oluşmayacağı cihetle, suçun yasal unsurlarının oluşmaması nedeniyle sanığın beraatine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sair temyiz itirazlarının reddine; ancak,
1136 sayılı Kanun"un 168. ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 13. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, mahkumiyet kararı verilmesi halinde, kendisini vekille temsil ettiren sanık lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasına "Sanık ...’nin kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre belirlenen 3.000.00 TL vekalet ücretinin hazineden alınarak sanık Abdurrahman Kanli’ye verilmesi" fıkrasının eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 07/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Hemen Ara