Ticari Plaka Satış Sözleşmesinin İptali - Bedel Davası - Belirsiz Alacak Davası - Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2021/6804 Esas 2021/6886 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/6804
Karar No: 2021/6886
Karar Tarihi: 17.11.2021

Ticari Plaka Satış Sözleşmesinin İptali - Bedel Davası - Belirsiz Alacak Davası - Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2021/6804 Esas 2021/6886 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, babasının mirasında kalan ticari plakayı davalı oğluna mal kaçırmak amacıyla devrettiği iddiasıyla ticari plaka satış sözleşmesinin iptali ve trafik sicil kaydının kendisi adına tescili, olmadığı takdirde araç ve ticari plaka bedelinin belirlenerek miras payına isabet eden payının faizi ile tahsili ile işletilmeden kaynaklı kazanç kaybı nedeniyle 10.000 TL'ye kadar talepte bulunmuştur. Mahkeme, davayı reddetmiştir. Ancak, davacının dava konusu isteklerle ilgili gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırılarak dava değerinin belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiştir. Bu nedenle, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilerek kararın bozulması kararı verilmiştir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107. maddesi belirsiz alacak davasıyla ilgilidir, ihtilafın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği durumlarda açılan davalardır. Aynı kanunun 371/1-a maddesi bozma kararlarını düzenlemektedir. 373/2. maddesi gereği de dosyanın kararı veren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesi kararlaştırılmıştır.

MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TİCARİ PLAKA SATIŞ SÖZLEŞMESİNİN VE ARACA AİT TRAFİK SİCİL KAYDININ İPTALİ - BEDEL - TENKİS

Taraflar arasında görülen ticari plaka satış sözleşmesinin ve araca ait trafik sicil kaydının iptali-tescil-bedel-tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf başvurusu Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddedilmiş, davacının temyizi üzerine, kararın miktar itibariyle kesin olduğundan bahisle temyiz talebinin reddine ilişkin olarak verilen 30.12.2019 tarihli ek karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı ticari plaka satış sözleşmesinin ve araca ait trafik sicil kaydının iptali veya bedel veya tenkis isteğine ilişkindir.

Davacı, mirasbırakan babası ...in, ...plaka sayılı özel halk otobüsünü ve ticari plakasını mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla davalı oğluna devrettiğini ileri sürerek, ticari plaka satış sözleşmesinin iptali ile trafik sicil kaydının miras payı oranında adına tesciline, olmadığı takdirde bedelin faizi ile birlikte tahsiline, bu da mümkün olmazsa, payı oranında tenkise ayrıca davalının aracı haksız olarak işletmesinden kaynaklı kazanç kaybı nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000 TL ‘nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı, işlemin gerçek satış olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesince, satış bedelinin mirasbırakana ödendiği, devrin mal kaçırmak amacıyla yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinafı üzerine, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 15.10.2019 tarihli kararı ile istinaf başvurusu esastan reddedilmiş, anılan karara yönelik davacı vekilinin temyiz başvurusu kararın miktar itibariyle kesin olduğu gerekçesiyle 30.12.2019 tarihli ek karar ile reddedilmiş, anılan ek karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Bilindiği üzere 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 107. maddesinin 1. fıkrasında “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.” Aynı maddenin 2. fıkrasında “ Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini arttırabilir.” düzenlemesine yer verildiği açıktır.

Öte yandan, Harçlar Kanunu harç alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re'sen) gözetilmesi gerektiğini hükme bağlamıştır. 492 sayılı Harçlar Kanununun 32.maddesinde yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılmayacağı vurgulanmıştır. Aynı Yasanın 30. maddesinde ise; "Muhakeme sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 150. maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması, noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır.'' düzenlemesine yer verilmiştir.

Somut olayda, davacı taraf, ticari plaka satış sözleşmesinin iptali ile trafik sicil kaydının miras payı oranında adına tescilini, olmadığı takdirde araç ve ticari plaka hat bedelinin tespiti ile miras payına isabet eden bedelin faizi ile birlikte tahsilini ayrıca, dava konusu aracın temlik tarihinden itibaren davalı tarafça işletilmesinden kaynaklı kazanç kaybı nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL’nin devir tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsilini talep ederek davayı açmıştır. Dava konusu aracın ve ticari plaka hat bedelinin dava tarihindeki değeri mahkemece yapılacak bilirkişi incelemesine bağlı olabileceğine göre, dava değerinin dava açarken tam ve kesin olarak davacı tarafından belirlenmesi mümkün bulunmadığından, davanın belirsiz alacak davası olduğunda tereddüt bulunmamaktadır. Ne var ki mahkemece bu yönde bir işlem yapılarak dava değeri belirlenmediği gibi harçta ikmal edilmeden sonuca gidilmiştir.

Hâl böyle olunca, dava konusu isteklerle ilgili gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırılarak dava değerinin belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

Davacının değinilen yön itibariyle yerinde görülen temyiz itirazının kabulü ile Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen temyiz isteğinin reddine ilişkin 30.12.2019 gün ve 2019/975 Esas, 2019/1082 Karar sayılı ek kararın ORTADAN KALDIRILMASINA, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 371/1-a maddesi uyarınca Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.09.2021 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.

Hemen Ara