Esas No: 2020/1210
Karar No: 2020/5026
Karar Tarihi: 12.03.2020
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2020/1210 Esas 2020/5026 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
...
...
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti:
Davacı, kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti ve ek ödenek ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevabının özeti:
Davalı, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, taraflarca temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Davalı Bakanlığın temyizi yönünden;
Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 427. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz.
Dosya içeriğine göre; (bilirkişi raporunda 2.663,93 TL/brüt fazla çalışma alacağı hesaplanmakla) davalı tarafça temyize konu edilen ve davalı aleyhine hüküm altına alınan alacak miktarı 1.864,75 TL fazla çalışma alacağı olup karar tarihi itibari ile 3.200 TL kesinlik sınırı kapsamında kaldığından davalı Bakanlık vekilinin temyiz isteminin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 427, 432. maddeleri uyarınca REDDİNE,
Davacının temyizi yönünden;
1-Kıdem tazminatının zamanında ödenmemesi halinde bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte ödenmesi gerektiği 1475 sayılı Kanun"un 14/11. maddesinde öngörülmüştür. O halde faiz başlangıcı fesih tarihi olmalıdır. Ancak, yaşlılık, malullük aylığı ya da toptan ödeme almak için işyerinden ayrılma halinde 1475 sayılı Kanun"un 14/3. maddesine göre işçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa başvurduğunu belgelemesi şarttır. Bu halde faiz başlangıcı da anılan belgenin işverene verildiği tarih olmalıdır.
Somut uyuşmazlıkta; davacı taraf dava dilekçesinde emeklilik nedeniyle iş akdini feshettiğini, belirleyebildikleri kıdem tazminatı alacağının 11.146,34 TL olduğunu, 500,00 TL ve 500,00 TL olarak ödenen 1.000,00 TL’nın mahsup edildiğini, 10.146,34 TL kıdem tazminatı taleplerinin olduğunu, kıdem tazminatının taksitle yatırılmasına muvafakatlerinin olmadığından yatırılan ve bundan sonra yatırılacak miktarlara ilişkin olarak fesih tarihinden itibaren mevduat faizi taleplerinin olduğunu belirtmiştir. Davalı tarafın 05.04.2012 havale tarihli cevap dilekçesinde 5 taksit ödendiğini, 25.02.2013 tarihli dilekçesinde ise kıdem tazminatına ilişkin dekontları sunarak kıdem tazminatı borcu kalmadığını belirtmiştir. Mahkemece, davalı işveren tarafından davacıya iş akdinin emeklilik nedeniyle feshedildiğinden kıdem tazminatı ödendiği (11.146,34 TL) sabit olduğu, raporda hesaplanan kıdem tazminatından ödenen kıdem tazminatı miktarının mahsubu sonucu davacının kıdem tazminatının bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle kıdem tazminatı yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden; davacının iş akdini emeklilik nedeniyle feshettiği, davacının işten ayrılış bildirgesinde ayrılış tarihinin 02.09.2011 tarihi ve ayrılış kodunun 08 olduğu, SGK’nın 08.09.2011 tarihli yazısı ile davalı tarafa davacıya 01.10.2011 tarihinden geçerli olmak züere yaşlılık aylığı bağlanacağının belirtildiği, davalı tarafın kabulünde de olduğu üzere kıdem tazminatının taksitlerle ödendiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacının fesih tarihinden itibaren kıdem tazminatına faiz talep hakkının bulunduğu açık olup dava dilekçesinde de bu talebe yer verilmiştir. Bu nedenle, kıdem tazminatının fesih tarihinden itibaren faizi davacıya yapılan ödeme tarihleri de dikkate alınarak hüküm altına alınmalıdır. Karar bu yönüyle hatalı olup bozma sebebidir.
2-Davalı ... Bakanlığının Harçlar Kanunu"nun 13/j maddesi uyarınca harçtan muaf olduğu dikkate alınmaksızın mahkemece davalı Bakanlığın hüküm fıkrasının 4 ncü bendinde sorumlu tutulması hatalı olup, diğer bir bozma sebebidir.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.03.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.