Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2020/1600 Esas 2020/8195 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1600
Karar No: 2020/8195
Karar Tarihi: 14.12.2020

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2020/1600 Esas 2020/8195 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2020/1600 E.  ,  2020/8195 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Mal Rejimi Tasarrufundan Kaynaklanan Alacak, Maddi Ve Manevi Tazminat


    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün katılma yoluyla davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    KARAR

    Davacı-karşı davada davalı ... vekili, davacının, eşinin ve ailesinin baskılarıyla müşterek evi terk etmek zorunda bırakıldığını ve bir kat yorgan ile iki adet perde aldığını, geri kalan eşyaların davalı tarafta kaldığını, ayrıca evlilikleri sırasında ortak oldukları kooperatif hissesine de birlikte ödeme yaptıklarını, davacının evden ayrılma sonrası gerek yeni ev tutma, gerek evin yaşanabilir hale gelmesi ve çocuğuna bakıcı tutmak zorunda kalması gibi mali külfetlerle karşılaştığını, daha sonra Balıkesir"e taşındığını, bunların mali külfet getirdiğini, ayrıca çocuklu dul olarak evlenme şansının ve toplumun dul kadına bakış açısı ve bunun getirdiği sıkıntıların olduğunu açıklayarak, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile ekte listesi sunulan eşyaların aynen iadesine, olmadığı takdirde bedellerinin tahsiline, kooperatifin değerinin tespiti ile davacının hissesine düşen oranın tazminine, ayrıca 3.000 TL maddi ve 2.000 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiş, karşı davanın reddini savunmuştur.
    Davalı-karşı davada davacı ... vekili, davanın reddini savunmuş, karşı dava dilekçesinde belirtilen araç nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuş, ayrıca ekte listesi sunulan eşyaların bedelinin yarısının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Balıkesir 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin, mahkemenin yetkisizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine dair ilk kararı, taraf vekillerinin temyizi üzerinde Yargıtay 2.Hukuk Dairesi"nin 15.02.2007 tarihli ve 2006/11667 Esas, 2007/1973 Karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuş, Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra Balıkesir 2.Aile Mahkemesi"nce yapılan yargılama sonucu, davacı kadının boşanmadan kaynaklı maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, davacı kadının eşya alacağı davasının kabulüne, dava dilekçesinde gösterilen ve hükümde belirtilen eşyaların aynen iadesine, mümkün olmaması halinde 5.175 TL eşya bedelinin davalıdan tahsiline, davacı kadının katkı payı alacağı davasının kabulüne, davacı kadının kooperatif üyeliğinden kaynaklı 7.622,23 TL katkı payı alacağının 3.840 TL"sinin dava tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte, geri kalan 3.782,23 TL"nin ıslah tarihi olan 09.05.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, karşı davacı erkeğin katkı payı alacağının kısmen kabul kısmen reddine, karşı davacı erkeğin dava konusu araçtan kaynaklı 3.054,60 TL katkı payı alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte karşı davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, karşı davacı erkeğin eşya alacağı davasının reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı-karşı davada davalı vekili ile davalı-karşı davada davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 2017/14826 Esas, 2019/3952 Karar sayılı ilamı ile, davacının eşya alacağına ilişkin davasının reddine karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun düşmeyen yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığına,davacı kadın vekilinin, dava dilekçesinde tarafların evlilikleri sırasında ortak oldukları kooperatif hissesine birlikte ödeme yaptıklarını açıklayarak, kooperatifin değerinin tespiti ile davacının hissesine düşen oranın tahsiline karar verilmesini istediği, dava dilekçesinde harca esas değer göstermediği gibi bu talep yönünden peşin harç da yatırmadığı, 01.11.2004 havale tarihli dilekçede harca esas değeri 3.840 TL olarak gösterdiği ve aynı tarihte bu değer üzerinden peşin harç yatırdığı, 15.02.2007 tarihli bozma ilamından sonra sunduğu 09.05.2017 havale tarihli ıslah dilekçesinde, kooperatif hissesi nedeniyle 3.840 TL talep ettiklerini, bilirkişi raporu ile alacağın 7.622,23 TL olduğunun tespit edildiğini açıklayarak ıslahla talebini 7.622,23 TL"ye yükselttiği, bozmadan sonra ıslah yapılmasının mümkün bulunmadığı, ayrıca boşanma kararının 15.09.2003 tarihinde kesinleşmesi nedeniyle ıslah tarihi itibariyle 10 yıllık zamanaşımı süresinin de geçtiği, davalı vekili ıslaha karşı açıkça ve süresinde karşı koyduğuna göre mahkemece kooperatif hissesi yönünden 3.840 TL"ye hükmedilmesi gerekirken, davalı aleyhine olacak şekilde fazla alacağa hükmedilmesinin doğru görülmediğine işaret edilerek, karar, davalı-karşı davacı lehine bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, davacı karşı davalı kadının eşya alacağı davasının reddine, davacı karşı davalı kadının katkı payı alacağı davasının kabulü ile, kooperatif üyeliğinden kaynaklı 3.840,00 TL katkı payı alacağının dava tarihinden itibaren başlayacak yasal faiz ile birlikte davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalı kadına verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı-karşı davacı vekili ve katılma yoluyla davacı karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece verilen ilk karara yönelik, davacı karşı davalı vekilinin temyiz itirazlarının tümü, davalı-karşı davacı vekilinin temyiz itirazlarının ise asıl davada eşya alacağı ve kooperatif hissesine yönelik hesaplanan alacağa yönelik itirazları dışındaki temyiz itirazları, Dairece yerinde görülmeyerek reddedilmiştir. Mahkemece bozmadan sonra, bozmaya dahil edilmeyen karşı dava ve asıl davada boşanmadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talepleri hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir.Bozma kapsamı dışında kalan hususlar taraflar lehine usuli kazanılmış hak oluşturmakla birlikte yeniden hüküm kurulmalıdır. Bozma kapsamı dışında kalan hususlarda açıkça onama kararı bulunmadığından, bu haliyle kararın infazında tereddüt hasıl olacağından, alacağın kabul ve reddedilen miktarına göre fer"ileri yeniden belirleneceğinden ve HGK kararları da bu yönde olduğundan mahkemece, HMK"nin 297/2. maddesi gereği tüm talepler yönünden yeniden hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Taraf vekillerinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraf vekillerinin esasa yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK"un 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 14.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara