Esas No: 2020/7879
Karar No: 2022/3226
Karar Tarihi: 21.04.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7879 Esas 2022/3226 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/7879 E. , 2022/3226 K.Özet:
Davacı vekili, müvekkilinin bankalarla kefil olduğunu, bu bankaların kredi hesaplarını katederek icra takiplerine girdiğini ve müvekkilinin kefaletinin son bulduğunu iddia ederek borcu olmadığının tespiti ile Türkiye Halk Bankasınca temlik edilen borcu olmadığının hükmen tespit edilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda davacının kefil olduğu kredi sözleşmelerinden dolayı banka tarafından temlik edilen alacak yönünden sorumluluğunun devam ettiği belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir. İstinaf başvurusunda da hukuka aykırı bir durum olmadığından esastan reddedilmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek onanmasına karar verilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu Madde 353/b-1: İstinaf mercii, katılan veya müdahilin çıkarları veya suçsuzluğunun açık olması bakımından ceza davalarında bir yanılgı oluştuğuna veya hukuki olarak basit bir işlem ve takdir hatası sebebiyle haksız bir sonuca varıldığına dair ciddi ve inandırıcı bir şüphenin bulunması halinde, hükmü esastan inceleyerek karar verir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu Madde 370/1: Temyiz başvurusu, yerel mahkemece verilen hükmün istinaf yolu açık olduğuna dair kararın kesinleşmesinden itibaren onbeş gün içinde yapılır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu Madde 372: Temyiz incelemesi sonunda, hüküm, temyiz istemince dayanılan sebeplerin yerinde görülmemesi, kurallara uygunluk veya gerekçe yetersizliği sebeplerinden birine dayanılarak BOZULUR ya da ONANIR.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 25.09.2019 tarih ve 2019/297 E. - 2019/809 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi'nce verilen 16.09.2020 tarih ve 2020/256 E. - 2020/791 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı ...'nun kardeşi olan müvekkilinin davalı aile şirketi olan ...Makine... Ltd. Şti ile diğer davalı şirketler olan Fırat Demir...Ltd. Şti ve Çelik - San...Ltd.Şti'nin paydaşı olduğunu, bu şirketlerin tam yetkili müdürü olan ...'nun birçok banka ile kredi ilişkisine girdiğini, aile bireylerinin de kefil olduğunu, bankaların kredi hesaplarını katederek icra takiplerine giriştiğini itirazlar üzerine 300'den fazla dava açıldığını, davalı ...'nun davalı Başak Metal Ltd. Şti. üzerinden müvekkilinin hisselerini ele geçirmeye çalıştığını, banka borçlarını yapılandırma görüşmeleri başlattığını, tüm bunların müvekkilinin bilgisi dışında yapıldığını, alacaklının kefillerin zararlarına neden olacak, sorumluluklarını artıracak iş ve işlemler yapamayacağını, on yıllık süre geçtiği için müvekkilinin kefaletinin son bulduğunu, Türkiye Halk Bankasının alacağını Başak Metal Ltd. Şti'ne temlik ettiğini, müvekkilinin bu temlik sözleşmesinin de tarafı olmadığını, müvekkilinin ... aile bireyleri ile arasındaki husumet nedeniyle muvazaalı olarak bu işlemlere giriştiğini ileri sürerek müvekkilinin ödeme sorumluluğunun olmadığının tespiti ile Türkiye Halk Bankasınca temlik edilen borcu olmadığının hükmen tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin şirketlerin yönetimini usulüne uygun olarak yaptığını, bankaların haksız olarak hesapları kat etmeleri nedeni ile büyük bir hukuki mücadeleye başladığını, davacının kredi sözleşmelerinin kefili olduğunu, temlik sözleşmesinin alacaklı banka ile Başak Metal Ltd. Şti. arasında akdedildiğini, kefilin rızasına ihtiyaç bulunmadığını, temlik davacının da yararına olduğu için bu davada hukuki yararının bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre,davacının genel kredi sözleşmesinde kefil olduğu, kredi sözleşmelerinden dolayı banka tarafından temlik edilen toplam 421.384,00 TL alacak yönünden kefil olarak sorumluluğunun devam ettiği, davacının anılan alacak yönünden borçlu olmadığına ilişkin iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
İstinaf mahkemesince, ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 21/04/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.