Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/4853 Esas 2012/6298 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/4853
Karar No: 2012/6298
Karar Tarihi: 31.10.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/4853 Esas 2012/6298 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2012/4853 E.  ,  2012/6298 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
    ŞİKAYETÇİ : ....
    ŞİKAYET OLUNAN : ...

    Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Şikâyetçi vekili, müvekkilinin müflis şirketten olan alacağı için kayıt başvurusunda bulunmuş olmasına rağmen iflas idaresinin alacağın ipotekle teminat altına alındığı ve yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle alacağın tamamını reddettiğini, alacağın 3.500.000,00 TL"lik kısmının ipotekle temin edildiğini, İİK"nın 233. maddesi uyarınca rehinli alacak için red kararı verilemeyeceği gibi sıra cetveline kabul edilmeyen alacakların red sebebinin gösterilmesinin yasal zorunluluk olduğunu, alacağın 3.500.000,00 TL" lik kısmının rüçhanlı, kalan kısmın adi alacak olarak masaya kaydı gerekirken alacağın tamamının reddedilmesinin hatalı olduğunu, sıra cetvelinin yasal sürede düzenlenmediğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep etmiştir.
    Şikayet olunan, davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece, dosya üzerinden yapılan incelemede, iflas idaresince alacağın konusunun yargılamayı geretirdiği gerekçesiyle alacağın reddine karar verdiği, bu nedenle red kararının gerekçesi bulunduğundan bu yöndeki şikayetin yersiz olduğu, İİK"nın 232. maddesindeki 3 aylık sürenin sıra cetvelinin geçerliliğine etkisinin bulunmadığı, tasfiyenin hızlanmasına yönelik olduğu, bu yöndeki şikayetin de yersiz olduğu, İcra Mahkemesinde sıra cetveline sıra yönünden itiraz edilebileceği, alacağın varlığına yönelik itirazların yasal süresi içerisinde iflasa karar verilen yerdeki Ticaret Mahkemesinde açılması gerektiği gerekçesiyle, sıra cetveline alacağın varlığına yönelik olarak yapmış olduğu itiraz yönünden davanın tefrik edilerek mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli Kadıköy Asliye Ticaret Mahkemesi"ne gönderilmesine, davacının sair taleplerinin reddine karar verilmiştir.
    Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, şikayetçi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
    2- Şikayet, iflas idaresinin sıra cetvelini düzenlerken İİK"nun 233. maddesi hükmüne aykırı olan işleminin iptaline ilişkindir. Mahkemece, şikayetin bir bölümünün alacağın esasına ilişkin olduğu belirtilerek tefrikine ve Ticaret Mahkemesi görevli olduğundan mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.
    İİK"nın 233. maddesine göre sıra cetvelinde, kabul edilmeyen alacaklar red sebepleri ile birlikte gösterilirir. Ancak, iflas idaresi ipotekle temin edilmiş alacakları, bunları doğuran sebep veya ipotek limiti bakımından reddetmeyip, kabul etmediğini ikinci alacaklılar toplantısına bildirir.
    İİK"nın 235/1. maddesi uyarınca iflas sıra cetveline yönelik itirazlar kural olarak genel mahkemelerde (Asliye Ticaret Mahkemesinde) görülür. Şikayetçi sadece kendi sırasına yönelik itirazlarını, husumet iflas idaresine yöneltilerek İİK"nın 235/son maddeleri uyarınca icra mahkemesinde ileri sürmelidir.
    İflas sıra cetvelinde başka bir alacaklının kabul edilen miktar kadar alacağı bulunmadığına ya da sırasına yönelik itiraz, o alacağın sıradan terkin edilmesi talebini içerdiğinden, şikayet olarak icra mahkemesinde değil, İİK"nun 235/2 nci maddesi uyarınca sırasına itiraz edilen alacaklıya husumet yöneltilerek dava yolu ile genel mahkemede ileri sürülmelidir.
    Somut olayda, şikayetçi iflas sıra cetvelinde başka bir alacaklının kabul edilen miktar kadar alacağı bulunmadığına ya da sırasına yönelik bir şikayette bulunmayıp, iflas idaresinin 233. maddesi hükmüne aykırı işleminin iptalini talep ettiğinden ve alacağın esası ile ilgili bir ihtilaf bulunmadığından, görevli mahkemenin İcra Mahkemesi olduğu hususu gözden kaçırılarak, görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş olup, mahkemece tefrik edilerek görevsizlik kararı verilen dosyanın işbu asıl dosya ile birleştirilmesi sağlanarak, birlikte değerlendirilip, işlemin İİK"nın 233 ncü madde hükmüne uygun olup olmadığı yönünden uyuşmazlığın esasına girilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
    Öte yandan, ülkemizin de tarafı olduğu ve Anayasa"nın 90"ncı maddesi gereği iç hukukun bir parçası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6"ncı, 1982 Anayasası"nın 36"ncı maddesinde adil yargılanma hakkına yer verilmiştir. Karar tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK"un 73"ncü maddesi " Kanunun gösterdiği istisnalar haricinde hakim her iki tarafı istima veyahut iddia ve müdafaalarını beyan etmeleri için kanuni şekillere tevfikan davet etmedikçe hükmünü veremez." hükmünü içermektedir. 6100 sayılı HMK"nın 27" nci maddesinde ise adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olarak hukuki dinlenilme hakkı düzenlenmiş, bu hakkın, yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini, kararların somut, açık olarak gerekçelendirilmesini içerdiği belirtilmiştir.
    İİK"nın 18/3. maddesinde " Aksine hüküm bulunmayan hallerde icra mahkemesi, şikayet konusu işlemi yapan icra dairesinin açıklama yapmasına ve duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir eder; duruşma yapılmasını uygun gördüğü takdirde ilgilileri en kısa zamanda duruşmaya çağırır ve gelmeseler bile gereken kararı verir." hükmüne yer verilmiştir. Kanunda açıklık bulunmayan hallerde, duruşma yapılıp yapılmayacağı hakimin takdirine bırakılmış ise de; öngörülen takdir hakkı mutlak bir seçimlik hak olmayıp, halin icabına göre değerlendirilmesi gereken bir takdir hakkıdır. Sıra cetveline karşı şikayette bulunulması halinde bu takdir hakkının duruşma yapılarak kullanılması kanunun amacına uygun düşer. Mahkemenin takdirine göre duruşma açılmasının gerekli görüldüğü hallerde ilgililerin duruşmaya çağrılması yasal bir gerekliliktir. Mahkemece, duruşma açılıp, şikayet olunanlara şikayet dilekçesi tebliğ edilip, ilgili tüm icra dosyaları celbedilip, iddia ve savunma doğrultusunda toplanan tüm deliller değerlendirildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, evrak üzerinden yazılı şekilde karar verilmesinde de isabet görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle şikayetçi vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, şikayetçi yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 31.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara