Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/4743 Esas 2012/6289 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/4743
Karar No: 2012/6289
Karar Tarihi: 31.10.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/4743 Esas 2012/6289 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2012/4743 E.  ,  2012/6289 K.

    "İçtihat Metni"

    ...


    Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-

    Şikayetçi vekili,... sayılı icra dosyası kapsamında düzenlenen sıra cetvelinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ihalesi şikayetçi bankaya yapılan borçluya ait tabloda ... ihtiyati haciz tarihinin 06.01.2011 olduğunu, müvekkilinin kesin haczinin ise 11.01.2011 tarihli olduğunu, yani şikayet olunanın ihtiyati haczi kesinleşmeden evvel müvekkili tarafından kesin haciz işlemi yapıldığını, .... müvekkilinin kesin haczine iştiraki için İİK"nun 100. maddede sayılan belgelere dayanması gerektiği halde borçlu hakkında adi belgeye dayalı genel haciz yoluna başvurduğunu, müvekkilinin takibinin ise ilama dayalı olduğunu, müvekkilinin takip tarihinin de ... takibinden önceki tarihli olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep ve dava etmiştir.
    Şikayet olunan vekiline tebligat yapılmamıştır.
    Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu, iddia ve dosya kapsamına göre, şikayetçinin alacağı ilama dayalı ise de, alacağın İİK"nun 100.madde kapsamında imtiyazlı bir alacak olmadığı, şikayetçinin kesin haciz tarihinin 11.01.2011 olduğu, şikayet olunan banka haczinin ise 06.01.2011 tarihinde ihtiyaten uygulandığı, şikayet olunan bankanın ihtiyati haczinin şikayetçinin kesin haczine iştiraki ile garameten paylaşım konusunda hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Şikayet, iflas sıra cetveline ilişkindir. Ülkemizin de tarafı olduğu ve anayasa"nın 90"ncı maddesi gereği iç hukukun bir parçası olan ...n 6"ncı, 1982 Anayasası"nın 36"ncı maddesinde adil yargılanma hakkına yer verilmiştir. Karar tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK"nun 73"ncü maddesi "Kanunun gösterdiği istisnalar haricinde hakim her iki tarafı istima veyahut iddia ve müdafaalarını beyan etmeleri için kanuni şekillere tevfikan davet etmedikçe hükmünü veremez" hükmünü içermektedir. 6100 sayılı HMK"nun 27"nci maddesinde ise adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olarak hukuki dinlenilme hakkı düzenlenmiş bu hakkın, yargılama hakkının en önemli unsuru olarak hukuki dinlenilme hakkı düzenlenmiş, bu hakkın, yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini, karaların somut, açık olarak

    .../...
    S.2



    gerekçelendirilmesini içerdiği gibi, 17.07.2003 T. ve 4949 sayılı Kanunun 4"ncü maddesiyle yeniden düzenlenen İcra ve İflas Kanunu"nun 18. III maddesine göre "Aksine hüküm bulunmayan hallerde icra mahkemesi, şikayet konusu işlemi yapan icra dairesinin açıklama yapmasına ve duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir eder; duruşma yapılmasını uygun gördüğü takdirde ilgilileri en kısa zamanda duruşmaya çağırır ve gelmeseler bile gereken kararı verir." Kanunda açıklık bulunmayan hallerde, duruşma yapılıp yapılmayacağı hakimin takdirine bırakılmış ise de; öngörülen takdir hakkı mutlak bir seçimlik hak olmayıp, halin icabına göre değerlendirilmesi gereken bir takdir hakkıdır. Sıra cetveline karşı şikayette bulunulması halinde bu takdir hakkının duruşma yapılarak kullanılması kanunun amacına uygun düşer. Mahkemenin takdirine göre duruşma açılmasının gerekli görüldüğü hallerde ilgililerin duruşmaya çağrılması yasal bir gereklilik olduğundan, bu durumda yukarıda açıklanan ilkelerde dikkate alınarak şikayet nedeniyle verilecek karardan etkilenecek olanların duruşmaya davet edilerek tebligata rağmen gelmemeleri halinde ancak evrak üzerinden bir karar verilebileceğinin gözardı edilmesi doğru görülmemiştir.
    2-Haciz sıra cetveline şikayet İİK"nun 142. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, sıra cetvelinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde alacaklının ilgililer aleyhine şikayette bulunması mümkündür. Somut olayda, 29.06.2011 tarihli sıra cetvelinin tebliğine ilişkin evrak temin edilmişse de bu tebligat ile şikayetçi vekilinin şikayet dilekçesine eklediği tebligat parçası örneğinin farklı olduğu görülmüştür. Mahkemece, sıra cetvelinin şikayetçi tarafa hangi tarihte tebliğ edildiğinin net olarak tespiti sonucu şikayetin süresinde olup olmadığı tartışılmaksızın yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, şikayetçi yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 31.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    ...



    Hemen Ara