Esas No: 2012/4343
Karar No: 2012/6287
Karar Tarihi: 31.10.2012
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/4343 Esas 2012/6287 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
ASIL VE BİRLEŞEN
DAVADA DAVACI :
ASIL DAVADA DAVALI :
ASIL VE BİRLEŞEN
DAVADA DAVALI :
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı ile asıl ve birleşen davada davalı ... vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Asıl davada davacı vekili, davacı kooperatifin eski yönetim kurulu tarafından ... "dan kooperatif giderleri için borç senedi karşılığında 2.500,00 TL ödünç alınmasına karar verildiğini, senedin ..."a verilmesine rağmen paranın ..."dan alınmadığını, bu durumun kooperatifin banka hesabı ve ticari defterlerinden tespit edilebileceğini, senedin bedelsiz olduğunu, ..."ın bu senedi diğer davalı ..."e ciro ettiğini ve bu kişi tarafından müvekkili aleyhine icra takibi yapıldığını, davalı ..."in senedin bedelsiz olduğunu bilmesine rağmen kötü niyetli olarak takip yaptığını, ödeme emrinde ciranta ..."ın adresinin tam olarak gösterilmemesi ve ödememe protestosunun da bulunmamasının bu hususu doğruladığını ileri sürerek, 25.02.2010 tanzim, 06.04.2010 vade tarihli lehdarı ..., hamili ... olan 2.500,00 TL miktarlı senedin bedelsiz olduğunun ve bu senetten dolayı müvekkili kooperatifin borçlu olmadığının tespiti ile senedin tahsili için başlatılan takibin iptalini, % 40 oranında kötüniyet tazminatının ..."den tahsilini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, davalı ..."den 25.02.2010 tanzim, 25.03.2010 vade tarihli lehtarı ... olan 2.105,00 TL bedelli senetten dolayı borçlu olmadıklarını ileri sürerek, borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı ... vekili, davacı kooperatifin 25.07.2008 tarihli yönetim kurul kararında nakit ihtiyacı nedeniyle ... adına Akbank"tan 10.367,90 TL miktarında 24 ay vadeli kredi çekilmesine karar verildiğini, kooperatif bu kredi sözleşmesi nedeniyle müvekkili ..."e ödeme yapmadığından icra takibi başlatıldığını, müvekkili ..."in davacı kooperatifte uzun bir süre bilfiil çalıştığını, ayrıca üyeliğinin bulunduğunu, davaya konu edilen senetlerin geçerli olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Asıl davada Erol vekili, açılan menfi tespit davasının ancak alacaklıya karşı açılabileceğini, Davalı ..."un davada taraf sıfatının bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Asıl davada davalı ... mirasçısı ..., eşi ..."ın 2010 yılı Temmuz ayında vefat ettiğini, alacaklısı olduğu bir senet bulunduğunu bilmediğini beyan etmiştir.
Asıl davada ... mirasçısı ..., babası hasta iken ... ile adının Ahmet olduğunu bildiği kooperatif yetkililerin babası ile görüştüklerini, bu görüşmede babasının dava konusu edilen 2.500,00 TL tutarlı senet ile ilgisinin olmadığını ve ciro eden ... ismi altındaki imzanın da kendisine ait olmadığını söylediğini beyan etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, kooperatif kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde davalı ..., davacı kooperatife herhangi bir mal veya hizmet vermediğinden kooperatifin ..."a borcunun bulunmadığı ve fakat ..."tan alınan 2.500,00 TL"nin kooperatif kasasına girdiğinin tespit edildiği, söz konusu 2.500,00 TL bedelli bononun ... tarafından davalı ..."e ciro edildiğine dair imzanın bulunması nedeniyle davalı ..."in söz konusu senet nedeniyle kooperatiften 2.500,00 TL alacaklı olduğu, diğer takip dosyasına konu 2.105,00 TL bedelli senedin 1.105,00 TL kısmının 22.04.2010 tarihinde kooperatifin hesabından davalı ..."e ödenmesi nedeniyle ..."in kalan 1.000,00 TL yönünden alacaklı olduğu, davaya konu bonolar üzerinde kooperatif kaşesi ve iki yetkili imzanın bulunması nedeniyle geçerli olduğu,davalı ..."in iyi niyetli hamil olduğu, bonoyu kötüniyetli olarak ciro yoluyla aldığının ispat edilemediği, davacının, ... mirasçılarına karşı menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğu ve davacının senet bedelini hamil ..."e ödemesi durumunda ödediği miktarı ... mirasçılarından rücu yoluyla tahsil etme hakkı olduğu gerekçesiyle, asıl davada davacı kooperatifin davalı ... mirasçıları ... ve ..."a 25.02.2010 tanzim, 06.04.2010 vade tarihli 2.500,00 TL bono ve bu bonoya dayalı takipten dolayı borçlu olmadığının tespitine, davalı ... iyi niyetli hamil olduğundan bu davalı yönünden açılan davanın ve kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine; birleşen davada, davanın kısmen kabulü ile takibe konu 23.03.2010 vade tarihli 2.105,00 TL bedelli bono sebebiyle davacının davalı ..."e 1.105,00 TL asıl alacak ve 43,00 TL işlemiş faiz yönünden borcunun bulunmadığının tespitine, fazlaya dair istemin reddine, her iki tarafın tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Karar, asıl ve birleşen davada davacı ile asıl ve birleşen davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Asıl dava yönünden;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle yargılama gideri ve vekalet ücretinin dahili davalılara yükletilmesine göre, taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Birleşen dava yönünden ise;
5219 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu"nun (HUMK) 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 5236 sayılı Kanunun 19 uncu maddesiyle HUMK’a eklenen Ek-Madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2012 yılı için 1.690,00 TL’dir. HUMK"nun, 21.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanun ile değişik 427/4 ncü madde hükmüne göre alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, asıl istemin kabul ve reddedilen miktarı, anılan kesinlik sınırını geçmeyen tarafın, temyiz hakkı bulunmamaktadır. Somut olayda, birleşen dosyada bulunan dava dilekçesinde, 2.105,00 TL miktarlı senet nedeniyle davacının borçlu bulunmadığının tespiti istenilmiş olup, mahkemece, davacının, senette yazılı miktardan 1.105,00 TL için borçlu bulunmadığı, 1.000,00 TL için borçlu olduğuna dair verilen karar, kabul ve reddedilen miktarlar yönünden taraf vekillerince temyiz edilmiş ise de; istemin kabul ve reddedilen kısımları, yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kaldığından, taraf vekillerinin temyiz istemlerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada taraf vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, birleşen davada taraf vekillerinin temyiz istemlerinin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle reddine, asıl davada davacıdan alınması gereken harç peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, aşağıda yazılı asıl davaya yönelik onama harcının temyiz eden asıl ve birleşen davada davalıdan alınmasına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 31.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.