Esas No: 2022/7809
Karar No: 2022/6984
Karar Tarihi: 16.09.2022
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/7809 Esas 2022/6984 Karar Sayılı İlamı
1. Ceza Dairesi 2022/7809 E. , 2022/6984 K."İçtihat Metni"
(KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)
Uyuşturucu ve uyarıcı madde ticareti yapma suçundan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/06/2007 tarihli ve 2005/12 Esas, 2007/204 sayılı kararı ile 16 yıl 3 ay hapis cezasına hükümlü ...'ın, bu cezasının 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanuna göre infazı sırasında, Üsküdar 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/07/2011 tarihli ve 2011/1006 değişik iş sayılı kararı ile 647 sayılı Kanun'un 19. maddesi gereğince koşullu salıverilmesini müteakip, bihakkın tahliye tarihi olan 18/04/2021 tarihinden önce denetim süresi içinde 26/12/2014 tarihinde işlemiş olduğu aynı neviden suçtan dolayı 24 yıl hapis cezasına mahkûm edildiğinin ihbar edilmesi sebebiyle, koşullu salıverilmenin geri alınmasına, ikinci suçun işlendiği 26/12/2014 tarihi ile bihakkın tahliye tarihi olan 18/04/2021 tarihi arasındaki sürenin aynen infazına karar verilmesi yönündeki İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının talebinin, ikinci suçun denetim süresi içerisinde işlenmediğinden bahisle reddine dair İstanbul İnfaz Hakimliğinin 27/04/2021 tarihli ve 2021/7533 Esas, 2021/7843 sayılı kararına yapılan itirazın reddine dair mercii İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 08/06/2021 tarihli ve 2021/480 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;
Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 02/04/2021 tarihli ve 2019/3614 Esas, 2021/5910 Karar sayılı ilamında “…Hükümlünün infaza konu cezasından dolayı koşullu salıverilme hakkından yararlanabilmesi bakımından infaz kurumunda geçirilmesi gereken sürenin belirlenmesinde 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun hükümleri uyarınca yapılan uygulamanın 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun hükümlerine göre yapılacak uygulamaya göre lehe olduğundan, somut olayda 5275 sayılı Kanun hükümlerine göre değil 765 sayılı TCK'nin 17. maddesi hükümlerine göre koşullu salıverilme kararının geri alınmasına karar verilmesi gerektiği, koşullu salıverilme ile ilgili uygulama bakımından 647 sayılı Kanun hükümleri ile 5275 sayılı Kanun hükümlerinin sadece lehe olan bölümlerinin alınıp karma uygulama yapılmasının mümkün olmadığı, hükümlerin bir bütün olarak uygulanmasının zorunlu olduğu..”şeklinde belirtildiği üzere,
Dosya kapsamına göre, her ne kadar İstanbul İnfaz Hakimliğinin 27/04/2021 tarihli kararı ile hükümlü hakkında koşullu salıverildikten sonra belirlenen denetim süresinin infaz hukukuna girdiği ve derhal uygulanması gerektiği, denetim süresinin ise 5275 sayılı Kanun'un 107/6. (7242 sayılı Kanun ile değişiklik öncesi) maddesine göre ceza infaz kurumunda geçirdiği sürenin yarısı olarak uygulanacağı, hükümlünün koşullu salıverilme için yatması gereken sürenin 6 yıl 193 gün, denetim süresinin ise 3 yıl 96 gün ve denetim süresi sonunun 31/10/2014 olduğu, ikinci işlenen suçun denetim süresi dışında kaldığından bahisle koşullu salıverilmenin geri alınmasına dair talebin reddine karar verilmiş ise de; 5275 sayılı Kanun'un 107/6. maddesindeki düzenleme ile toplam ceza miktarını aşabilecek şekilde mahrumiyetlerin önüne geçmenin amaçlandığı ve denetim süresinin cezaevinde geçirilecek sürenin yarısı kadar belirlendiği, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 10/10/2011 tarihli ve 2008/1330 ilamat sayılı müddetnamesinde hükümlünün cezasının, 647 sayılı Kanun'un 19. maddesi uyarınca 1/2 ve ayda 6 gün indirimli olarak infaz olacak şekilde tanzim olunduğu, müddetnameye göre hükümlünün 18/01/2005 tarihinde cezaevine girdiği, şartla tahliye tarihinin 24/07/2011, bihakkın tahliye tarihinin 18/04/2021 olduğu, hükümlünün cezaevinde geçirmesi gereken sürenin hesabının 647 sayılı Kanuna göre belirlendiği anlaşılmakla, infaz hukukunda hükümlünün ceza evinde geçirmesi gereken süre ile koşullu salıverildikten sonra belirlenen denetim süreleri bakımından lehine olan hükümlerin alınarak karma bir uygulama yapılmasının mümkün olmadığı, 647 sayılı Kanun’un hükümlünün ceza evinde geçirmesi gereken süre bakımından da lehe olduğu, çapraz ve karma bir uygulama yapılamayacağının anlaşılması karşısında, denetim süresinin 5275 sayılı Kanuna göre tayin edilemeyeceği ve hükümlünün koşullu salıverildikten sonra belirlenen denetim süresinin 647 sayılı Kanuna göre belirlenmesi gerektiği, bu sürenin ise bihakkın tahliye tarihi olan 18/04/2021 olacağı, bu haliyle hükümlünün 26/12/2014 tarihinde işlemiş olduğu kasıtlı suçun denetim süresi içerisinde işlenmiş olacağı gözetilmeksizin, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 31/05/2022 gün ve 94660652-105-34-13518-2021-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü;
TÜRK MİLLETİ ADINA
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre açıklanan sebeple yerinde görüldüğünden, İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 08/06/2021 tarihli ve 2021/480 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 16/09/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.